Hicretten sonra Medine'de doğan sahabelerdendir. Hazret-i Ömer'in (ra) kardeşi Hazret-i Zeyd'in oğludur. Henüz kundakta iken dedesi tarafından Peygamber Efendimize (asm) götürülmüş ve duâsına mazhar olmuştur. Risâle-i Nurda bu duâ münasebetiyle ismine yer verilmiştir. Peygamber Efendimizin bu duâsının bereketiyle büyüdüğünde, hem fizikî görünüm, hem de yüz görünümü olarak çok güzel bir hal alması ile mucizeye masadak olmuştur. Peygamber Efendimizin son döneminden Emevilerin kuruluş dönemine kadar yaşamış olmakla birlikte hakkında fazla bir bilgi ve nakil yoktur. Emeviler döneminde valilik yaptığı ve muhalifleri desteklediği için de valilikten azledildiği bilinmektedir. Künyesi Abdurrahman bin Zeyd ibnü'l-Hattab şeklindedir.
Abdurrahman Medine'de 626 yılında doğdu. Peygamber Efendimizi (asm), çocuk yaşta da olsa, görme şerefine ulaştı. Dolayısıyla yaş itibariyle küçük sahabelerden biri oldu. Hayatı hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olmamakla birlikte henüz kundakta iken anne tarafından dedesi Ebu Lübabe'nin, hurma liflerine sarılmış bir şekilde Peygamber Efendimizin huzuruna götürdüğü bilinmektedir. Peygamber Efendimiz de yediği hurmadan bu bebeğe tattırmış ve başını okşayarak duâ etmiştir.
Peygamber Efendimizin vefatından birkaç yıl evvel doğan Abdurrahman, onun huzurunda ve eğitiminde kalma fırsatını elde edememiştir. Çünkü, o zaman, henüz altı yaşlarında bir çocuktu. Bu sebepten dolayıdır ki, Peygamberimizden doğrudan hadis nakledememiştir. Naklettiği hadisler ise; amcası Hazret-i Ömer (ra) ve İbn Mesud (ra) olmak üzere, sahabeden öğrenip duyduğu hadislerdir.
Risâle-i Nurda Abdurrahman'ın Peygamber Efendimizin duâsına nasıl mahzar olduğu şu şekilde aktarılmaktadır: Abdurrahman yeni doğduğu zaman hem ufak hem de çirkindi. Dedesi Ebu Lübabe tarafından huzura çıkarılınca Peygamber Efendimiz eliyle başını meshedip duâ etti. Bu duânın bereketiyle hem boy, hem de yüz görünümüyle çok güzelleşti. Gençliğinde yörenin yakışıklıları arasında yer aldı. (Mektubat, 1994, s. 151)
Abdurrahman'ın önemli özelliklerinden bir tanesi babasına çok benzemesidir. Bu yüzdendir ki, Hazret-i Ömer kardeşine çok benzeyen Abdurrahman'ı çok sever ve ilgi gösterirdi. Bu sevgisinin bir göstergesi olarak kızı Fatıma ile de evlendirdi.
Peygamber Efendimizin son dönemi, dört halife devri ve Emeviler döneminde yaşayan Abdurrahman'ın hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Kaynaklarda kendisine ayrılan bilgiler çok sınırlı kalmaktadır. Hazret-i Ebu Bekir (ra) ve Hazret-i Ömer (ra)zamanlarında yaşı itibariyle kendisinden fazla söz edilmemesi tabiidir. Ancak, Hazret-i Osman (ra) ve Hazret-i Ali (ra) dönemlerindeki hayatı ve faaliyetleri ile ilgili olarak da elimizde fazla bir bilgi yoktur.
Abdurrahman, Muaviye'nin oğlu Yezid tarafından Mekke valiliğine getirildi. Epey bir süre bu valiliği yaptı. Bilindiği gibi, Yezid dönemi çok büyük acıların yaşandığı bir dönem olmuş ve Hazret-i Hüseyin (ra) feci bir şekilde şehit edilmişti. Özellikle bu olay, Yezid ve adamları için kara bir leke olmuş ve İslâm dünyasında büyük üzüntülere sebebiyet vermiştir.
Fiili olarak harekete geçip halifeliğini de ilân eden Abdullah bin Zübeyr, Emevileri epey uğraştırmıştır. Bütün bu gelişmelerden rahatsız olan Abdurrahman da Abdullah bin Zübeyr'e meyletmiştir. Bu meylinin Yezid tarafından öğrenilmesi üzerine görevine son verilmiştir.
Abdurrahman bin Zeyd ibnü'l-Hattab 690 yılında Mekke'de vefat etmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi az sayıda hadis rivayet etmiş ve bunları da doğrudan Peygamber Efendimizden aktaramamıştır. Dolaylı olarak aktarmıştır. Bazı hadis âlimleri de kendisinden nakletmişlerdir. Hüseyin bin Haris, Salim bin Abdullah ve kendi oğlu Abdülhamid söz konusu nakilcilerden birkaçıdır.
|