Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Bir ödül, bir karar



Edebî yönü hakkında bir şey diyemeyeceğim. Zira bir hüküm veya yargı cümlesi sarf edecek kadar yazılarına aşina değilim. Dolayısıyla hak etmiş olabilir de, olmayabilir de. Bununla birlikte Nobel’i her hak edene vermedikleri gibi, ödül verdiklerinin hepsi de bunu hak etmiyor. Bu itibarla, ödüllendirmenin siyasî veya sosyal kriterleri de olabilir. Ödül haberiyle, internette sörf yaparken rastgele Washington Post gazetesinde karşılaştım. Ödülün ilanının gündemde olup olmadığını da bilmiyordum. Adonis ve Orhan Pamuk gibiler sürekli Nobel edebiyat ödülü aday adayı veya yedek listesinde bulunuyorlar. Cemil Meriç’in ifadesiyle ödülün gediklileri arasında yer alıyorlardı. Talih kuşu sonunda Orhan Pamuk’un başına kondu. Sırada Adonis olmalı. Adonis ve Pamuk gibiler arasında ortak paydalar var. Bu ortaklığa, 2001 yılında ödül alan VS Naipaul’u da katabiliriz. Hatta şeridi daha da geriye sardırarak listeyi Necip Mahfuz’a kadar uzatabiliriz. Gerçek şu ki, Necip Mahfuz son yıllarında cemiyetinin yerleşik değerleriyle daha fazla bütünleşmeye başlamıştı. Evladu Haretuna kitabı dolayısıyla vaktiyle şimşekleri üzerine çekse bile bilahare geçmişiyle barışmıştır. Ve sözkonusu kitaptan dolayı Muhammed Gazali gibi İslâmî yazarlar kendisini kıyasıya eleştirseler de son yıllarda karşılıklı olarak bu kopukluğu aşmayı başarmışlardır.

Yazarlık ruhu serazatlık istiyor. Bu çerçevede kudsî değerlere sırt çevirebiliyor ve ‘halif turef/muhalefet et meşhur ol’ kaidesi gereği popülizm için halkın değerlerini ve dinî değerleri vurabiliyorlar. Zemzem kuyusuna bevlediyorlar. Olgunluk yaşlarında ise fikirleri de olgunlaşıyor ve kendilerini ve yazdıklarını gözden geçirebiliyorlar. Necip Mahfuz da böyle olmuş ve din aleyhtarı bir figür olarak anılmaktan çıkmış ve ahir ömründe İslâmî kesimlerle, onun ötesinde İslâmî değerlerle musalaha etmiştir. Adonis’in bu hususta daha keskin olduğunu görebiliyoruz. Naipaul’ın provokatifliğine yaklaştığını görebiliyoruz. Bundan dolayı sevilmiyor. Nizar Kabbani sözünü sakınmayan hem siyasî ve hem de lirik bir şairdi, ama herkes ve özellikle de İslâmî kesimler tarafından seviliyordu. Mesela, Chavez’in şair yanı denebilir. Adonis ödül alamadı, ama alırsa Nizar Kabbani’ye haksızlık edilmiş olacaktır. O zaman yine Adonis’in kayrıldığını ve Nizar Kabbani’ye farklı bir kriter uygulandığını düşüneceğiz. Ateizm veya inançsızlık konusunda Adonis ve Orhan Pamuk ve benzerleri arasında ortak bir çizgi görsek de Pamuk bu yönüyle pek fazla öne çıkmıyor. Bunun yerine onu millî meselelerde provokatif karelerde görebiliyoruz.

