Cumhurbaşkanlığı tartışmaları Ankara’da gündeme damgasını vuruyor. Mayıs 2007’de yapılacak seçimlere yaklaşık 11 ay olmasına rağmen tartışmalar hararetle devam ediyor. Meclis ise bu tartışmaların ortasında önümüzdeki hafta tatile giriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle bağlantılı olarak erken seçim tartışmaları da giderek yoğunluk kazanıyor. Kasım 2007’de yapılması gereken genel seçimler öncesi yapılan tartışmalar bir erken seçimi getirmezse, Meclis tatil sonrası, Türkiye’nin 11. cumhurbaşkanını seçecek.
Hükümet kanadının her ne kadar “cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha çok var, şu anda bizim gündemimizde yok” demesine rağmen konu siyaset ve ekonomi çevrelerinin gündeminden düşmüyor. Ekonomideki ve AB ile ilişkilerdeki dalgalanma, Meclis’in tam kapanışı öncesi AKP’nin Antalya’da yapmakta olduğu “istişare” toplantısı, bu tartışmalara daha da hareketlilik kazandırıyor.
“Cumhurbaşkanını halk seçsin” taleplerine karşılık Başbakan Erdoğan buna sıcak bakmadığını her fırsatta açıklıyor. Erdoğan bu taştırmalar için “hedef saptırma” diyor ve kendisinin Cumhurbaşkanı adayının profilini şöyle açıklıyor. “Cumhurbaşkanı, özellikle temsilde ve ülkemizi barışa, sevgiye, birliğe beraberliğe, dostluğa zemin hazırlayacak, bu zemini iyi koordine edecek. Bu ülkede toplum katmanları arasında herhangi bir duygusallığa fırsat vermeyecek derecede onlara eşit mesafede olacak bir yapının sahibi olması lâzım…”
Muhalefet kanadı bu kriterlere tepki gösterirken Erdoğan’ın bu sözlerle kendisini tarif ettiğini düşünenler de var.
“Cumhurbaşkanı seçimi için toplumsal uzlaşma olmalıdır” söylemlerine tepki gösteren bazı AKP’liler ise, “uzlaşmaya gerek olmadığı” düşüncesinde. “Geçmişte ANAP çoğunluktaydı, Turgut Özal Cumhurbaşkanı oldu. DYP çoğunluktaydı, Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı oldu. Şu an da AKP çoğunlukta, Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olacaktır…”
Ancak, Erdoğan’da “uzlaşma”dan yana… Son günlerde bu tartışmaların içinde yer alan TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı da Cumhurbaşkanlığı seçiminin uzlaşmayla çözülmesini istiyor.
Anayasa’da, Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl yapılacağı açık. Eğer dördüncü turda, bu tura kalmış iki adaydan birisinin salt çoğunluğu sağlayamayacağı anlaşılırsa, bir uzlaşma kaçınılmaz olur. Ya da Meclis kendini fesh etmiş sayılır ve yeni seçimlere gidilir.
Bugün için böyle bir ihtimal söz konusu değil. AKP’li milletvekilleri istedikleri kişiyi Cumhurbaşkanı seçecek bir Meclis çoğunluğuna sahip… Tabi, erken seçim ve “olağanüstü bir durum” olmadığı takdirde…
Cumhurbaşkanlığı seçimini millet iradesinin başarması gerekli. Bütün bu tartışmalar gösteriyor ki, cumhurbaşkanlığı tartışması önümüzdeki günlerde de hareketli bir şekilde devam edecek. Aslında bu tartışmaların önünün alınmasının yolu, cumhurbaşkanını halkın seçmesidir. Ancak bu aşamada mümkün görünmüyor.
Meclis tatile giriyor ancak bu tartışmalar devam eder ve “bir yer”lerden düğmeye basılırsa, bir erken seçim için Meclis olağanüstü de toplanabilir…
Bekleyelim görelim…
24.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|