Dosya: Okulun yolları çamur
Dosya 1: Okul fobisi kontrol altına alınabilir
Okul korkusunun belirtilerini öğrenin
Çocuklarda 6-11 yaş arasında okul fobisinin görülme oranı kız öğrencilerde yüzde 13, erkeklerde yüzde 9’dur. Okul fobisi, çok şiddetli okula gitmeme isteği, psikolojik ve fiziksel sorunlarla kendini gösterir. Çocuk, okula gitmemek için pek çok bahane üretir. Tedirgindir, odasında yalnız kalmak, sürekli uyumak ister. Hayat sevinci kalmamış gibidir. Söylenenlere cevap vermez ve verilen görevleri üstünkörü yerine getirir. Psikolojik tepkiler; ağlama, korku, panik, utangaçlık, huzursuzluk, sinirlilik, anlayışsızlık, içe kapanıklık, saldırganlık vb. davranışlarla ön plana çıkar. Çocukta sürekli baş ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık durumu mevcuttur.
Çocuğunuzla okul hakkında konuşun
Çocuk, okula gitmek istemiyorsa, anne ve babası da onunla okula gidebilir. Böylece ilk gün çocuk kendini güvende hissederek daha rahat uyum sağlar. Ebeveynler, okulun iyi yönlerini vurgulamalı ve çocuğa baskı uygulamaktan kaçınmalıdır. Öğrenciye, sürekli ‘korkacak bir şey yok’ dendiğinde öğrenci daha fazla paniğe kapılarak, başka bahaneler öne sürebilir. Eğitimli ve başarılı bir birey olabilmek için okula gitmenin önemi anlatılmalıdır. Yetişkinler, sınıfta sürekli huzursuzluk çıkaran ve okula gitmemek için uğraşan öğrencilerin başarılı olamayacağından söz edebilir.
Yeni başlayanlar bir hafta önceden okulda
Bu yıl, ilköğretime yeni başlayacak öğrenciler, okula üst sınıftaki öğrencilere göre bir hafta daha erken başlayacaklar. Serbest kıyafetle okula gelecek olan çocuklara okulun genel yapısı anlatılacak. Çocuklar, teneffüslerde neler yapmaları gerektiğini, tuvaletin nerede olduğunu, nerede oyun oynayabileceklerini ve sıkıntılarını kiminle paylaşacaklarını öğrenecekler. Öğrenciler, ders yılı başlarken de okul hakkında neler düşündüklerini öğretmenleriyle paylaşacak. Böylece okulun ilk günü yeni başlayan öğrencilerin korku ve endişe yaşamasının önüne geçilmesi planlanıyor. Çocuklar, okula önceden alışarak, daha rahat eğitim görecekler.
Uzmandan yardım almayı unutmayın
Çocuğu, ilk birkaç gün okula götürmek onu rahatlatır ama bunu sürekli hale getirmemek gerekir. Anne ve babaların çocuklarına, acıyan ve korku dolu yüz ifadeleriyle bakmaları, başına bir iş gelecekmiş gibi sürekli yanında olmaları öğrenciyi tedirgin eder. Ona güvendiğinizi hissettirmek ve rahat görünmek çok önemlidir. Okul fobisini yok etmek için bir uzmandan yardım almak, çocuğun sınıf ve rehber öğretmenlerinden bilgi almak gerekir.
Dosya 2: Okumayan kalmasın!
Eğitim, bir toplumun ilerlemesini sağlayan en önemli unsurdur. Ancak, ülkemizde okuma yazma bilmeyen ve okula gidemeyen insan sayısı oldukça fazladır. Eğitim ve okuma yazma oranının arttırılması hepimizin görevidir.
Kurumlardaki çalışmaları takip edin
Çeşitli kamu kuruluşları ve belediyeler, çocukların topluma kazandırılması ve eğitimi ile ilgili çalışma ve kampanyalar sürdürmektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kurtuluş semtindeki Çalışan çocuklar Eğitim Merkezi ile bu alandaki açığı kapatmaya çalışmaktadır. Belediyeler, kendi imkânlarına göre çocukların eğitimini sağlayacak çalışmalar gerçekleştirmektedir. Kamu kuruluşları da benzer projeler üretmekte veya var olan projelere destek vermektedir.
Eğitim kampanyalarına destek verin
Okula gidememiş ya da ayrılmak zorunda kalan çocuklar için pek çok sivil toplum örgütünce kampanyalar düzenlenmektedir. Kampanyalarla, okuma yazmanın ve eğitimin ülkemizin tüm kesimlerinde yaygınlaşması amaçlanmaktadır. Sivil toplum örgütleri, gönüllü vatandaşlar, kamu kuruluşları, kampanyalarını basın-yayın organlarında da duyurarak, toplumda bir duyarlılık oluşturmaktadır.
