Cenâb-ı Allah’a şükürler olsun, ilkbahar aylarımız Türkiye’de ve Almanya’da dolu geçtiği gibi, bu yaz aylarımız da dolu geçmektedir. İlim dünyasının tesbitine göre, dünya son 400 yılın en sıcak mevsimini geçirmektedir. Türkiye’yi de Basra merkezli sıcaklık yakıp kavurmaktadır. Elbette bunun maddî ve manevî sebepleri vardır ve onlar ayrı birer makaledir. Özellikle Regaib kandilinde bütün duâlara rağmen 4-5 ilde yağmur yağması 70 küsûr ilde kuraklığın devamı manidardır. Türkiye’de 200 barajın suları bitmek üzere, 3 bin göletin büyük bir kısmı kurumuş, bitki ve hayvanat âlemi yanıp kavrulmaktadır. Yollarda bunları gördükçe içim parçalanıyor. Ne yaptık ki bunlar oluyor? En büyük suç nerede?
Daha büyük musibetlerin gelmemesi için, inanan münevver insanlar da boş durmuyorlar. Yayla adı altında ve düğünler adı altında, sünnetin dairesinde, İslâmın çerçevesi, mihveri altında müsbet ve meşrû zeminlerde ve haşin sıcağa rağmen yol alıp gitmektedirler. Takriben bir ay önce Çorum Ticaret Borsası başkanı muhterem Ömer Güney Beyden davet aldım. “Çorum’a sizi istiyoruz, ‘Ölmez ve Delibaş’ ailelerinin düğünlerinde konuşacaksınız ve meşhur Kargı yaylasında, konuşmalarınızla şenlendireceksiniz” diye...
Bu itibarla ve yukardaki durumları tefekkür ile dâvete icabet ettik. Ankara A. Özkan vakfında mola vererek, Çorum Öğretmen evindeki düğünde ve Çorum Uhuvvet vakfındaki geniş sohbette ve Kargı yaylasındaki toplulukta bulunduk. Akabinde Cihanbeyli ilçesinde Mevlânâ unlarında konaklayarak yolumuza devam ettik. Burada üzerinde duracağım iki husus ile makalemi bitirmek istiyorum.
Birincisi: Yaz günlerinde çok düğünler yapılmaktadır. Çokları hüsranla bitmektedir. Halkın israflar ve şatafatlar karşısındaki isyanları ve tenkitleri var. Diğer tarafından silâh gösterileri neticesinde ölenler ve yara alanlar var. Düğünden ziyade sanki savaş alanı haline geliyor. İşte yukarıda bahsettiğim münevver insanlardan “Ölmez ve Delibaş” aileleri Çorum’un görkemli öğretmen evi salonunda evlatlarını evlendirdiler. Kur’ân-ı Kerim, duâ ve bizim de “Aile hayatı ve Hz. Peygamber (asm)” başlıklı konuşmamızla ve akabindeki, takı ve pasta ziyafetiyle gayet asude ve nezih bir düğün olarak deruhte edildi. Binler tebrikler.
İkincisi: Çorum Uhuvvet Vakfı’nda, çevre il ve ilçelerin de iştirak ettiği gecede “Risâle-i Nur’un insan bünyesindeki hâkimiyeti, münevver eylemesi ve okumanın önemi” bâbındaki 45 dakikalık sohbetimizin ardından, sabah ışıklarıyla birlikte Çorumlu can dostlarıyla 130 km uzaklıktaki Kargı yaylasına vardık. Her yıl geleneksel olarak yapılan Kargı yaylası sohbetlerine çok beldelerden iştirak vardı, yaşlı ve genç olarak. Unutamadığım kadarıyla İnebolu’dan Kırıkkale’ye, Alaca’dan Sungurlu’ya, Çorum’dan Kargı’ya, Kastamonu’dan Kayseri’ye, Osmancık’tan Antalya’ya kadar kıymetli arkadaşlarımız vardı.
2200 rakımlı, çam ve ardıçlar arasındaki bu güzel yaylada Yeni Asya gazetesi köşe yazarlarından muhterem Şaban Döğen Bey “İç bünyemizde ve hizmet erbaplarında ihlâs” üzerinde, İnebolu’dan Rasim Sürav Bey “İman hizmetinde geçmişten hatıralar” ve bizler de “Hz. Bediüzzaman’ın, yüzyıl önce Rusya, Türkiye ve âlem-i İslâm hakkında, âyet ve hadislerin ışığı altında bulunduğu tesbitlerinin bugünkü sosyal hayatta tecellileri” üzerinde çarpıcı misallerle hitabede bulunduk.
Bu yayla buluşmasının, bu piknik toplantısının en son bölümünde, yayla köylerini gezen ve bizlere de uğrama fırsatı bulan DYP İl başkanı ve 19. dönem Çorum Milletvekili Adnan Türkoğlu, bütün il yönetimi ve ayrıca Kargı Belediye başkanı Ahmet Akpınar ve yönetimiyle de “Demokrat misyonun dünü ve bugünü” üzerine kısa söyleşide bulunduk.
Yaylanın maddî ve manevî organizesinde büyük emeği geçen Yeni Asya gazetesi Kargı temsilcisi muhterem Seraceddin Küçükdingil Beye ve sabaha kadar her cihetle tanziminde bulunan Çorumlu ve Osmancıklı ağabey ve genç kardeşlerime binler tebrikler, teşekkürler.
11.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|