Ebû Hureyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Allah Resûlü (asm) şöyle buyurmuştur: “Fıtrat beştir, yahut beş şey fıtrattandır: Sünnet olmak, etek tıraşı olmak, tırnakları kesmek, koltuk altı kıllarını gidermek ve bıyıkları kısaltmak.” (Sahih-i Müslim)
Peygamberimiz (asm) bir başka hadislerinde şöyle buyuruyorlar: “Dört şey var ki, bunlar peygamberlerin sünnetlerindendir. Sünnet olmak, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek” (Tirmizî, Ahmed b. Hanbel, Müsned).
Sünnetin hangi yaşlarda yapılacağına dair ortak bir görüş yoktur. Bölgelere göre 7 günlükten 13 yaşına kadar değişmektedir. Çocukların büluğa ermeden sünnet ettirilmeleri babalarının bir vazifesidir. Hz. Peygamber (asm), torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i doğumlarının yedinci gününde sünnet ettirmiştir.
İlk kez İbrahim (as) sünnet olmuştur. Hz. İbrahim’in Kaddüm köyünde sünnet olduğu rivayet edilir (Buhâri, Enbiyâ, Müslim) İsrailoğulları arasında cârî olan Tevrat’ın hükmü de böyle idi. Hz. İsa’ya (as) kadar böyle devam etmişken sonradan Hıristiyanlar bu âdeti bozmuş ve sünneti bırakmışlardır. (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 112). Ayrıca rivayete göre, peygamberlerin bazıları sünnetli olarak dünyaya gelmişlerdir. Bunların sayısı 10-17 kadardır. Bunlar Âdem, Şit, Nuh, İdris, Musa, Salih, Lut, Yusuf, Şuayb, Yunus, Süleyman, Yahya, İsa (aleyhimüsselâm) ile son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed’dir (asm). (İmam-ı Suyutî)
7 milyarlık dünya ailesinde yapılan tesbitlerde Müslüman ve sair din mensupların % 34 civarının sünnetli olduğu tesbit edilmiştir. Bunu teyiden, başta ABD’de “Amerikan Ulusal Sünnet Derneği” olmak üzere dünyanın bir çok ülkelerinde bu nevî hayır kurumları kurulmuştur. Her ne kadar yeni Papa dengesiz ve akılsız konuşsa da, Hıristiyanlık dünyası hem sünnet oluyor, hem de İslâma koşuyor. Bunun en bariz örneği iki hafta önce Kanada’nın Toronto şehrinde toplanan Dünya Sağlık Örgütünce (WHO), Afrika’da sayıları milyonlara ulaşan HIV ve AIDS vak'alarının önüne geçmek için insanların sünnet olmasının ve gayr-ı ahlâkî ilişkilere son verilmesinin istenmesidir. Aynı konferansta konuşan eski ABD Başkanı Clinton, “Buradan ayrıldığımızda, hepimiz erkekler üzerinde müthiş bir etki bırakacak, bu sünnet işlemine yeşil ışık yakmaya hazır olmalıyız” diye konuştu. (Basın)
Türkiye’mizde sünnet düğünlerini çeşitli şekillerde başta aileler olmak üzere siyasî partiler, STK’lar, belediyeler toplu olarak yapmaktadırlar. Fakat bazılarında örnek sünnetin dışına çıkılmaktadır. Türkiye’de 2,5 milyon ruhsatlı silah vardır, diğer uzun namlulu silâhlarla 9 milyonu bulmaktadır. Maalesef terör ve trafik kazalarının dışında bu silahlardan yılda 3 bin kişi ölmektedir. Bunların çoğu sünnet ve diğer düğünlerde görülmektedir.
Ankara-Keçiören’de geçtiğimiz hafta sonunda, evlâtları Mahmut Bahadır ve Ahmet Zübeyir’i, Hz. Peygamber’in (asm) tıp dünyasına 14 asır önce getirdiği bu sünnet ile sünnet ettiren, yine Hz. Peygamber’in (asm) istediği mânâda Kur’ân-ı Kerim, duâlar, ilâhiler ve günün mânâ ve ehemmiyeti üzerine konuşmalarla düğününü gerçekleştiren başta Said Bey olmak üzere, bütün Çalışkan ailesini gönülden tebrik ediyorum. Sizlerin bu örnek sünnet düğününüzü bizlerle birlikte melekler de alkışlıyor.
Ankara’daki bu sünnette, bir çok kardeşimizi bir arada görmenin mutluluğunu yaşadık. Üç gün süren Ankara ziyaretimiz çok olumlu geçti. Bütün çalışmalarımız, sünnetin diğer satırlarıydı. Bir sohbetimizde Papa 16. Benediktus’un Almanya’daki esef verici beyanına Risale-i Nur’dan cevaplar okuduk.
Ayrıca A. Özkan Vakfı’nda “Risâle-i Nur’da Kafkas ve Türkistan’daki müjdeler ve Tiflis, Bakü, Ceyhan’daki tezahürleri ve Bediüzzaman Hazretlerinin Ortadoğu’ya bakışı ve çıkış yolları ve Papa’ya cevaplar” başlıklı sohbette bulunduk. Emeği geçen bütün ağabey ve kardeşlerime binler teşekkürler.
22.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|