Sizce en hayırlı, beğenilen, takdir edilen, sevilen kimse kimdir?
İsterseniz Efendimize (asm) göre “en hayırlı kimse”nin kim olduğunu öğrenelim. Buyuruyorlar ki: “Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân: 2)
Nasıl “en hayırlı” olmaz o insan ki her şeyin sahibi ve maliki olan on sekiz bin âlemin sultanının kelâmını öğrenmektedir?
O İlâhî kitap ki hayat programıdır, manevî katalog, dünya ve ahiret mutluluğunun temel taşıdır. İki cihanda dost, kabirde candaş, kıyamette şefaatçi, sıratta burak, cennette arkadaş, dünyada da her türlü hayırlı işte rehber ve kılavuzdur.
O İlâhî kitap ki Mu’cizât-ı Kur’âniye (25. Söz) Risâlesinde denildiği gibi, şu büyük kâinat kitabının ezelî bir tercümesi, görünen ve görünmeyen âlemlerin bir müfessiri, yerde ve gökte gizli Esmâ-i Hüsnânın manevî hazinelerinin keşşafı, Rahman’ın ebedî iltifatları, Sübhan olan Allah’ın ezelî hitapları, manevî bir âlem hükmünde olan İslâmiyetin güneşi, temeli; ahiret âlemlerinin mukadder bir haritası, insanlığın mürebbîsi, en büyük insaniyet olan İslâmiyetin âb-ı hayatı ve ziyası, insanlığın hakikî mürşid ve yol gösterici; hem bir din, bir duâ, bir hikmet, bir kulluk, bir emir ve dâvet, bir zikir, fikir kitabıdır. (Sözler, s. 330)
Daha birçok özellikleri bulunan Kur’ân, kendini okuyan ve emirlerini yaşayan insan için şefaat eder, bir hadis-i şerifte belirtildiğine göre şöyle duâ eder Cenâb-ı Hakka: “Ya Rabbi, Kur’ân ehli olan kimseleri nurunla süsle.”
Bunun üzerine ona bir şeref tâcı giydirilir. Bu defa Kur’ân, “Sözünü arttır ya Rabbi” der. Sonra ona bir şeref elbisesi giydirilir. Sonra da Kur’ân, “Ya Rabbi, ondan razı ol” der. Allah da ondan razı olur. Sonra da ona, “Oku ve yüksel” denilir. Her bir âyet karşılığında o kişiye bir derece verilir. (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân: 18)
11.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|