Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Abdil YILDIRIM

İnsanları değiştirmek



Hayatımızı devam ettirmek için beslenmeden barınmaya, giyinmeden ısınmaya kadar bir çok mal ve hizmete ihtiyaç duyarız. Hayatımızı kolaylaştırmak için de yine çok çeşitli eşya ve cihazlar kullanırız. Gelişen ve değişen ihtiyaçlara göre, kullanmakta olduğumuz ürünleri de zaman zaman değiştirir, yeni şartlara uygun yeni eşyalar alırız.

Toplumsal hayat da birey hayatı gibi dinamik bir faaliyet olduğundan, sosyal ihtiyaçlar da durmadan değişir. Buna göre sosyal hayatı düzenleyen kuralların değişmesi de kaçınılmazdır. Sürekli değişim ve gelişim olmasaydı, medeniyetler meydana gelmezdi. Onun için değişime ayak uyduramayan toplumlar medeniyetten uzaklaşmaya ve geri kalmaya mahkûmdur.

Uzun yılların birikimi olan yerleşik kuralları değiştirmek kolay olmadığından, toplumsal dönüşümler her zaman sancılı olmuştur. Çok defa da kan ve gözyaşı ile yazılmış faturalar ödenmiştir. Tarihin dönüm noktalarına baktığımız zaman bu acıların derin izlerini görebiliriz.

Millet olarak biz de en az iki yüz yıldan beri değişim sancıları yaşamaktayız. Önce imparatorluğu korumak ve yeniden ihya etmek için yapılan ıslahat ve Tanzimat hareketleri, ardından Birinci Dünya Savaşı, daha sonra milli mücadele ve cumhuriyetin kuruluşu, bu değişimin acıları ile doludur.

Cumhuriyetten sonra ise, inkılâp acıları ve sancıları başlamıştır. Tek parti yönetiminden demokrasiye geçiş çabaları ise, yine büyük acılara sebep olmuştur. Elli yıldan beri de çağdaş demokrasiye geçmek için bazı zihinlerdeki totaliter düşünceyi değiştirme mücadelesi veriyoruz. Bunun için de darbeler, idamlar, mahkûmiyetler ve mağduriyetlerle dolu bir süreç yaşayarak bu günlere gelmiş bulunuyoruz.

Geldiğimiz noktada ise, çağdaş demokrasi ve medeniyet projesi olarak bilinen AB sürecinin sancıları ile kıvranıyoruz. Kopenhag kriterlerini yerine getirmek için anayasamızda ve kanunlarımızda defalarca değişiklikler yapıldı. Sayısını hatırlamakta zorluk çektiğimiz uyum paketleri hazırlandı. Fakat uygulamada fazla bir değişiklik olmadığı için AB tarafından sık sık “Uygulamayı görelim” ikazları ile karşılaşıyoruz. Anayasa değişiyor, kanunlar değişiyor, suç tanımı değişiyor ama uygulama bir türlü değişmiyor. Onun için AİHM’de görevli hâkimimiz Rıza Türmen, son çare olarak “Kanunları değil, hâkimleri değiştirin” diye öneride bulunuyor. Ama hâkimleri de değiştirsek, gelenin gideni aratmayacağından emin değiliz. Onun için kalplerde ve zihinlerde köklü bir operasyon yapmadan çağdaş değişimlere ayak uydurmak mümkün olmuyor.

Toplumsal dönüşümlerin her zaman sancılı olacağını ve uzun bir zaman sürecine ihtiyaç duyulacağını söylemiştik. Tarihte bunun bir tek istisnası vardır. İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük değişim, en kısa sürede ve en başarılı bir şekilde, Asr-ı Saadet’te İslâm güneşinin doğuşu ile gerçekleşmiştir. İnsanlığın medar-ı iftiharı, iki cihan saadetinin vesilesi olan Hz. Muhammed (asm) öyle bir değişim gerçekleştirdi ki, en inatçı, en cahil, âdetlerinde son derece mutaassıp ve bedevî bir kavmi, 23 yıl gibi kısa bir sürede medenîlere üstâd eyledi. Bu muazzam değişikliği yaparken de kan dökmedi, kalp kırmadı, dayatma ve zorlamada bulunmadı.

Çağdaş ve medenî bir hayat tarzına uyum sağlamak için yasaları değiştirmek yetmediği gibi, insanları değiştirmek de çare değildir. Kalplerdeki kalıpları kırmak, zihinlerdeki ezberleri bozmak gerekir. Bunun nasıl yapılacağını ise, Asr-ı Saadet modelinde bulmak mümkündür.

12.11.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.11.2006) - Ecevit deyince

  (28.10.2006) - Cumhuriyetin dört ayağı

  (25.10.2006) - Bayramların öteki yüzü

  (21.10.2006) - Biz de Nobel istiyoruz

  (13.10.2006) - Bırakın da Ramazan'ın tadını çıkartalım

  (07.10.2006) - İnsan ve İslâm

  (26.09.2006) - Bir alana, bin bedava

  (22.09.2006) - Ey dünya, çekil yolumdan!

  (15.09.2006) - Teşekkür etmek medeniyettir

  (06.09.2006) - Allah ile kul arasına girenler

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004