Hükümetin en iddialı olduğu konuların başında ekonomi gelmektedir. Geçmiş yıllardaki yüksek enflasyondan bunalan Türkiye son yıllarda ‘ne olursa olsun enflasyon düşsün’ noktasına geldi. Neticede enflasyon nisbetleri düşürüldü...
Ancak bu konudaki ‘iyileşme’ hâlâ halka yansımış değil. Geride bıraktığımız yıl ‘iyi’ kabul edilse bile, 2007’nin ciddî riskler taşıdığı uzmanlarca ifade ediliyor.
2006 için ortaya konulan “yüzde 5 enflasyon” hedefi tutturulamadı. 2006 yılı enflasyonu yüzde 9.5 olarak gerçekleşti. Tabiî ilan edilen enflasyon hedefinin tutmaması ilk defa karşılaştığımız bir durum değildir. Bunu da Türkiye şartlarında ‘normal’ kabul etmek lâzım.
İlân edilen ve gerçekleşen enflasyon rakamları bize bir ‘fıkra’yı hatırlattı. Fıkraya göre, Manş tüneli için uluslar arası ihale açılmış. İhaleye dünyanın en iddialı firmaları teklif vermiş. Tünelin yapımına talip olan firmalar, görüşme esnasında projelerini anlatıp kendi farklarını anlatıyormuş. Japon katılımcı, “Ben iki yönden tüneli delmeye başlarım. 15 cm sapma ile tüneli orta yerde buluştururum” demiş. İngiliz, Rus, İtalyan ve Amerika gibi diğer katılımcılar da benzer şekilde projelerini anlatmışlar.
Fıkra bu ya, ihaleye katılan Karadenizli bir hemşehrimiz de varmış. O da projesini nasıl yapacağını anlatırken şöyle demiş: “Ben tüneli iki yakadan kazmaya başlarım. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamazsak iki ayrı tüneliniz olur!”
Karadenizli hemşehrimizin bu teklifle ihaleyi alıp almadığı bilinmiyor, ama enflasyon hedefinin yüzde 5 olarak açıklanıp; yüzde 10’a yakın gerçekleşmesi biraz da bu fıkraya benziyor. Yüzde yüzlük bir bir sapma, ‘fıkra’ları hatırlattı...
*
‘VİP avcı’lar istemiyoruz
Kıyaslaması da belki ‘hata’dır, ama keyif için ‘avlananlar’ı hoş görüp; inancı gereği kurban kesenleri kınayanları görmek insanı şaşırtıyor.
Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu yetkilileri, ülkemize “VİP avcılar” geldiğini belirtip desteklenmesi yönünde görüş beyan etmişler. (Sabah, 5 Ocak 2006)
VİP avcı demek, ‘çok önemli kişi’leri ifade ediyor. Haberlere bakılırsa listede petro-dolar milyarderleri yanında, Avrupa’nın meşhur zenginleri de bulunuyormuş. Ancak kamuoyunun tepkisinden çekindikleri için isimleri açıklanmıyormuş...
Keyif için avcılık yapılması da, bu yolla döviz kazanılması da Türkiye’ye gerçek anlamda bir fayda vermez. Bu yolla kazanılan para, sigara ve alkollü içkilerden kazanıldığı düşünülen paraya benzer. Hatırlamak lâzım; düne kadar ‘tekel’ yoluyla içki ve sigara satarak para kazandığını düşünen devlet, sebep olduğu hastalıklar sebebiyle kazandığının belki de on katını ‘tedavi gideri’ olarak harcıyordu.
Avcılıktan gelecek parayı istemiyoruz. “VİP avcı”lar da uzak dursun. ‘Çevreciler’ nerdesiniz, nerdeyiz?
*
Sigara içene tedâvi yok
“Zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilmez” prensibi Avrupa’da da yaygınlaşmak üzere. Daha önce ünlü kalp uzmanı Dr. Mehmet Öz’ün dile getirdiği bir gerçeği başka uzman doktorlar da seslendirmeye başladı. Bilhassa kalp uzmanı doktorlar, “Sigara içenleri tedavi etmeyelim” şeklinde görüş beyan ediyorlar.
Bazı uzmanların ileri sürdükleri bu görüş şimdilik tartışılsa da önümüzdeki yıllarda daha geniş kabul göreceği söylenebilir.
İnsanlık, ‘deneme-yanılma yolu’yla da olsa ‘doğru’ları görecek inşallah.
12.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|