Eğitime % 100 destek:
http://egitimedestek.meb.gov.tr
Velim olur musun?
www.velimolurmusun.org
7 çok geç!
www.acev.org
Haydi, kızlar okula
www.haydikizlarokula.org
Bilgisayarlı eğitime destek
wwww.bilgisayarliegitimdestek.org
Kızlarımız geleceğimizdir
http://kardelenler.turkcell.com.tr
Baba beni okula gönder
www.bababeniokulagonder.org
Kampanyalar sonucunda pek çok çocuk yeniden okula gitmiş, okuma-yazma öğrenmiş ve okul araç gereci sağlanmıştır. Sadece çocuklara yardım etmekle kalınmamış, ailelerinde bilinçlenmesi amaçlanmıştır.
Bana bir harf öğretin!
Eğitimli tüm vatandaşlar da ülkemizdeki eğitim oranının yükselmesi için bir şeyler yapabilirler. Çevrenizde okuma yazma bilmeyen veya çalışmak zorunda kalan çocukları ve vatandaşları eğitim merkezlerine, okullara yönlendirebilirsiniz. Kızlarını okula göndermemek için direnen ebeveynlere, eğitimin önemini ve güzelliğini anlatabilirsiniz.
Dosya 3: Dershane seçimini şansı bırakmayın
Yeni eğitim-öğretim yılı başlarken, öğrenci velilerinin de dershane sıkıntıları başlamaktadır. Geçtiğimiz öğretim yılında yaklaşık 700 bin öğrenci dershaneye gitmiş ve dershanelere toplam 7 milyar YTL ödenmiştir.
En kaliteli eğitim okulda verilir. Öğrencinin okulda derslere aktif olarak katılması, başarı için yeterlidir. Ancak toplumda çocuğun dershaneye gitmeden başarılı olmayacağı düşüncesi, dershanelere olan talebi art-tırmaktadır. Dershaneye gitmeyen öğrenciler de benzer şekilde dershaneye gitmeden başarılı olamayacakları konusunda kendilerini şartlandırmış durumdadır. Ebeveynler; ‘Hele bir dershaneye yazdıralım gerisini düşünürüz’ dememeli ve dikkatli bir araştırma yapmalıdır.
Dershanelerin tümü en kaliteli eğitimi verdiklerini ve iyi eğitim kadrolarıyla çalıştıklarını söyleyeceklerdir. Kayıt döneminde yapılan büyük indirimler, sonraki dönemlerde sınav ya da kaynak kitap ücreti olarak geri alınabilmektedir. Öğrencilere ne tür kaynaklar verildiğini ve bu kaynaklar için ek ücret istenip istenmediğini öğrenin.
Dershanenin kendi eğitim kaynaklarını hazırlayıp hazırlamadığını, öğretmenlerin yeterli akademik deneyimi olup olmadığını araştırın. Öğrencilerin hızlı soru çözme yeteneği kazanması için pek çok kaynaktan yararlanması gerekir. Kitapların yanında dergi, yaprak test, rehberlik ekleri ve danışmanlık derslerinin de verilmesine önem gösterin.
Dershanede bir sınıfın mevcudu ortalama 16 kişi olmalıdır. Bu sayının gittiğiniz dershanede kaç kişi olduğunu öğrenin. Çok kalabalık sınıflarda çocuğunuz kendini gösteremez ve derse katılamaz. Etütler ve özel dersler için ayrıca öğretmenler olup olmadığı da çok önemlidir. Çünkü öğretmenler aynı anda hem derslere hem de etütlere yetişemezler. Kalabalık sınıflarda da etüt için sıra almak gerekmekte ve öğrenciler pek çok noktayı anlayamadan yeni konulara geçmektedir.
Bütçenizi çok sarsacak dershanelere çocuğunuzu kayıt yaptırmayın. Sizin sıkıntı çektiğinizi gören çocuğunuz kendisini suçlu hissedebilir. Kendisi üzerinde baskı hissederek, tüm yılını başarısız olma korkusuyla geçirebilir. Dershane ücretleri, 2 bin ila 12 bin YTL arasında değişmektedir. Seviye tesbit ve başarı sınavlarında öğrencilere yüzde 10’dan başlayan indirimler yapılabilmektedir.
