|
|
Nurun ilk filizlendiği yer...
Nurun ilk filizlendiği yer olan Barla adıyla açılan forum, zengin muhtevasıyla üyelerine geniş bir bilgi, paylaşım ve müzakere platformu sunuyor. Bilhassa yaz tatillerinde manevî açıdan istifade edilebilecek bir tatil ortamıyla sıkça ziyaret edilen Barla, Barla günleri adı altında, Barla’yı ziyaret edenlerin de buluşma platformu, göremeyenlere ise bir teşvik vesilesi oluyor.
Yaklaşık bir ay önce açılan www.barlaforum.com sitesi öncelikli olarak Risâle-i Nur ve Bediüzzaman’ın Barla hayatı hakkında geniş bilgiler vermekle beraber İslâmî konulardaki başlıklarıyla da pek çok konuda paylaşıma açık bir özellikte. Ayrıca multimedya başlığı altında sitenin misyonuna uygun ezgi, ilâhî, resim ve video paylaşımları da yapılabilmektedir.
Her yaştan ve farklı illerden üyeleri, ortak bir noktada buluşturmak ve bu anlamda internet ortamında hizmetlerini sürdürmek gayesiyle açılan barlaforum’u ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
|
Hüseyin KARA
17.09.2006
|
|
İnternet üzerinde görüntü aktarımı
İnternet, hayatımızın her safhasında etkisini gösteriyor. Aramasını bilen için bilgi hazinesi, eğlenmesini bilen için eğlence kaynağı, başkalarıyla haberleşmek için en ucuz en hızlı araç diyebiliriz. İnternet teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte bilgiye sadece yazılı doküman olarak değil, sesli ve video verileri şeklinde de ulaşabilmekteyiz. Televizyonun toplumu kendine bağımlı hale getirmesinin en büyük sebebi görsel iletişimi sağlamasıdır. Bu bağlamda bakıldığında, bilgi paylaşımında video konferans, e-learning, point to point görüntü iletişimi teknikleri ile kişilerin bilgiye ulaşması için gereken zaman ve maliyet daha aza indirilerek bilgi paylaşımı daha verimli hale getirilmiş olur. Ayrıca bu uygulamalar mekândan bağımsız olarak gerçekleşebileceği için, bilgiye ulaşmanın rahatlığı sağlanmış olacaktır.
Peki internette bu görüntünün transferi nasıl gerçekleşiyor? Web kamerasından alınan veri aynı anda başka bir bilgisayarda nasıl izleniyor? İnternet üzerinden TV yayınlarını nasıl izliyoruz?
Öncelikle video kaynaklarından verinin nasıl alındığını inceleyelim. Meselâ web kamerasını ele alalım. Web kameralarının genelindeki çalışma mantığı; kameranın karşısındaki görüntülerin çok küçük zaman aralıklarında fotoğraflarını çekerek bu fotoğrafları seri bir şekilde iletmesiyle bu fotoğrafların bir bütün oluşturarak izleyiciye hareketli bir video görüntüsü izliyormuş hissini vermesidir. Gözümüz saniyede 25 fotoğraf karesine kadarki görüntülerin geçişini hareketli olarak algılayabilirken, bu sayı 25'in altına düştüğünde görüntünün duraksadığını algılar. Video iletiminde, bu nokta çok önemlidir. Çünkü kullanıcılar izlediği görüntünün birebir orijinal görüntü olmasından çok, eş zamanlı izleyebildiği görüntüyü önemsemektedirler. Görüntünün fotoğrafları çekildikten sonra bu görüntülerin iletilmesi için sıkıştırılması gerekmektedir. Sıkıştırılan görüntüler daha küçük boyutlara indirgenmiş olur. Video görüntüsü algılanıp sıkıştırıldıktan sonra iletilebilir duruma gelmiştir.
İki bilgisayar arasında daha doğrusu görüntünün bir noktadan başka bir noktaya iletiminde iki yöntem vardır; birincisi istemci dediğimiz bilgisayarın, video dosyasını sunucudan tamamıyla indirmesi yönetimidir ki bu yöntemde kullanıcı, video dosyasını ancak indirme işlemi tamamlandıktan sonra izleyebilir. Bu yöntem genellikle ders muhtevalı ya da canlı olmayan video görüntülerinin aktarımında kullanılır. Real-time (gerçek zamanlı) bir yöntem değildir. İkinci yöntem ise görüntü kaynağından alınan verinin paketler halinde istemci bilgisayara gönderilmesi yöntemidir. Bu yöntemde veriler istemci bilgisayarın Ram belleğinde kısa süreli olarak depolanır. Bu kısa süre içerisinde herhangi bir media player (Windows media player, Real media player- Quick time) ile görüntülenir ve kullanıcı tarafından izlenen bu veri paketleri tüm video dosyasının gönderilmesinden sonra otomatik olarak silinir. Bu yöntem real time bir uygulama olduğu için canlı TV yayınları, Msn Messenger gibi programlardaki görüntülü konuşmalar, video konferans uygulamalar bu yöntemi kullanır.