***

Bir İsviçre gazetesine yaptığı açıklama ile Fransız Parlamentosunun almış olduğu fuzulî ve kendisini ilgilendirmeyen karar arasında benzerlik var. Buna rağmen Orhan Pamuk Milliyet’ten Hasan Cemal’e yapmış olduğu değerlendirmede Fransız Parlamentosunun kararını eleştirmiştir. Bu zımnen kendi açıklamalarının bir eleştirisidir. Parlamento, görevi olmadığı bir alanda; tarihi tarihçiler yerine kendisi yazmaya kalkışmıştır. Orhan Pamuk’un delilsiz ispatsız bir şekilde Türklerin bir milyon Ermeni ile 30 bin Kürdü öldürdükleri tezi de aynı değil midir? Dolayısıyla muazzam bir çelişkiye düşmüştür. Maalesef ister istemez Orhan Pamuk’un Nobel ödülü almasıyla Fransız Parlamentosunun meş’um kararı arasında kendiliğinden bir ilinti ve münasebet doğmuştur. Ermeni tezlerini seslendirmesiyle gündeme gelen Orhan Pamuk, Nobel Komitesi tarafından tam da Fransız Parlamentosunun Ermeni tezleri lehine ve Türkler aleyhine almış olduğu karar günü ödüle lâyık görülmüştür. Bu bir tesadüf olsa bile tesadüf değildir. Evet, Fransızların kararıyla birlikte ilginç bir durum ortaya çıkmıştır. Soykırım yoktur diyenlere hapis, soykırım vardır diyene de Nobel veriyorlar. Orhan Pamuk, 1 milyon Euro alacak, inkârcı Türkler veya kimse birer yıl yatıp, 45’er bir Euro ödeyecek. Demek ki bir yönüyle Nobel ödülü Ermeni tezlerinin kabulünden geçiyor. Bu yüzden de Elif Şafak için de ‘Orhan Pamuk’un izinde gidiyor’ deniliyor. Gerçekten de son yıllarda Orhan Pamuk gibi romancı kişiliğiyle temayüz eden Elif Şafak da Ermeni tezleriyle sansasyon yaptı ve bütün Batı basını kendisine selam durdu ve alkışladı. Manşetlerde ağırlandı. Teslime Nesrin veya Selman Rüşdi olaylarında olduğu gibi bu tip yazarlar yazarlıklarından ziyade bam teline dokunmakla veya hassas konuları eşelemek veya kaşımakla gündeme geliyorlar. Nesrin ve Rüşdi dinî meseleler üzerinden tanınırken Pamuk ve Şafak gibiler de Ermeni meseleleri üzerinden ün yaptılar. Geçmişte de ödül almak için Elias Canetti gibi belki de Musevi kökenli biri olmak modaydı. Dolayısıyla ödül için edebi faikiyet ve üstünlük de yetmiyor. Başka kriterlere sahip olmak da gerekiyor.

***

Rahmetli Cemil Meriç Nobel konusunda Yaşar Kemal’e konu gündeme geldikçe bindirirdi. Kendisine ‘Nobel gediklisi’ sıfatını takmıştı. Geleneğini Alev Alatlı sürdürüyor ve muhatabına şöyle sesleniyor: Pamuk’un şu kadarcık entelektüel namusu ve cesareti varsa ödülü reddetmeli. Aynen 1964 yılında Jean-Paul Sartre gibi. Bunun için sadece yazar değil, düşünür ve onun ötesinde idealist bir aydın olmak da lâzım. Alıcı değil verici olmak lâzım. Dolayısıyla Nobellilerin hepsi aynı kuşaktan veya aynı kumaştan değil.

15.10.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.10.2006) - Laiklik ve çoğulculuk

  (12.10.2006) - ‘Şu çılgın laikler’

  (11.10.2006) - Bush'un nükleer kıyameti

  (10.10.2006) - İslâmın ve laikliğin irticası

  (09.10.2006) - Kudüs, Atina ve Roma hattı

  (08.10.2006) - İbrahim'in Allah'ı felsefenin tanrısı

  (06.10.2006) - Kılıç kardeşliği

  (05.10.2006) - İsrotin ve Eurabia

  (04.10.2006) - İstanbul’da açılan çığır

  (03.10.2006) - Papa: Yanılmaz, yanıltır

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004