Sırf popüler diye çocuğunuzu çok uzaktaki dershanelere göndermeyin. Dershane seçiminde çocuğunuzun da görüşünü alın. Sadece kendi düşüncenize göre çocuğunuzu dershaneye gönderirseniz, zamanla bu durum öğrenci için bir eziyet haline gelir. Öğrenci derslere girmemeye ve sınavlarda üstün körü cevaplar vermeye başlayabilir. Çocuğa başarılı bir gelecek verebilmenin ilk kuralı; ona olan sevgimizi ve güvenimizi, içtenlikle ifade etmektir.
Dosya 4: Çocukla iletişiminiz
Çocuğunuzdan beklentileriniz gerçekçi mi?
Ebeveynler, çocuklarının mutlu olmaları için büyük çaba harcarlar. Hiçbir harcamadan kaçınmaz, çocuklarının pek çok isteğini sıkıntıya düşmek pahasına yerine getirirler. Bunun sonucu olarak da çocuklarından başarılı olmalarını beklerler.
Çocukları her konuda sınırlandırmamak ve dar bir kalıba sıkıştırmaya çalışmamak çok önemlidir. Çünkü çocuk, üzerinde hissettiği yoğun baskı sebebiyle ani tepkiler ve olumsuz yaklaşımlarla cevap verebilir. Anne-babalar çocuklarının kendi istedikleri gibi olmasını isterler. Bunu yaparken de çocuğun, istek, beklenti ve alışkanlıklarını dikkate almazlar.
Kimi yetişkinler daha çocuk okula başlamadan pek çok isteklerini sıralarlar. Baba: ‘Benim aslan oğlum futbolcu olacak’ diyerek çocuğun sırtını sıvazlar. Anne, evdeki misafirlere çocuğu göstererek: ‘Oğlum doktor olunca, annesinin sırt ağrısını iyileştirecek’ der. Yıllar boyunca anne, baba ve akrabalarının baskılarıyla ezik büyüyen çocuk, gençlik yıllarında yanlış arkadaşlıklar kurar. Okuldan kaçan, kötü alışkanlıları olan çocukların davranışlarını ‘özgürlük’ olarak algılayarak onlara katılır ve kötü alışkanlıklar edinir.
Anne ve babalar, çocuklarının kişiliğini ve yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı olmalıdır. Müziğe yeteneği olan bir çocuğu konservatuara yönlendirmek, güzel şiir yazan çocuğun öğretmeniyle görüşmek daha gerçekçi olacaktır. Tek tercih sunmak yerine, yönlendirici bir tavır daha doğrudur.
Dosya 5: Öğrencinin zaman yönetimi
OKULA ZAMANINDA GİTMENİN 4 ANAHTARI
Öğrencilerin en fazla sıkıntı yaşadıkları durumlardan biri, okula zamanında gitme telâşıdır. Çocuklar, işlerini hep en son dakikaya kadar bıraktıkları için, üstün körü bir hazırlanmayla okula yetişmektedir.
1 - Okul sonrası bir plan yapın
Sevgili öğrenciler, okuldan eve döndükten sonra neler yapacağınızı planlamanız çok önemli ve başarılı olmak için gereklidir. Yapacağınız planda her dakika ne yapacağınızı yazmanıza ve kendinizi çok yormanıza gerek yoktur. Hangi saatlerde oyun oynadığınızı, hangi saatlerde televizyon seyrettiğinizi ve ne zaman ders çalıştığınızı belirleyin. Belirlediğiniz saatleri bir kâğıda yazın ve görebileceğiniz bir yere asın. Her gün bu programa uymaya çalışın. Programınızda bir saati de boş bırakın. Bu saati kendi özel ihtiyaçlarınız için kullanın. Örneğin, bir sonraki günün ders kitaplarını hazırlamak, resim yapmak ya da kitap okumak için değerlendirebilirsiniz.
2 - Okul çantanızı önceden hazırlayın
Bir sonraki günün ders kitaplarını ve gereçlerini akşam boş saatinizde hazırlayın. Sonraki gün müzik, resim gibi dersler varsa, o derslerin malzemelerini de çantanıza yerleştirin. Böylece sabah kalktığınızda çanta hazırlama telâşı yaşamazsınız. Çantasını son dakikada hazırlayan öğrenciler, önemli pek çok defter ve kitabını evde unutabilmektedir. Sabahleyin, unuttuğunuz bir şey olup olmadığını kontrol etmeniz yeterli olacaktır. Yine okul kıyafetlerinizi ve çantanızı bulabileceğiniz belirli bir yere koyun. Böylece eşyalarınızı her gün aynı yerde bulabilirsiniz.