İnternet üzerinden görüntü aktarımının, hayatımızı birçok alanda kolaylaştırdığı şüphesiz. Türk Telekom’un özelleştirilmesinden sonra internet alt yapısındaki değişimlerle birlikte daha kaliteli hizmeti daha ucuza alacağımız da aşikâr. Bununla birlikte 3G denen 3. nesil teknolojilerle birlikte mobil cihazlarımızdan görüntülü konuşma sağlanacak olması sayesinde, gelecekte bilgisayarımıza bağlı kalmadan bilgiye her an her yerden ulaşmanın zevkini yaşayacağız.
|
Serdal DELEBE
17.09.2006
|
|
IBM Yazılım Zirvesi 20 Eylül’de
IBM Yazılım Zirvesi, 20 Eylül’de İstanbul’da yapılacak. IBM’den yapılan açıklamaya göre, iş dünyası ve bilişim sektöründen yöneticileri bir araya getirecek toplantıda, IBM’in yazılım dünyasındaki yenilikleri ve ürünlerinin işletmelere sağladığı esneklik, hız ve verimlilik anlatılacak.
Yazılım alanındaki en son teknolojilerin ve çözümlerin tanıtılacağı Yazılım Zirvesi 2006’da master data management, servis odaklı mimari, elektronik imzalı formlar, DB2 viper, BT hizmet yönetimi ve rational yazılım mühendisliği ürünlerinin yeni sürümleri öne çıkacak konular arasında bulunuyor.
Açılışı IBM Türk Genel Müdürü Eray Yüksek tarafından yapılacak zirvede, şirketin Yazılım Bölüm Müdürü Gülsün Emüler, IBM’in yazılım ürünleriyle ilgili en son gelişmeleri anlatacak. IBM İş Danışmanı Dr. Alexander Knaani ise servis odaklı mimarinin günümüzdeki uygulamaları ve bu altyapı üzerinde uygulanabilecek farklı iş modelleri hakkında bilgi verecek.
Zirvenin ana oturumunda yazılım teknolojilerinin gelecekteki yol haritası çizilirken, 30 paralel oturumda da yazılım portföyünde bulunan rational, tivoli, DB2, lotus ve websphere ürün ailelerindeki gelişmeler ve yenilikler anlatılacak.
IBM, 20 Eylül’de İstanbul’da gerçekleştirilecek yazılım zirvesinde akademisyenlere yönelik üniversite oturumlarına da yer verecek. Bu oturumlarda IBM’in Akademik İşbirliği Programı, açık kaynak kodunun geleceği ve üniversiteler için önemi ile iş dünyasının üniversitelerin enformatik bölümlerinden beklentileri gibi konular işlenecek.
|
17.09.2006
|
|
Protez teknolojisinde devrim
Beyinden gönderilen sinyallere göre işleyen takma kol, ABD’de basına tanıtıldı. Takma kol sayesinde, parmaklar kontrol edilebiliyor, ısı ve yüzey dokusu hissedilebiliyor.
Beyinden gönderilen sinyallere göre işleyen takma kol, ABD’de basına tanıtıldı. Takma kol sayesinde, parmaklar kontrol edilebiliyor, ısı ve yüzey dokusu hissedilebiliyor. Henüz prototip aşamasında olan protezlerin geliştirilip piyasaya sürülmesi için çalışmalar devam ediyor.
Bir motosiklet kazasında kolunu kaybeden Claudia Mitchell, Chicago Rehabilitasyon Merkezi’nde geliştirilen biyonik takma kolu deniyor. Mitchell, “Hep kolumu kaldırabilmeyi istemiştim. Hep böyle bir protez istemiştim ve birilerinin bunun üzerinde çalıştığından haberim yoktu. Bunu deneyecek kişi olarak seçildiğim için çok heyecanlıyım” dedi.
Protez teknolojisinde bir devrim niteliğindeki kol, beyin sinyalleri ile kontrol ediliyor. Protez kolu takan kişi, kolunu ya da elini hareket ettirmeyi isteyince beyinden giden sinyaller cilde monte edilen elektrodlar yardımıyla takma koldaki altı motora gönderiliyor.
Ayrıca protez kolda toplanan sinyaller de yeniden beyne iletiliyor. Böylece kişi dokunma hissini geri kazanıyor. Protezin ağırlığı beş kilogram ve vücuda bağlı kablolar gözle görülebiliyor. Bu yüzden henüz prototip aşamasında olan bu takma kolu daha hafif ve estetik bir hale getirip kullanıma sokabilmek için çalışmalar devam ediyor.
|
17.09.2006
|
|
Zune’un gözü iPod’un tahtında
Dünyanın bir numaralı yazılım şirketi Microsoft, yakında piyasaya çıkaracağı Zune adlı müzik çalarla, Apple’ın iPod ile egemenliğine son vermeyi planlıyor.
