Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Halil USLU

24 kara nokta



Geçtiğimiz günlerde CNN Türk’te bir bakan ve bir milletvekilinin trafik kazasında aynı günde vefat etmeleri masaya yatırılırken, 24 kara nokta gündeme geldi. Bu 24 kara noktayı ifade eden de, şimdiki Karayolları Genel Müdürü. Bazı işlerin ve bazı siyasî beyanların ne kadar şov, yani göstermelik ve aldatmaca olduğu her cihetle görülmektedir. Çok kazalar oluyor, bana mısın diyen yok. Fakat bir bakan veya bir milletvekili trafik kazasında hayatını kaybedince bunlar gündeme geliyor.

Bundan birkaç yıl önce Almanya’ya davetli idim. O yıl Kurban Bayramında resmî tatil 9 güne isabet etmişti. O bayram tatilinde 200 ölü 800 yaralı ortaya çıkmıştı. Bana orada sordular: “Türkiye’de savaş mı var?” “Hayır, savaş yok, bizim karayolları var. Otobanın dışında bariyer varsa da yok derecede, bariyer dışındaki millî emlaka ait yerlerde de tel örgüsü yok. Tablo normal” dedim.

Şimdi AB’nin fikir bazındayız. Ya karayolları bazına girersek, durum nasıl olacak ve ne kadar sürecek? Çünkü Avrupa’nın bir ucundan bir ucuna dev otobanlar var. Her tarafları bariyer ile kaplı. Bariyerlerin dışında milli emlak diye tarif ettiğimiz yerler, yani bariyerlere 30 metre uzaklıkta baklavalı tel örgü ile kaplı, bir tek hayvan giremez. Köpekten öküze kadar. Avrupa TV’lerinden de görülebilir. Ayrıca şehirler arası çok yerlerde gidiş üç şerit, geliş üç şerit veya dört şeritli. Her yerin kendine mahsus hız kapasitesi vardır. Herkes ona uymak mecburiyetindedir. Çok yollarda gece gündüz çalışan kameralar vardır. Ânında ceza işleme konulur, yani kazaya kurban gitmek riski çok az.

Şimdi kısa misalden Türkiye’mize geçelim. Cuma günü CNN Türk’te dile getirilen 24 kara noktaya bakalım. Eski bakan Sn. M. Taşar, Afyon’daki kara nokta virajından aşağıya uçuyor. Bu kara noktalarda Avrupa standartında tedbir yok. Gece ışık yanmaz, sisli ve yağışlı havalarda kazalar kaçınılmaz. Çünkü keskin viraj. Halbuki bu keskin virajlar düzlenebilir. Bazıları hatır virajı. Yine fevkalâde bariyer yok ve etrafında tel örgü yok. Yani bir hayvan ânında vasıtanın önüne çıkabilir. Bu virajlardaki hız, levhada azami 50 km yazıyor, halbuki bu yerlere 30 km hızla ancak dönülür. Keskin, kaygan viraj... Soruyorum, bu 24 kara virajlarda yılda kaç kişi ölüyor veya kaza oluyor?

Türkiye’mizin karayollarında 12 milyon taşıt hareket halinde. Bunun altı milyonu taksi. 700 bini kamyon ve 170 bini otobüs. Şimdi gelin çıkın işin içinden. Türkiye’de şimdiki iktidar “Duble yol” projesini Türkiye’de başlattı. Fakat istenilen randıman alınmadı, kısa dönemde de alınamaz. Şahsen ayda takriben 5-6 bin km karayollarında hareket eden bir kişiyim, gördüğüm “Duble yol”larda bariyer ve tel örgü tedbiri hiç yok, hele geceleri önüne çıkacak bir varlığa süratle vurursun. Şu anda bu yollarda savaş eder gibi trafik terörü devam etmektedir ve hem de yetkililerin gözleri önünde. Tek kelime ile vahşet ve dehşet..

Sürat kontrolü, kaçak işler, ehliyetsiz sürücü, tali yollar, ruhsatsız arabalar, ton standardını aşan yükler... onlar ayrı birer makale. Yanlız bir tanesini misâl olarak vereceğim. Bu misâli “Bir değer olarak hoşgörü ve eğitim” konferanslarımda da dile getirdim ve getiriyorum. Teknoloji bir değer, fakat bu değer işlenirse değer olduğu ortaya çıkmaktadır. Yoksa bakın manzaraya: Geçtiğimiz ay, karayollarında korkunç bir gelişme oldu. 2 kişi, 3 günde 7 kişiyi öldürdüler. Radar tespit ediyor ve 50 polis noktasından geçtiği halde yakalanamıyor. Daha sonra Ankara’da başka bir şekilde yakalandılar.

7 milyarlık dünya ailesinde, yılda 56 milyon kişi ölüyor. Acaba kaçı trafik teröründen ve biz kaçıncı sıradayız? Yetkililer açıklasın bakalım. Manzara korkunç. Artık her seyahate çıkan kişi, ailesiyle ve dostlarıyla helâlleşerek çıkıyor. 2007 penceresi bunu mu göstermeliydi?

NOT: Mütevaziliğiyle gönlümde yıllardır yer yapan, büyük insan, faziletli şahsiyet Hakkı Yavuztürk Ağabeyimiz Hakk’a yürüdü. Başta Yavuztürk ve Güleçyüz aileleri olmak üzere bütün ihvâna taziyetlerimi sunuyorum. Ruhu şâd olsun.

12.01.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.01.2007) - Kelime-i şehadet, hakkıdır

  (29.12.2006) - Erdemli - Mersin durağı

  (22.12.2006) - Akşehir'de sevgi ve hoşgörü

  (15.12.2006) - Neyle kundakladılar Hz. Mevlâna'yı?

  (08.12.2006) - Müjdeci ve müjdeler

  (01.12.2006) - Üç 16’daki sır ve Papa

  (24.11.2006) - Geç kaldınız, nerdeydiniz?

  (17.11.2006) - 17. Millî Eğitim Şûrâsı

  (10.11.2006) - Hoşgörü konferansı

  (03.11.2006) - Değerleri kim tatbik edecek?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004