Çok kısa zamanda çok geniş çalışmanın içinde bulunmaktayız. 2006 yılı itibarıyla Türkiye ve Dünya nüfusu sür’atle artmaktadır. İki milyara ulaşan Müslüman nüfusu, Hz. Peygamber’in (asm) sosyal hayata bakan evlilik sünnetini imkânları muvacehesinde yerine getirmektedirler. Müslüman olmalarına rağmen örnek düğünler aranılmakta ve benimsenmektedir. Örnek ve sade bir düğün için, bizi yakından bilen Çoban ve Özdemir ailesi iki ay önce beni aradılar. Geçtiğimiz Pazar günü Yalova’daki düğünleri için...
Dünyada vefa borcu azaldı, tesbitlere göre yüzde 20 civarında. Beni, Hizan ilçesinden arayan damadımız Mehmet Özdemir’in baba ocağı Trabzon. Kendileri Eskişehir Üniversitesinden mezun, her cihetle fevkalâde bahtiyar bir genç. Gelin kızımız Yalova’da, bu itibarla bu geniş harita Yalova’da bir araya getirildi. M. Özdemir kardeşimizin üniversiteden mezun olan olmayan arkadaşları, düğün salonuna çeşitli illerden gelmişlerdi. Ahde vefa... Ayrıca onun yetişmesine emeği geçen anne ve babalarının dışında Eskişehirli ağabey makamındakiler de iştirak etmişler. Öte yandan Yeni Asya gazetesi Yalova Temsilciliği müntesipleri her cihetle bu kardeşimize ve onun misafirlerine ellerindeki imkânlarla sahip çıktılar. Temiz ve asude bir düğün oldu. Okunan Kur’ân-ı Kerim’den ve yapılan resmî nikâhtan sonra, biz de, birçok düğün salonunda olduğu gibi “Aile Hayatı ve Hz. Peygamber (asm)” başlıklı konuşmamızı özetle ve sıkmadan ifade etmeye çalıştık.
Konuşmak ayrı bir Allah vergisidir. Yani ördeğin yumurtadan çıkıp suda yüzmesi gibidir. Fakat insan öğrenmekle mükellef olduğu için mekân ve zaman dilimlerini ve muhataplarını iyi tahlil ederek konuşması bir belâgattır ve fazilettir. Yani mukteza-i hâle göre hitap etmek lâzımdır. Özellikle düğünler çok önemli, alınacak ve verilecek çok dersler ve mesajlarla yüklü olması lâzım. Düğünler konferans salonu değil, düğün konuşmaları bir pastanın dilimleri gibidir. O tatlı havada satır aralarında nüktelerle verilecek öz mesajlar her şeye bedeldir. Bu düğünde ağlayan anne ve babaları, alkışlayan hanım kardeşlerimizi gördüm. Demek görev ifa edilmiştir. Bu cihetle Çoban ve Özdemir ailelerini ve buralara kadar gelen herkesi tebrik ediyor ve ayakta alkışlıyorum.
Sıfır rakımlı, nem oranı yüksek ve deprem yarası bulunan bu güzel Yalova’ya giderken Bursa iş adamlarından şair ve dâvâ arkadaşım muhterem Eyüp Otman’ın vesilesi ile Yeni Asya Bursa vakfının görkemli binasına uğradık. Cumartesi gecesi Bursalı ve çevreden gelen kardeşlerimize, “Rusya’dan Ortadoğu’ya kadar ve 1910 yıllarından bugüne kadar Hz. Bediüzzaman’ın tesbitleri ve kıyasları” üzerinde durdum ve çeşitli müşahhas misaller verdim. Zaman dilimini aşmadan, dün ile bugünün kıyaslarını yapmaya çalıştık. Çok can dostlarıyla burada da tekrar hasret giderdik. Aynı vakıfta sabah namazı akabinde “Mir’ac Risâlesi” üzerinde ilmî bir müzakerenin yapıldığı derse de iştirak ettik.
Uzun yıllar Türkiye’nin bir çok beldesinde verdiğim hizmetlerden dolayı, bizi tanıyanların ve gönülden Allah için sevenlerin sayısı bir hayli kabarık. Bu itibarla onların dâvetlerini de dışlayamıyorsunuz, o vakit yaptığınız hizmetin de mânâsı kalmaz. Benim Eskişehir’den geçeceğimi öğrenen Zeliha Demir Hanımefendi, kendi yelpazesinde Yeni Asya Neşriyat’la ayakta tuttuğu hanım kardeşlerime bir sohbette bulunmamı istemişler. Onların da bu arzularını fedakâr Şekerci ailesinin geniş mekânlarında yerine getirdik. Yüzü aşkın hanıma, Bediüzzaman Hazretlerinin bugüne bakan müthiş tesbitlerini dile getirdim ve sordukları bütün suallere cevap verdik. Aynı mekânda icra edilen Eskişehir-Emek semt dersinde de erkeklerle “Okumanın mahiyeti, Rusya ve Orta doğudaki gelişmeler” konularında sohbette bulunduk. Hz. Allah’a şükürler olsun.
Çoban ve Özdemir aileleri benim bu sıcak günlerde dört günümün yine dop dolu geçmesine vesile oldular. Demek ki onlar her cihetle sünnetin yolunda Hz. Allah’ın yolundadırlar. Düğünleri mübarek olsun, kalpleri nurlarla dolsun. Bu hizmetlerde emeği geçen herkesi gönülden kutluyor ve bu üç aylarda onlara duâlar ediyorum.
01.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|