Japon elektronik firması Toshiba tarafından üretilen yeni ürününü Kasım ayında piyasaya çıkarmayı hedefleyen Microsoft’un tasarım ve geliştirme Başkan Yardımcısı James Allard, kullanıcıların sevdiği şarkıları ve şarkı listelerini diğerleriyle kolayca paylaşabildikleri Zune’un tanıtımında yaptığı açıklamada, Zune’un basit bir MP3 çalar olmadığını söyleyerek, “Sanatçıları dinleyicileriyle daha yakınlaştıran ve insanların yeni müzikleri bulmalarına ve yeni sosyal ilişkiler kurmalarını sağlayacak bir platform sunuyoruz” dedi.
Zune ile kullanıcılar bir başka Zune kullanıcısına kablosuz bağlantı aracılığıyla tam bir şarkıyı gönderebilecek. Alıcı şarkıyı 3 günlük süre içinde 3 kez dinleyebilecek, bundan sonra alıcının şarkıyı yeniden dinleyebilmek için satın alması gerekecek.
Kablosuz bağlantı ve şarkı paylaşma gibi özellikleri bulunmayan rakibi iPod’un üreticisi Apple karşısında elini güçlendiren Microsoft firması, yeni ürünün fiyatını açıklamazken, piyasadaki diğer müzik çalarlara yakın bir fiyatla piyasaya çıkacağını bildirmekle yetindi.
Video dosyaları ve MP3 formatındaki şarkıları çalabilecek Zune, 30 gigabyte hafızaya, bir FM radyosuna ve 3 inçlik bir ekrana sahip olacak.
Satın alındığında Virgin ve EMI plak şirketine bağlı sanatçıların şarkılarından örneklerle gelen Zune’un kullanıcıları, Microsoft’un Zune Marketplace adlı yeni servisinden müzik ve video satın alabilecekler.
Zune buna karşılık kablosuz olarak ne internete ne de bir bilgisayara bağlanabiliyor. Microsoft, gelecek aylarda veya gelecek yıl bu konuda bir ilerleme sağlanacağını belirtiyor. Amerikan Apple şirketi de iki gün önce iPod ve televizyondan izlenmek üzere internetten film satışına başladığını açıklamıştı.
Ebedî rakibi Microsoft karşısında atağa geçen Apple, internet kullanıcılarının, müzik indirme sitelerinin lideri iTunes’dan şimdilik sadece Disney stüdyolarının yapımlarını indirebileceklerini, Disney ve buna bağlı Pixar, Touchstone ve Miramax şirketlerinin filmlerinin 15 dolar ve altına satılacağını bildirmişti.
Ayrıca, yeni model videolu iPod modellerini ve bunlarla internette indirilen filmleri televizyondan izlemeye imkân sağlayan yeni bir cihazı tanıtan Apple, yeni model iPod’a 100 saat video görüntüsü yüklenebileceğini açıklamıştı.
Apple ayrıca, 240 şarkı yüklenebilen bir kibrit kutusu büyüklüğündeki yeni model iPod Nano’yu tanıtmıştı.
|
17.09.2006
|
|
1 Petaflop’luk Süperbilgisayar yolda!
Bilim insanları, saniyede trilyonlarca işlem yapabilen “süperbilgisayar”lardan birçok deneyde yararlanıyor. Ancak, trilyonlarca işlem de artık bilime yetersiz kalıyor. Halen dünyanın en güçlü süperbilgisayarı, saniyede 367 trilyon işlem gücüyle IBM yapımı BlueGene/L. Ancak ABD’nin en üst bilimsel kurumu NSF Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation) saniyede 1 katrilyon işlem gücünde bir bilgisayarın yapımı için maddi destek sağlayacağını açıkladı.
Saniyede 1 katrilyon işlem gücü petaflop olarak tanımlanıyor. NSF’in projesi gerçekleştiğinde, dünyanın en güçlüsü olan 367 teraflop’luk BlueGene/L’in 3 katı gücünde bir makine ortaya çıkacak. NSF’in 1 petaflop gücündeki süperbilgisayarında 1 milyon işlemci olacak.
University of Illinois-Urbana kampüsündeki Ulusal Süperbilgisayar Merkezi uzmanı Thom Dunning, 1 petaflop’luk süperbilgisayarın 1 milyon PC’den daha güçlü olacağını ve biyolojiden ekonomiye, atom fizikten kara delik araştırmalarına kadar geniş bir yelpazede bilime hizmet edeceğini ifade ediyor. Bu bilgisayar mevcut süperbilgisayarların günlerce uğraştığı deneyleri saatlerle ölçüler bir zaman diliminde çözebilecek.
Ancak, saniyede 1 katrilyon işlem yapabilen bir bilgisayarın yapımı o kadar da kolay değil. Bu dev makineyi soğutmak için yine dev bir soğutma sistemi gerekecek. Dunning, böyle bir soğutma sisteminin başlı başına enerji sarfiyatı oluşturacağını vurguluyor. Ayrıca, mevcut yazılımların da özel olarak revize edilmesi gerekecek.
|
17.09.2006
|
|
|
|