Bush’un ikinci döneminde yapılan ara seçimler Amerikan tarihinde küllî bir kırılma noktasını temsil ve teşkil ediyor. Dumur, çekilme ve ricata doğru evrilen yolda en önemli kritik aşama. Elbette ricat maratonu yeni başlıyor, ama gelişimi hızlı olacak. 11 Eylül’den sonra saldırgan politikalar ne kadar hızlı ve seri oldu ise, aynı şekilde ricat maratonu da öyle hızlı gelişecektir.
Çekilme dönemi de ancak bir altı yıl sürebilir. Yeniden hamle gücünü kaybeden Amerikan askerî kompleksi muhtemelen 6 yıl içinde büyük çapta Ortadoğu’yu boşaltmış olacaktır. Bu da ortalama olarak 2012 yılına tekabül eder. Ondan sonraki maraton da İsrail’in çekilmesiyle devam edecektir. Onunkisi de o tarihten itibaren bir 12 yıl sürer. Bu itibarla, Bush’un ikinci dönemindeki ara seçimler tarihî olmuştur. ‘Turning point’ olarak ifade edilen dönüm noktası bir aşamadır ve izleri kalıcı olacaktır. Bundan sonraki toparlanma stratejileri de sonuç vermeyecek ve gün be gün çekilmeye ve ricata doğru evrilecektir.
Neoconlar yüzünden ABD Soğuk Savaş sonrası dönemi ve altın fırsatı, liderliğini pekiştirme noktasında saldırganlıkla heba etmiştir. Ve şimdi bu utanmazlar çetesi Bush’u suçlayıp, sütten çıkmış ak kaşık gibi kendi köşelerine çekiliyorlar. Bu saldırgan politikanın mimarı olan Rumsfeld gitti ve diğerleri de can çekişiyor. Rumsfeld orkestra şefiydi Neoconlar ise stratejistler. Perle ve Wolfowitz stratejik orkestra şefleri gibiydiler. Michael Leeden İran stratejistiydi, Bolton ise Suriye’ye bakıyordu ve ABD’nin BM’deki daimî temsilciliğini yürütüyordu. Rumsfeld’ten sonra o da topun ağzında ve Bush son mevzii olarak ona kol kanat germeye çalışıyor. Bush ona kol kanat gerse de Demokratlar kellesini almakta kararlılar.
***
Bolton da görevine veda ederse ABD’nin Suriye’ye yönelik politikaları daha da yumuşayacaktır. Irak çalışma Grubu, Suriye ve İran’la doğrudan görüşme teklif ediyor. Hatta bu doğrudan görüşme teklifi Kuzey Kore’nin nükleer güç olmasını ilân etmesinden sonra daha fazla seslendirilir oldu. NWTimes’ın kimi yazarları ‘Kuzey Kore nükleer kulübe girdi ve onun diyalog teklifleri dinleyici buluyor ve ABD bundan imtina etmiyor. Öyleyse İran ve Suriye’ye bu ayrım niye?’ diye soruyorlar. Bu ayrımın nedeni İsrail’dir. Bush’un bu tarihî hezimetinden sonra durum değerlendirmesi için Washington’a giden Olmert ve İsrailliler, bu ekip tamamen tasfiye olmadan önce son barutunu da İran’a karşı kullanmasını istiyorlar. Bunun için de kışkırtmalarını daha da sistematik ve kapsamlı hale getireceklerdir.
Beyt Hanun katliamının veto edilmesinde olduğu gibi gerçekte Amerikan politikaları bir gün, bir gecede değişmeyecektir. Ama gidişat kat’i bir biçimde değişmesi yönünündedir. Ve bu genel iradeyi İsrail dahil dünyada kimse kıramaz. Hatta D’Alema’nın temenni ettiği gibi er geç sıra İsrail’in şahinlerine gelecektir. İsrail şahin kalsa bile Amerikan şahinleri olmadan bir şey yapamaz. Bundan dolayı İsrail için vakit daralmış ve kısalmış bulunuyor. Bunu değerlendirmek için ellerinden geleni ardlarına koymayacaklardır. Nitekim İsrail Savunma Bakanı Ephraim Sneh: “Mecbur kalırsak son seçenek olarak İran’ın nükleer tesislerini vurabiliriz. Bazen son seçenek tek seçenek olabilir...” Bu bağlamda, topal ördek haline gelen Bush ile Nejad, Reagan ile Kaddafi rolünü yeniden oynayabilirler.
***
Son seçimler Amerikan siyasî atmosferinin tamamen değiştiğini gösteriyor. 1991 veya 2003 yılında Saddam’a deccal diyerekten savaş kışkırtıcılığı yapan Armageddoncuların veya dinî sağın ateşi tamamen düşmüş durumda. Kıyametçi anlayış gerilemiştir. Daha doğrusu tezleri itibarıyla, yenilmiştir. Dinin Amerikan seçimlerindeki yeri çok gerilere düşmese bile, eskisi gibi değil. Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında ‘Dinî mesafe veya Allah mesafesi’ denilen ‘God gap’ tamamen kaybolmasa bile gerilemiş ve daralmıştır (The God gap definitely didn’t disappear, but it narrow.) Dindarlar, blok olarak Cumhuriyetçilere oy vermediler. Onların oylarını Demokratlar da paylaştı.
Seçim profilinde Demokrat karakter de Cumhuriyetçi karakter de biraz değişmiştir. Demokratlar biraz Cumhuriyetçi veya muhafazakâr haline gelirken Cumhuriyetçiler de daha Demokrat bir yapıya bürünmüşlerdir. Bu dönemde siyasî karakterlerde kayma yaşanmıştır. Irak bozgunu Amerikan siyasî dengelerini de yeniden tadil etti ve ayarladı. Yeni Savunma Bakanı Gates, Neoconların selefidir. Geç kalmış bir Neocondur. SSCB için ortaya attığı Şer İmparatorluğu kavramı Soğuk Savaş sonrası halefleri olan Neocon ekip tarafından Şer Ekseni kavramıyla İslâm âlemine karşı uyarlanmıştır. Yeni sıcak savaştan Soğuk Savaşçıya kalan görev, Neoconların geride bıraktıkları enkazı temizlemekten ibarettir. ABD, savlet ve hamle gücünü geri dönülemez bir şekilde ve büyük çapta kaybetmiştir.
13.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|