Türkiye, Lübnan’a asker gönderme konusunda alacağı kararı netleştirmeye çalışırken, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, nabız yoklamak amacıyla Lübnan, İsrail, Filistin ve Suriye’ye gitti. Burada yaptığı temaslar gazetelerde yer alırken, “gizli bir görüşme” birkaç gün sonra ortaya çıktı.
İlk duyduğumuzda tek taraflı bir girişimde bulunulduğu için çok şaşırdığımız, inanamadığımız, doğrulatmaya çalıştığımız haber, yetkili ağızlarca da teyit edildi. Öfke mi duymalıydık, sırf bir insanî girişim olarak mı değerlendirmeliydik, yoksa hallerine acımalı mıydık, kestiremedik.
* * *
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İsrail ziyaretinde Hizbullah ve HAMAS tarafından kaçırılan üç İsrailli askerin aileleriyle gizli bir görüşme gerçekleştirmişti.
Görüşme sırasında Gül’ün asker yakınlarına, “Sevdiklerinizden haber alabilmeniz için elimden geleni yapacağım” sözünü verdiği de ifade ediliyordu. Görüşmede, ailelerin yaşadıkları acıları aktardığı ve askerlerin sağlık durumlarına ilişkin haber alamadıkları için isyan içerisinde oldukları aktarılıyordu. Bir asker yakınının Gül’e, “Çok ümitsiziz. Uzun süredir onlardan tek bir haber alamıyoruz. Ne mektup, ne fotoğraf, ne bir video… Yaşıyorlar mı, sağlık durumları iyi mi bilmiyoruz” dedikleri de haberde yer alıyordu.
“Duygusal anların yaşandığı” da söylenilen görüşmede, Gül’ün aileleri dinledikten sonra acılarını anlayışla karşıladığını söylediği belirtilen haber medyada “Bakan Gül’den İsrail jesti” diye yer aldı.
Bakan Gül de bu görüşmeyi Suriye dönüşünde gazetecilerin sorusu üzerine doğruladı. Kaçırılan İsrailli askerlerin aileleriyle kaldığı otelde görüştüğünü söyleyen Gül, “Otelde görüşme talebinde bulundular. Onlarla otelde görüştüm. Ama attığım her adımla ilgili bilgi verecek halim de yok. Ama doğrudur, görüştüm onlarla” açıklamasını yaptı.
İsrailli yetkililer de bu görüşmeden “memnun” olduklarını şu sözlerle dile getirdiler: “Bu büyük, ama çok büyük bir jest. İnsanî bir konuda Bakan Gül çok büyük hassasiyet göstermiştir. Elinden geleni yapma sözü de ailelerde büyük mutluluk meydana getirdi. Türk hükümeti her zaman bu konuda yardımsever oldu…”
Görüşmenin basında yer almasından sonra Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, “Görüşmenin gizli olmasını isteyen İsrail tarafıydı. Ama bunu medyaya duyuran da İsrail oldu” şeklinde bir açıklama gereği duydular.
* * *
Sormak lâzım; İsrail’e ne zaman güvenildi, ne zaman sözünde durdu ki, bu konuda da dursun? Çıkarları olduğunda gözlerinin hiçbir şeyi görmediği öğrenilemedi mi? Şu ana kadar hangi anlaşmaya uydular ki?
Gül’ün bu teması belki ilk bakıldığında insanî bir görüşme gibi gelebilir. Ancak, bu tek taraflı görüşme Lübnan’daki ve Filistin’deki diğer aileler gözümüzün önüne geldiğinde hiç de masum bir görüşme gibi gelmedi…
Bazı AKP’li milletvekilleri bile buna tepki gösterdi. Meselâ Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Gül’ün ziyaretini, “Bunu çift yönlü yapmak gerekir. Orada bir mücadele var. Bu mücadelede birisi devlet, birisi de grup. Hizbullah, Lübnan’da hükümet ortağı ve seçimlere giren bir partidir. İktidarı tanıdığımıza göre, Hizbullah ile ilgili bir şey varsa o da ziyaret edilebilir. Hapishanedeki mahkûmlar ziyaret edilebilirdi. Bu talep reddedilirse, sıkıntı olabilirdi. Ancak insanî davranışın öbür boyutunu yapmak mükemmel bir hareket olurdu” şeklinde yorumladı.
Unutmamak gerekir ki, İsrail ordusu aralarında Filistin Parlamentosu Başkanı Abdül Aziz Duaik ve Başbakan Yardımcısı Nasır El Şair’in de bulunduğu sekiz bakan ile 30’dan fazla Filistinli milletvekili ve çok sayıda Filistinli yetkilinin de bulunduğu 64 kişiyi gözaltında tutuyor.
* * *
İnsan soramadan edemiyor; Abdullah Gül, kaçırılan Meclis Başkanının, bakanların ve milletvekillerinin, İsrail cezaevlerinde bulunan 10 binden fazla insanın aileleri ile niye görüşmedi? Niçin onların dertleri ile ilgilenip, “elinden geleni yapma” sözü vermedi?
Lübnan’a gittiğinde ölen binlerce insanın ailelerini, 10 günlük annesinin kucağında ölen çocukların aileleri ile niye görüşmedi?
İsrail’in zulmüne uğramış Lübnanlı ve Filistinli ailelerin Abdullah Gül’den jest beklemeleri en tabiî hakları değil mi?
Ümit ediyoruz ki, Bakan Gül, Filistinli ve Lübnanlı ailelerle “gizli kalmak şartıyla” görüşmüş olsun. Yine ümit ediyoruz ki, önümüzdeki günlerde “resmî olmayan” bu görüşmelerde kamuoyuna yansır da, Filistinli ve Lübnanlı ailelerinde kalpleri bir nebze olsun ferahlar… Yoksa oradaki insanların vicdanları sızlayacak, büyük hayal kırıklığı yaşayacaklar…
27.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|