Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT)’in 80. kuruluş yıldönümü nsebebiyle Müsteşar Emre Taner’in açıklamaları geçtiğimiz haftanın en önemli tartışma konularından birisi oldu. Bu “sürpriz” açıklamanın muhtevası kadar, müsteşarın açıklama yapması da tartışıldı, tartışılıyor. Çünkü MİT’in geleneğinde böyle “yazılı açıklama yapma” geleneği pek yok.
Peki ne demişti Taner…
“Dünyada birçok devlet egemenliğini kaybedecek, savunmada kalamayız…”
“Dünyadaki tüm değerlerin, ilişkilerin, sistemlerin ve düzenlerin, ister sosyal-ekonomik-siyasî ister ahlâkî-dinî olsun yeniden şekillendiği ve hatta tanımlandığı bir süreç içinde bulunmaktayız…”,
“Önümüzdeki dönemde de uluslar arası sistemin, kuralları belirlenmiş stabil bir yapıya kavuşacağını ummak ve bu yönde tanımlamalar geliştirmek faydasız bir uğraş olacaktır…”,
“Bulunduğumuz dönem, gelecekte birçok ulus devlet ve milletin hızlı bir şekilde tarih maratonunu kaybetmeye başladığı süreci anlatacaktır. Bu devletler sadece gelişmemekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasına dahil olmamakla kalmayacak, aynı zamanda birçoğu günümüz teknolojik devriminin ve küresel ekonominin rekabetine dayanamayıp ulusal egemenliklerini de büyük ölçüde yitireceklerdir…”
Taner’in bu açıklaması başta “ulus-devlet” tartışmasını gündeme getirdi. Kimileri bu kavramı, kimileri açıklamanın başka boyutunu ele alarak anladığını, “asıl anlatılmak istenileni” yazdı.
Tabiî konu MİT olunca, cümlelerde hatta kelimelerde “gizli kodlar”ı araştırmak bir ihtiyaç oluyor! Adeta bu “kodları” çözme yarışına girişildi. Bu açıklamayı Başbakana bağlı başka bir bürokrat yapsa bu kadar “tesirli” olmazdı belki.
Burada açıklamanın kodlarını çözmeye çalışmayacağım. Ancak sistemin statükocu kanadını eleştiren açıklamanın alelacele kaleme alınmadığı, üzerinde çalışıldığı ve bağlı olduğu kurumun bilgisi dahilinde yapıldığını söylemek güç değil.
Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu açıklamayı değerlendirirken, “Kargaların bile güldüğü bir irtica olayını ortaya atmaya devam ederseniz, asıl tehdidi göremezsiniz. Devletin içinde bir kararsızlık olabilir. Konuyu kamuoyunda tartıştırmaya yönelik bir çıkış bence. Bu konularda devletin içinde konsensüs sağlansaydı böyle bir açıklama yapılmazdı diye düşünüyorum“ tesbitinde bulunuyor.
Taner’in açıklamalarına siyasetçiler ise farklı yaklaşıyorlar. Muhalefet partileri, açıklamanın kapsamı itibariyle doğru olduğunu, bu kaygıları giderme konusunda görevin hükümete düştüğünü belirtirken, iktidar partisi milletvekilleri bu konuların MGK’da tartışılması gerektiğini düşünüyorlar.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı (AKP) Mehmet Dülger’in, “Bu konuların basın yoluyla konuşulması doğru değil. Benzer açıklamaları daha önce Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt da yaptı. Şimdi MİT Müsteşarı yapıyor. Bu konuda bir bilgi ve belge edinmişse MGK’ya sunar. Bu konular orada konuşulur, tartışılır ve gerekli önlemler alınır” değerlendirmesi de iktidara mensup bir milletvekilinin olaya bakışını yansıtıyor.
Diğer yandan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Taner’in buna benzer açıklamaları toplantılarda yaptığını, bu görüşlerin sürpriz olmadığını söylemesi iktidar cenahında bu konuda da bir kafa karışıklığı olduğunu gösteriyor.
Taner’in açıklamaları önümüzdeki günlerde de tartışılacak. Ancak Taner’le birlikte MİT’in yeni bir döneme girdiği anlaşılıyor. Yıllardır yapılmayan “yazılı açıklamalar”a bundan sonra alışacağız gibi görünüyor.
* * *
Bu arada dikkati çekmek istediğim başka konu da yazarımız Serdar Murat’ın da dün yazdığı gibi MİT’in internet sitesinde yer alan ve herkesi “ajan” olmaya dâvet eden mesajı… “Nasıl yardım edebilirsin” başlığı ile verilen yazıda, “Ülke bütünlüğü, ayrıca halkımızın güvenliği adına yoğun çaba sarf eden MİT için hayalî olmayan, husumet içermeyen gerçek bulgulara-delillere dayanan her bilgi önem arz etmekte ve kıymetlendirmeye alınıyor” diyor.
“Bu bir ihbar hattı değildir” denilse de, “Eğer ulusal güvenliğimize zarar verebilecek, tehdit oluşturabilecek herhangi bir bilgiye sahipseniz bunu bizimle paylaşmanızı isteriz. Ülke güvenliği bağlamında MİT Kanununda yer alan görevlerimiz kapsamında herhangi bir çaba sarf etmeksizin gördüğünüz, duyduğunuz, bildiğiniz hususları iletmeniz, görevlerimize katkı sağlayacaktır” sözlerine yer veriliyor. Bu cümleleri okuduktan sonra “ihbar hattı” olmadığını söylemek mümkün mü?
Tabiî bütün bunları okuyunca 28 Şubat döneminde yaşanan ispiyonculuk müessesesi aklımıza geldi…
Sizin olsa gelmez mi?
12.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|