Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Halil USLU

Geç kaldınız, nerdeydiniz?



İnkâr edilmeyen ve edilmeyecek olan hakikat şudur; Allah tarafından peygamberlere vahiy gönderilir, evliyalara da ilham edilir. Hz. Allah’ın her âyeti ve peygamberlerin her sözü hikmetlerle doludur. Allah’ın has kulları dediğimiz evliyaların ilham sadedinde söyledikleri sözlerinde de incelikler ve sırlar vardır. Belki söylenen hakikatler zamanında çok anlaşılmaz, fakat aylar, yıllar, hatta asırlar geçtikçe ve imkânlar geliştikçe, o bîhemta sözler anlaşılır, baş ve boyun eğilir, serfürû edilir.

Her zaman her yerde ifade ettiğim, çağın Mevlânâ’sı Hz. Bediüzzaman’ın 1911 yıllarında Şam Emeviye Camiinde ilhamen söylediği, günümüze ışık tutan bir söz vardır: “Hem nev-i beşer, hususan medeniyet fenlerinin ikâzâtıyla uyanmış, intibaha gelmiş, insaniyetin mahiyetini anlamış. Elbette ve elbette dinsiz, başıboş yaşamazlar ve olamazlar. En dinsizi de dine iltica etmeye mecburdur.” Devamında ise “..akıl ve ilim ve fen hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı aklîye istinat eden ve bütün hükümlerini akla tespit ettiren Kur’ân hükmedecek” tespit ve ifadelerinde bulunur.

Bu ilham kaynağı ifadenin beşaret ve zikrinden tam 95 yıl geçer. O günkü Şam ile bugünkü Şam... O günkü ilim dünyası ile bugünkü ilim dünyası... O günkü din anlayışı ile bugünkü din anlayışı arasında kıyaslanmayacak kadar gelişme ve inkişaf var. En büyük etken ve tesir doğrudan doğruya Bediüzzaman Hazretlerinin ısrarla üstünde durduğu teknoloji, yani “akıl, ilim ve fen”. Çünkü en ateist, yani halk lisanında dinsiz kabul edilen ve hâşâ Allah’ı inkâr eden kişiler dahi, ilim rehberliği ve ikâzâtıyla geç kalmalarına rağmen dönüyorlar, tek Yaratıcı’ya inanıyorlar.

Elimdeki bilgi, bir çok medyada yer alan ve yukarıdaki ifadeleri teyid eden ses ve haber, ABD’de neşrolan en önemli haber dergileri olarak gösterilen Time, Newsweek ve Wired’de yer aldı. Haberin ana konusu; dünyada büyük yankı yapan, dünyanın en önemli “Gen” uzmanı olarak tanınan eski ateist Dr. Richard Dawkins’in Allah’ın varlığı ve tek oluşu hakkındaki beyanıydı. Teknoloji ve ilimler, böyle bir ateist ilim adamını oraya götürüyordu. Dünyaya büyük bir ses verdi. Daha önceki makalelerimde de diğer ilim adamları hakkında çok yazmıştım, onun için “Geç kaldınız, nerdeydiniz?” diye feryatta bulunurum. Çünkü ben de büyük dünya ailesinin bir ferdi ve bir üyesiyim.

Eski ateist Dr. Richard Dawkins, beyanının özetinde diyor ki: “Bilimsel ilerlemeler, insan vücudunu, hatta duygu ve davranışlarını genlerin belirlediğini gösterdi. Genetik yapımız, milyarlarca yıllık bir süreçte değişti ve sonuçta modern insan ortaya çıktı. VMAT2 adlı gene sahip olanların daha inançlı olduğu ortaya çıktı. Buna ‘Tanrı geni’ adı verildi. Bu geni aktif olmayanların ise inançsız olduğu ifade edildi. Fakat şimdiye kadar yaptığımız araştırmalarda VMAT2’nin aktif hale gelmesini sağlayan dış bir etken bulamadık. Ne çevrede olan değişiklikler, ne de kalıtsal sebepler VMAT2 üzerinde etkili oluyor. (...) Tanrı geninin mucizevî bir şekilde aktif hale gelip insanlarda inanç olgusunun meydana geldiğini düşünüyoruz. Yani ancak Allah’ın isteğiyle inanç geni harekete geçiyor. VMAT2’nin gizemini çözeceğiz. Böylece Allah’ın varlığını ilk kez bilimsel olarak ispatlamış olacağız.” Demiyor, adeta haykırıyor, haykırmasa ilimler onu tekzip edecek. Geç kalmışlığının belki faturasını ona kesecekler, harika bir gelişme...

Bu gelişmelerde gördüğümüz; biri vahyin ve ilhamın tecellîsi, biri de kesbî ilmin teknoloji ile ortaya çıkması. Yani birisi İlâhî, diğeri kesbî. Fakat ikisinde de O’nun kudretinin azameti, hâkimiyeti var. Seviniyoruz, alkışlıyoruz, kâinatta herşey Onun ve herşeyde mühür Onun. Mühürlerle, ilimlerle O’na gidiyoruz ve O’ndan istiyoruz. Bu müthiş kafileye sonradan teknoloji hızıyla katılanlara “Geç kaldınız, nerdeydiniz?” deyip onları da omuzlayıp yürüyoruz.

24.11.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.11.2006) - 17. Millî Eğitim Şûrâsı

  (10.11.2006) - Hoşgörü konferansı

  (03.11.2006) - Değerleri kim tatbik edecek?

  (27.10.2006) - Değerler manzumesi

  (20.10.2006) - Dâvetlere icabet

  (13.10.2006) - Üç vefatın düşündürdükleri

  (29.09.2006) - Papa ve Veliaht Charles

  (22.09.2006) - Keçiören ve sünnet

  (15.09.2006) - Konya Ereğli ve Berat Gecesi

  (08.09.2006) - Şehir merkezlerindeki büyük tehlike

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004