"Yemin olsun ki, onlar Allah'ın kitabı yerine 'sihir'i tercih eden kimsenin ahirette hiç nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini ne kötü bir şey karşılığında satmış olduklarını keşke bilselerdi."
(Bakara Sûresi, 102.)
Medyada, büyü, peri, cin gibi gizli güçlerle ilgili son yıllarda ne kadar yoğun bir tahşidat yapıldığını fark ettiniz mi?
Öyle ki, artık sadece cahil halk değil, aydın (!) tabakası da bu işe merak sarmış durumda. Medyumlar, falcılar, büyücüler, artık yazar kasa kullanır oldular! Medyadan hepsini takip etmek mümkün.
Günümüz ilim çevrelerince büyü, metafizik, yani fizik ötesi bir ilim dalı. Duyularımızla idrak edemediğimiz varlıkları, güçleri ihtiva ediyor. Yani bilim dışı(!) Bilimin bir şeyi 'gerçek' olarak kabullenebilmesi için elle tutulup, gözle görülmesi, laboratuvarda inceleyebilmesi gerek.
SIĞINAK SURELER
Dinimize göreyse büyü bir "hakikat" ve "imtihan vesilesi." Büyü, Peygamber Efendimize (a.s.m.) bile yapılmış. Onun yine bir mucizesi olarak, nerede, ne şekilde büyünün yapıldığını haber vermiş ve büyüyü bozmuş. "Muavvizeteyn" yani "kendisiyle Allah'a sığınılan iki sûre" anlamına gelen Felâk ve Nas sureleri bu hâdise üzerine indirilmiş. Peygamber Efendimiz, İhlâs Sûresiyle birlikte bu iki sûrenin okunduğunda, insanı her türlü kötülükten koruduğunu haber vermiş.
Büyü, aslında gördüğümüz ve görmediğimiz tüm şerir mahlûklardan Allah'a sığınmak, Ona yakın olmak için bir sebep ve perde.
BÜYÜ İLE BÜYÜMEK!
İşte çağdaş bilim adamlarının, bilim dışı kabul ettikleri bu hakikat, medya organlarınca garip bir şekilde gündemde tutulmakta.
Yani bir taraftan âdeta, bilim putlaştırılırken diğer yandan bilim dışı kabul edilen güçler putlaştırılmakta! Geçenlerde İslâmı kabul eden Kanadalı araştırmacı yazar Fred Reed'in tabiriyle "Eski putlar yeniden ihya edilmekte!"
Çocuklarımız, masum filmler (!) diye rahatlıkla seyrettirdiğimiz Superman ve Örümcek Adam gibi insan üstü güçlerle donatılmış kahramanların maceralarını, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mucizelerinden daha detaylı bilmiyorlar mı? Onların bilgisayar oyunlarıyla meşgul olup, oyuncakları, resimli giysileri, vs. ile gururla dolaşmıyorlar mı?
Televizyonlarımızdan garip korku filmleri haricinde tatlı cadılı, sihirli annemli filmler, diziler hâlinde resmi geçit yapmıyor mu?
Çocuklarımızın bir gördüğünü, duyduğunu unutmayan zihinleri her şeyi depoluyor, mayalıyor ve (eğer dikkatli bir ebeveyn değilsek) ilerde ne mi oluyor?..
Satanist gençlerin, nasıl ortaya çıktığını düşünüyorsunuz? "Cazibedar bir fitne içinde bulunan ve daha aklını kaybetmemiş gençleri" muhatap alarak Gençlik Rehberi'ni kaleme alan Bediüzzaman Hazretleri, medya karşısında bir nevi büyülenen çocuklarımızı ve gençlerimizi görüp de yazmış gibi değil mi?
DÜNYAYI SARAN SALGIN HASTALIK
Aklı tamamıyla gözüne inmiş, eliyle tutup beş duyusuyla hissedemediği her şeyi inkâr eden bir anlayışla, gizli güçlere âdeta tapan birbirine zıt iki anlayış, günümüzde bulaşıcı bir hastalık gibi hızla yayılmakta.
Birbirine taban tabana zıt, ama tevhid anlayışına muhalefette birleşen iki zıt kutup bunlar...
Büyü okulu öğrencisi Harry Potter'ın maceralarını anlatan kitaplar yayıncısının söylediğine göre, "İngiltere'de İncil'den sonra en çok satan kitaplar" durumunda.
Bristol Üniversitesi tarih profesörlerinden Ronald Hutton'a göre tarihin tozlu raflarından kadın figürleri indirilmeye başlanmış bile. Büyü ve kadın figürleri ilginç bir ikili!
Beyaz Büyücüler Derneği Başkanı Kevin Carlyon ise büyünün "dünyanın en hızlı yayılan inanç sistemi" olduğunu vurgulayarak aileleri uyarıyor. Özellikle de ergenlik döneminde çocukları olanları.
Zaten artık, etkisi olmayan Kiliseyse bu durumdan rahatsız. Evangelist Kilisesinden rahip Ojel Edwards, büyücülerin şeytanı bir kahraman olarak sunduklarını ve kabul edilebilir bir hâle getirdiklerini söylüyor. (24. 6. 2003, Yeni Asya gazetesi)
İSLÂMA HAMİLE AVRUPA,
AVRUPA'YA HAMİLE OSMANLI
Bu tesbiti asrın başında Bediüzzaman Said Nursî yapmış ve zaman da zaten tefsir etmiş. Ülkemiz her ne kadar hâlâ AB üyesi olamasa da, yaklaşık yüzyıldır Avrupa'dan gelen her değere ayırt etmeksizin sarılmış. Sonuç ortada! Bizim bütün iyi hasletlerimiz orada, Avrupa'nın bütün kötü hasletleri de bizde!
Avrupa'da düşünen kafalar, çağdaş Batı medeniyetinin artık putperest bir kültüre dönüştüğü neticesine ulaşarak, Bediüzzaman Hazretlerinin tesbitini doğrulamakta. Uzmanlar, çağdaş Batı medeniyetinin sanki Hz. İsa (a.s.) gelmeden önceki Roma dönemini yaşadığını belirtiyorlar. Tamamen hayattan lezzet almaya yönelik lüks bir hayat modeli, iktidar düşkünü, tabiatı ilâhlaştıran, insanları putlaştıran bir anlayış; modası, sineması, çizgi filmi, müziği, perisi, cini, büyüsü ile toplum hayatında dal budak salmakta.
Tarihte koca bir imparatorluğu yıkan bu faktörler, bugünün mimsiz medeniyetini de yıkacak!
Dini ne olursa olsun, bu manevî salgın hastalıkların kaynağını fark edenlerin, tevhid anlayışında birleşip işbirliği yapmasından daha mantıklı ne olabilir ki?
06.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|