Maalesef Lübnan’da artık siyasî kamplar ve zıt kutuplar cenazeler üzerinden hesaplaşıyor. Daha önce Hariri üzerinden bir hesaplaşma yapılmıştı. Buna da Sedir Devrimi adı verilmiş ve bu suikasttan, karşıtları tarafından Amerikan yanlısı ilân edilen ve 14 Mart Cephesi adı verilen siyasî hareket doğmuştu. Şimdi bu hareket iktidarda bulunuyor ve Hizbullah hareketi de, bu hareketin deruhte ettiği hükümeti devirmeye çalışıyor. Hariri’nin öldürülmesinden sonra geniş katılımlı Suriye aleyhtarı gösteriler olmuş ve daha sonra Hizbullah gövde gösterisi yaparak bunu dengelemeye çalışmıştı.
Lübnan’da görülen o ki, iki cephe var. Bunlardan birisi Suriye-İran ve ona dayalı müttefiklerinin cephesi ki, bu cepheyi en güçlü olarak temsil eden kitle ve hareket, Hizbullah’tır... İsrail iki askerinin rehine alınmasından sonra Hizbullah’ı ezmek için harekete geçti ve bu hareketle birlikte Lübnanlıları da Hizbullah’a karşı mobilize ve seferber etmek istiyordu. Bununla birlikte orantısız güç kullanması sonucu İsrail elindeki bu fırsatı kaçırmıştı.
Aksine Lübnanlılar yüzde 80 nisbetinde Hizbullah etrafında kenetlenmişti. Arap dünyasında da bunun geniş yansımaları olmuştur. Bir başka cenazeyle birlikte süreç canlandırılmak istenmiştir. Hedef alınan Sanayi Bakanı Pierre Cemayel, Lübnan’ın en önemli Maroni ailelerinden birisine mensuptur. Beşir Cemayel ve Emin Cemayel gibi cumhurbaşkanları çıkartmıştır. Bunlardan İsrail’e yakınlaşması sebebiyle Beşir Cemayel öldürülmüştü.
Pierre Cemayel’in öldürülmesinden sonra, fırsattan bilistifade cenaze diplomasisiyle veya Siyasetiyle zayıflayan 14 Mart hareketine taze bir kan verilmek istenmiş gibidir. İkinci olarak bu suikastla, muhtemel Suriye-ABD yakınlaşması da baltalanmıştır. Dolayısıyla bu suikast en başta Neoconların ve onun ötesinde İsrail’in politikalarına hizmet etmektedir.
***
Cenaze mevkebi veya alayı Hariri’nin öldürülmesinden sonra başlayan Sedir Devrimini canlandırma girişimidir. Sedir Devriminin önemli hedefleri arasında Suriye’nin kalıntısı Emile Lahud’u cumhurbaşkanlığından atmak da vardı. Bunu başaramadılar. Emile Lahud bizdeki 5+5 formülüne benzer bir formülle uzatılan görev süresini sonuna kadar doldurmaya niyetli.
Bu suikasttan sonra Lahud aleyhinde yeni bir siyasî hamle beklenebilir. Başbakan Sinyora-Canbolat ikilisi ABD ve onun ötesinde Batı cephesini temsil ederken, Cumhurbaşkanı Lahud Suriye ve Lübnanlı müttefiklerini temsi ediyor. Bu vesile ile Sedir Devrimi yeniden kendisini toparlayarak bir kez daha Suriye-İran cephesini silkelemeye çalışıyor. Cenaze de hesaplaşma arenası.
“14 Mart Cephesi Güçleri” olarak adlandırılan ve parlamentoda çoğunluğa sahip Suriye karşıtı yüzbinlerce kişinin katıldığı gösteride Lübnan millî marşı bir ağızdan okundu, İran ve Suriye devlet başkanları ile Lübnan cumhurbaşkanı karşıtı sloganlar atıldı. Gösteriye katılan Lübnanlılar verdikleri demeçlerde, Lübnan Hükümeti ve Başbakan Fuat Sinyora’nın yanında yer aldıklarını söyleyerek, “Bizim için hayalî çoğunluk diyorlar. Bu miting gerçek çoğunluğun bizde olduğunun kanıtı. Sokak gösterileri ile düşürülmek istenen hükümete desteğimizi bu mitinge katılarak gösteriyoruz” dediler.
Hıristiyan, Sünni ve Dürziler başta olmak üzere 14 Mart Cephesine mensup diğer partilerin yandaşlarının katıldığı gösteride Şii Hizbullah ve Emel hareketiyle siyasi ittifak yapan Hıristiyan Bağımsız Özgür Cephe’nin katılımı gözlenmedi. Bu partinin lideri General Mişel Aun protesto sloganlarından nasibini alanlar arasındaydı.
***
Burada cenazeler üzerinden yine siyaset yapılıyor ve suikastlar kutuplaşmanın adeta yakıtı haline getiriliyor. Bu durumda faillerin kimliği veya örgüt kimliği ikincil derece haline geliyor. Sloganlarda dikkati çeken hususlardan birisi Hizbullah’ın silâhsızlandırılmasıdır. Baba Cemayel bu kutuplaşma karşısında Hizbullah’ın silâha sarılamayacağını zira bunu yaptığı takdirde Arap dünyasında kazandığı itibarını kaybedebileceğini öngörüyor. Bundan dolayı İngiliz gazeteci Robert Fısk’in hilafına Baba Cemayel, ortalıkta bir iç savaş havası ve tehlikesi sezmediğini söylüyor. Ama istikbal vaad eden fidanların ve siyasî kadroların bir şekilde gök ekin gibi Suriye cephesi tarafından biçildiğini ve önlerinin kesildiğini ileri sürüyor. Yeni Suriye ve Lübnan cephesinde değişen bir şey yok…
24.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|