İsrail kana doymuyor, kan akıttıkça “kan emici vampirler” gibi, daha çok kan almak için saldırıyor, saldırıyor… Yeni doğmuş bebekler, henüz 2-3 yaşına girmiş çocuklar ağızlarında emzikler, dünyadan bihaber şekilde ölümü tadıyorlar. İsrail, gözü dönmüş bir şekilde kundaktaki bebekleri bile katlediyor.
İnsanlıktan hiç nasibini almamış İsrail askerleri uçaklarla, tanklarla, toplarla minicik bedenlerin üzerine bomba yağdırıyor, kan kusuyor…
***
Gazetelere bir fotoğraf yansıyor. İnsanların kanını donduran bu fotoğraflarda İsrail ordusu, katliâmı gerçekleştirdikleri bombaların üzerine, ilkokul çocuklarına “Ölümünüz için sevgilerle… Ölüm bir anda gelecek” sözlerini yazdırıyor… Körpecik beyinleri daha bu yaşta kin ve nefret duygularını aşılayarak…
Daha ölümün ne olduğunu bilmeden, belki de oyun sanarak yazıyorlar bu sözleri…
Bilmiyorlar ki, üzerine “ölümünüze sevgilerle “ yazdıkları bu bombalar, biraz sonra yaşıtları olan günâhsız Lübnanlı çocukları paramparça edecek, bu dünyadan alacak…
İnsanlık bu kadar mı öldü dünyada?
Bunu yaptıranlar hiç düşünmezler mi, bombalar bir gün dönüp de çocuklarını vuracaklarını… Onların çocukları ölse, hiç mi yürekleri sızlamayacak…
“İki askerimizi kaçırdılar” diyerek Gazze ve Beyrut’u yerle bir ederken, bu katliâma küçük çocukları da âlet ediyor İsrail…
İsrail ordusunun Tel Aviv ve Hayfa başta olmak üzere, birçok bölgeden ilkokul çocuklarını toplayıp cephaneliklere getirdiği haberlere yansıyor. Sonra bu çocukları, şiddetin içine çekmek için her birinin eline kalem veren ordu yetkilileri, onlardan bombaların üzerlerine “intikam” duygusu ile mesajlar yazmalarını istiyorlarmış…
İsrailli ilkokul öğrencileri, belki de henüz ne anlama geldiğini bilmediği kelimeleri yan yana yazıveriyorlarmış: “Ölümden kaçış yok…”
İnsanın kanını dolduran bu görüntüler bitmiyor. Çocuklar kendilerine öğretilen başka kelimeleri de yazıyorlar o kan kusan bombalar üzerine: “Sevgili Lübnanlı ve Filistinli çocuklar, ölümünüze sevgilerle”… “Ölüm bir anda gelecek ve birçoğunuz bunu anlayamayacak”… “Bizim askerlerimiz suçsuz yere işkence gördü. Bunun bir cezası olmalı”… “Ölümden kaçış yok…”
***
Ve daha nice kin ve nefret dolu kelimeler yazılıyor ABD yapımı bombaların üzerine…
Belki de bu bombalardan birçoğu Lübnan’ın Kana kasabasında 37 günahsız çocuğun sığınıkta annelerin kucağında, kiminin ağzında emzikleri, kimi derin uykuda iken ölmelerine sebep oldu…
Kana şehri kana bulandı; kin ve nefret dolu kelimelerin yazıldığı bombalarla…
37 çocuğun öldüğü İsrail’in Kana köyü katliâmından kurtulan 7 kişiden biri olan 4.5 yaşındaki Hasan’ın babası, insan olan herkesin yüreklerini dağlayan şu sözleri söylüyor: “Bu çocuk kime ne yapabilir? Bu psikolojiyi nasıl atlatabilir? Ne istediler bizden? Bir çocuğumu öldürdüler. Hasan o geceyi hiç unutamayacak…”
Dünyaya bu feryadı haykıran babanın, 7 yaşındaki kızı Zeynep ise, Filistin’in kahpe kurşunları ile gözlerini kapıyor…
***
Bu insanlık ayıbına rağmen, öldürülen masum ve günahsız çocukların görüntülerine gördükten sonra bile, dünyanın birçok ülkesi hâlâ İsrail’i “haklı” buluyor ve vicdanları kanamadan destek veriyor…
Kana’da yapılan bu insanlık dışı katliâmı dahi kınayamayan bir Birleşmiş Milletler dünyanın önünde duruyor.
Ağzında emzikli bebeler, yavrusu kucağında anneler, nineler, dedeler öldürülürken, dünya hâlâ seyrediyor…
Ey, katiller! Küçücük Hasanlar, Zeynepler, Ahmetler size ne yapabilir?
Yıllardır bölgede kan ve gözyaşı döktüren “terörist devlet”i durduracak bir sağduyu cephesi yok mu?
06.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|