Hayat kukuk ile hayat bulur.
İnsan zalimdir,
İnsan gafildir,
İnsan zayıftır,
İnsan cahildir.
Ve insan her zaman günaha ve suça meyillidir.
Dünyada işlediğimiz suçlardan dolayı kanunlar özür ve duâ kabul etmez.
Ama bazen af çıkar, cezaevleri boşalır.
O başka.
Geçtiğimizi hafta Berat kandilini ihyâ ettik.
Bu bir fırsattı.
Allah Rahîm’dir,
Allah Settar’dır.
Yani yaptığımız hataları yüzümüze vurmaz.
Mü’min bazı günahlarını dünyada çeker. Tâ ki ahiretine ceza birşey kalmaz.
Ama büyük günahları işleyen kâfirlerin cezaları ahirete bırakılır.
Çünkü dünyada bile büyük suçlar, büyük mahkemelerde görülür.
Allah kullarını sever.
Allah kullarına fırsatlar verir.
Allah kullarına zaman tanır.
Allah bazı gün ve ayları, af ve mağfiret olarak verir.
Ama insan yine unutup, yine günahlara dalar.
Bir sevap işlediğimiz zaman en az on sevap olarak yazar.
Bir kusurumuzu “bir” olarak yazar.
Bazen yetmiş olur.
Bazen yedi bin.
Bazen yetmiş bin.
Bazen binler olur.
Kadir gecesinde bu bin ay kadar değer kazanır.
Ve bizler yine kulağımızın üzerine yatar, ahiret hayatımızı sorumluluklarımızı unuturuz.
Allah nida eder: “İsteyin vereyim”
“Hasta iseniz şifa ihsan edeyim. Yok mu, yok mu?”
Ve insan... Yine insandır... Unutur, unutturur.
Gaflete dalar. Ve bu asrın bir özelliği de, bunu bilerek ve severek yapar.
Koşar, koşturur ve sonunda herşey biter.
Kendi ölümü bir mânâda kıyametin kopması demektir ve dünya döner.
Bizler ise dünya işleri içinde boğulurken Allah tekrar fırsat verir.
O dilerse affeder, yeter ki biz isteyelim.
14.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|