Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Ayaklar yere basacak mı?



Heyecan dalgası yerini, serinkanlı değerlendirmelere bırakıyor.

Her ağızlarını açtıklarında Türkiye’nin Lübnan’a neden gitmesi gerektiğine ilişkin gerekçeleri sıralayan Dışişleri bürokrasisi dahi, geçici ateşkesten bu yana ilk kez, ABD’nin tek taraflı kararlar alması durumunda Türkiye’nin asker göndermeyeceği ifade edilebildi.

Ankara’nın coşkusunu frenleyip, ayaklarının yere basmasını sağlayan olay, ABD Başkanı Bush’un Hizbullah’ın silâhsızlandırılması için gerekirse ikinci bir karar çıkartılacağına ilişkin sözleriydi.

İsrail başından beri bunu zorluyor. Barış gücünü görüşmek üzere ABD yapılan toplantıya İsrail’in sunduğu tekliflerden biri bu. Bir diğeri ise, barış gücünün silâhlı çatışmaya girebilecek şekilde oluşturulması.

Türkiye bunu bilmiyor mu? Hem de çok iyi biliyor. Ancak bunlar kamuoyuna sızdırılsa, kim destekler Lübnan’a asker gönderilmesini?

Dışişleri bakanı Gül, Suriye Devlet Başkanı Esat ile görüşmesinden sonra, “Türkiye, Lübnan’a asker göndermeye karar vermesi durumunda, bunun Suriye tarafından da memnuniyetle karşılanacağını duymaktan mutlu olduğunu” söylemedi mi? Söyledi.

Peki ne oldu? Gül Türkiye’ye döndü. Henüz mesaiye başlamadan, Esat’ın Lübnan ile sınırına Barış Gücü’nün yerleştirilmesini reddettiği haberi geldi. Başka bir haber daha geldi. Abdullah Gül o sırada Şam’daydı ve Esat’la görüşmesini henüz gerçekleştirmişti. Gül’ün Pazar günü İsrail’de olduğu sırada kaçırılan askerlerin ailesiyle görüştüğü fısıldandı kulaklara. Gül, bu görüşmenin basına sızdığını öğrenince, kıpkırmızı kesildi. Sözcüsü Namık Tan, “Bu hususta bir gizlilik olmasını isteyen taraf İsrail’dir. Buna mukabil bunu duyuran da İsrail’dir. Bu hususa dikkatinizi çekmek isterim” diyebildi ancak. O da utana sıkıla... Çünkü bu olay, Şam’da bulunduğu sırada Gül’ün elini zayıflatacak bir olaydı. Ve İsrail, bir kez daha medya aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni zor durumda bırakmıştı. Hem de Abdullah Gül gibi kendilerine çok güvenen birini, hem de Şam’ın tam orta yerinde. Aynen İsrail’in ihbarları sonucunda “Hizbullah’a silâh taşıyor” diye indirdiğimiz İran uçaklarından pirinç ve un çıkması gibi. Henüz Lübnan’a gitmeden başımıza bu tür çoraplar ören bir ülke oraya gittiğimizde ne yapmaz?

Lübnan’a barış gücünün liderliğine önce Fransa oynuyordu. Ancak ABD ve İsrail’in tehlikeli bir oyun içinde olduğunu fark etmiş olmalı ki, Fransa bu talebinden vazgeçti. İtalya’nın durumu ise, karışık… İtalya Dışişleri Bakanı D’Alema, İsrail birliklerinin Güney Lübnan’da çevreye ateş açması halinde çokuluslu güce asker göndermeyeceklerini açıkladı.

Bizim Lübnan’a göndermeyi plânladığımız birliğe getirdiğimiz görev tanımı ile ABD ve İsrail’in beklentilerinin aynı olmadığı ortaya çıkıyor. Asker göndereceksek de, hiç olmazsa bunları kamuoyundan gizlemeyelim. Asker gönderilir ya da gönderilmez. Ancak böylesine kaypak bir zeminde, güven vermeyen ortaklarla birlikte davul zurna çalınarak gidilebilecek bir yer değil Lübnan. 1978 yılında geçici bir süreliğine kurulmuş Lübnan’daki barış gücü. Yıl 2006 olmuş, bırakın lağvetmeyi sayısı artırılıyor. Hem ayrıca ABD ve İsrail’in kuyruğuna takılmış bir Türkiye görüntüsü, büyük bir devlet olma iddiası ile bağdaşmıyor. Aynen kamuoyundan gerçekleri gizleyerek, sürekli olan yalan söylenmesinin büyük devlet adamlığına uygun olmadığı gibi. Şu günlerde birilerinin sürekli olarak burnu uzuyor, söylediği yalanlardan dolayı...

Daha yolun başındayız. Emin olun daha çok şey yaşayacağız. Hevesle bindikleri Amerikan atından, dilerim pek çabuk inmezler...

25.08.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.08.2006) - MGK bildirisine neden yansımadı...

  (23.08.2006) - Burnunun dikine Lübnan'a

  (22.08.2006) - İktidara uyarı

  (21.08.2006) - Kritik gün

  (18.08.2006) - Türkiye'ye İran tuzağı

  (17.08.2006) - Pozisyonumuz ne olacak?

  (16.08.2006) - Doğumuyla birlikte iktidara taşınan bir parti...

  (15.08.2006) - Lübnan Zirvesi

  (14.08.2006) - Mescit avı

  (28.07.2006) - Ekonomi yönetimini dinlerken...

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004