Önce şartlar
Hiçbir olay şartları dikkate alınmadan değerlendirilemez. Değerlendirilse de, doğru bir sonuç içermez. Biz bir olayı değerlendirirken, öncelikle kendi şartlarımız içerisinde olaya bakarız. Oysa ki olayın bizzat oluşum şartları ile, olayı değerlendiren kişilerin şartları oldukça farklı olabilmektedir.
Hatta işlenen suçlarda bile şartlar hafifletici bir sebep teşkil eder.
Anlatılan fıkra dikkat çekici, hocanın evine hırsızlar girer ve ne var ne yoksa, hepsini götürürler. Tabiî haliyle konu komşu toplanır. Herkes hocaya yüklenmektedir: ‘Neden kapıyı kilitlemedin? Hırsızlığa sen sebep oldun. Neden böyle yapmadın, neden şöyle yapmadın’ sürüp gider sorular… Hoca evi soyulduğu halde kendisine bu kadar yüklenilmesine bir türlü anlam veremez ve tepki gösterir.
- Yahu kardeşim, tamam ben kapıyı kilitlemedim, hatalıyım, ama bu hırsızın hiç mi kusuru yok? Neden ona da kızmıyorsunuz? der.
Evet, bir konu hakkında, bir olay hakkında, bir durum hakkında yorum yapmadan evvel o olayın, o durumun oluşum şartlarını dikkate almalıyız. Şartlarını öğrendikten sonra yapacağımız yorum, çok daha farklı olacaktır. Yorumun doğru, isabetli olabilmesi yaşanan olayın şartlarını bilmekle mümkün olacaktır.
Olayın içinde olmak ile, olayı
pencereden izlemek farklı
Pencereden izliyoruz… Dışarıda bir kavga var. Bir kişiye beş, on kişi vuruyor. Anlaşılır değil. ‘Nasıl olur böyle bir şey!’, ‘Vahşet bu!’, “Neden beş kişi vuruyor?” diyorsunuz dışarıdan böyle gözüküyor.
Soruşturuyorsunuz, bu yumruk yiyen hırsız, mahallenin başını ağrıtmış. Birisinin silahını… Bir başkasının altınlarını… Bir diğerinin de parasını çalmış.
Doğrusu anlamsız değil yumruklar. Empati, isabetli yorumlar için gerekli. Hırsıza atılan her bir yumrukta bazı yaşanmışlıklar var.
Dışarıdan gözüktüğü gibi değil, olayın iç yüzü.
Klimalı bir odada dışarısının 55 derecesini anlamak
Dışarıda sıcaklık 55 derece. Adeta yanıyor memleket. Kocaman bir köpek ve küçücük bir kedi, bir ağaç fidesinin gölgesinde ağızlarını açmışlar ve soluyorlar. İbretlik. Normal şartlarda birbirine yakın duramayan bu iki hayvan, dış şartlar hayatı ciddî sarstığı için, bu küçük gölgeden ikisi de istifade ediyorlar.
Huysuzluğu bir kenara bırakıp, ‘kavga zamanı değil’ mesajı veriyorlar.
***
Nitekim aynı durum insanlar için de geçerlidir. Dışarıda 55 derece sıcak altında birisi size yapmaması gereken bir davranış sergiliyorsa, bu, şartların bir sonucudur. Siz ona hiç cevap vermeyin veya ‘evet, haklısınız’ deyin ve oralardan uzaklaşın.
Davranışın ardındaki şartları dikkate almamak; davranışı yanlış okumak demektir. Ayrıca, çok üzüntü veya çok sevinç hali içinde verilecek sözler çok isabetli değildir.
On yıllık hüküm giymiş bir insan
Davranışlara gösterilen tepkiler, kişinin nasıl bir hal içerisinde olduğu ile yakından alâkalıdır. Çok basit bir olay, çok büyük tepkiler oluşturuyorsa ya da çok büyük tepkiler gösterilmesi gereken meseleler, kişinin gülüp geçmesini netice veriyorsa; tepki gösteren kişinin iç atmosferini dikkate almayı gerekli kılar.
Hapishanede mahkûmlarla konuşan televizyon programcısı, on yıl hüküm giymiş bir mahkûma, ‘Neden buradasın?’ diye soruyor. Mahkûm, epey bir düşünüyor ve sanki o anı bir kez daha yaşıyor. Çok sonra ağzından bir cümlecik dökülüverdi: -“Bana ‘lan’ dedi. Ben de onu vurdum. Ama o an kontrol bende değildi. Ne yaptığımı hiç mi hiç hatırlamıyorum. Çok pişmanım, ama işte buradayım. On yıl hüküm giydim.”
O an içinde bulunulan şartlar, kişiye hakim olabiliyor.
Hiçbir mesele küçük değildir, bu size göredir
Bazı olayların gerekçeleri, dışarıdan bakan bir kişi için çok basit gelebilir. Ama basit bir cümle, aile ocağını söndürebiliyor, kalp kırıp, kavgalara sebep olabiliyor. Onun için hiçbir şey basit değildir. O, ‘basittir’ sözü’, dışarıdan bir kişiye aittir.
Küçük şeyler büyütülsün demiyoruz, ama kime göre küçük, küçüktür.
On binlerce insanların hayatına mal olan savaşların gerekçeleri çok mu büyük?
***
Dışarıda sıcaklık 55 derece iken, 22 derecede yazılmış bir yazı hayatı ne kadar yansıtabilir? Ve bu yazılan doğrular ne kadar doğru, yanlışlar ne kadar yanlıştır?
Dışarıda kar, fırtına, tipi var. Kaloriferli bir odanın penceresine yansıyanlar ne kadar gerçekleri yansıtır. Buradan yapılan yorum, neyin yorumudur?
Dış şartlar, iç şartları direkt etkiliyor. Yoksa şartların dışında, dışarıdan yapılan yorumlar, hep yarımdır.
Tabiî bana katılıp katılmamanız da, şu an hangi şartlar içinde bu yazıyı okuduğunuza bağlıdır.
Değil mi?
18.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|