3 - ‘Erken uyu erken uyan’ sözünü unutmayın
Geç saatlerde uyuyan çocuklar, uykularını tam alamamakta, tabiî olarak sabahları da uyanmakta güçlük çekmektedir. Erken yatarak, sağlıklı uyanan çocuklar, sabahları enerjik ve uykusunu almış olarak kalkarlar. Yatmak için anne ve babanızın ikazını beklemeden, kendi isteğinizle yatın. Bu durum ailenizi de memnun edecektir.
4 - Hazırlanmaya erkenden başlayın
Sabah temizlenme, giyinme ve hazırlanma işlemleri zaman alır. Ne kadar erken hazırlanmaya başlarsanız size o kadar zaman kalır. Okula yürüyerek gidiyorsanız, yolunuzun üzerindeki gereksiz şeylerle ilgilenmemeye çalışın. Karşılaştığınız arkadaşlarınızla yolda oyalanmak yerine çabucak okula gitmelisiniz. Çünkü okula varınca arkadaşlarınızla oynayacak yeterince zamanınız olacaktır. Servisle okula gidiyorsanız, servisin geliş saatinde hazır olun. Servis şoförü uzun süre sizin hazırlanmanızı beklerse okula geç kalır. Bu sebeple servise zamanında binip zamanında inin. Zamanınızı iyi değerlendirir ve hazırladığınız planlara uyarsanız başarılı olacağınızı göreceksiniz.
|
Okullar açılıyor dertler başlıyor!
Öyle mekânlar var ki, insanoğlu asırlar boyunca o mekânlara kutsallık atfetmiştir. Kaynağını dinden alan kutsal mekânlar yanında, amacı ve bu amaç doğrultusunda içinde yapılan iş ve işlemlerden dolayı da kutsallık mertebesine ulaşmış mekânlardır bunlar. Kışla bu gibi mekânlara bir örnektir. Din, vatan, namus gibi değerlerin savunulması için askerin eğitildiği mekânlardır kışlalar. Okul da öyledir. İnsan yetiştiren bir mekanizma vardır okulda ve toplumun tüm maddî-manevî değerlerini gelecek nesillere okullar aracılığı ile aktarırız. Okul deyince insanın içinde hemen bir saygı duygusu belirir. Öğretmen ve eğitim personeli hemen saygı duyulacak insanlar cümlesinde yer alıverir.
Böylesi kutsal mekânlardan olan okul ile dertler arasında genellikle ters ilişki olmasına rağmen bizde ne hikmetse doğrusal bir ilişki söz konusu. Bunlardan bir kaçı şöyle:
1- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça dertler azalırken, bizde artar.
2- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça hapishaneler azalırken, bizde artar.
3- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça cehalet azalırken, bizde artar.
4- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça yoksulluk azalırken, bizde artar.
5- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça uyanıklık azalırken, bizde artar.
6- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça ölümcül kazalar azalırken azalırken, bizde artar.
7- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça tabiî felâketler azalırken, bizde artar.
8- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça trafik yoğunluğu azalırken, bizde artar.
9- Başkalarının ülkelerinde okullar arttıkça suçlar azalırken, bizde artar.
Daha saymakla bitirilemeyecek kadar çok olan bu ters ilişkiler, her yıl katlanarak devam ediyor.
Geçen öğretim yılı içindeki okul olaylarını bir hatırlayın! Okullarda özellikle gençler arasındaki cinayetler gündemimizden düşmemişti. Her gün bir iki gencimiz farklı sebeplerin kurbanı olmuştu. Okullarda şiddet kol gezmişti.
Büyükler, aman dikkat!
Okullar toplumun birer aynası aslında. Ailemizde olup biten şiddet, okula da yansıyor. Sokakta, otobüste, dolmuşta, işyerinde hemen her yerde cereyan eden ağız dalaşından silâhlı kavgalara kadar tüm olumsuz dalgalanmaların en büyük yankısı, okulda cereyan ediyor. Büyükler, o küçücük dimağlara örnek oluyor. Hem de çok kötü örnek.
Medya, aman dikkat!
Basın ve yayın organları, özellikle TV’ler genç nesillere iyi örnek olmalılar. Gençleri iyi insan olmaları yolunda güzel örneklerle motive etmeliler. Diziler ve diğer programlar iyi örnek olmalı. Şiddet, seks, taciz ve benzeri iğrençlik ihtiva eden programlar yerine daha eğitici, sosyal değerleri işleyen programlara öncelik vermeliler. Bu konuda RTÜK de TV’leri uyarmalı.
Özetle, yeni eğitim ve öğretim yılının güzel örneklerle donanmış bir yıl olmasını diliyorum. Çocuklarımıza başarılar, anne ve babalara da eğitimci sabrı diliyorum.
|