Bir “sempati” merakıdır gidiyor.
Sempatik olma, popüler olma, kendini başkalarına beğendirme, sevdirme, topluluk içinde dikkat çekme, bütün gözleri üstüne çekme, düşmanlar tarafından çekilememe üzerine öğütler verilip duruluyor. Kimi zaman bir iş başvurusu, kimi zaman bir kariyer, kimi zaman karşı cinsin ilgisi uğruna…
İlk bakışta ikinci kişiyi esas alan bir bakış açısı gibi dursa da, özünde bir “ben” bulunduruyor bu öğütler. “Ne yapsam da beni beğense”, “Nasıl konuşsam da dikkatini bana yöneltse”, “Nerede gülümseyip, nerede hüzünlü bir duruş takınsam da ilgi görsem”dir asıl olan.
Sempati, taammüden girilen bir duruş, bir konuşma olunca antipatiye de dönüşebiliyor. Ama hiçbir şeye dönüşmese de bencillik olarak kalıyor.
Dahası, sempatiye bu kadar odaklanınca “empati” unutuluveriliyor. Kendine yapılmasını istemediğini, yapıveriyor başkasına. Kimsenin “damdan düşeni” olamıyor hayatında. Kimsenin acı şirketinden hisse senedi alamıyor, kimsenin hüznüne ortak yazılamıyor.
Empati olmayınca, rahat bir vicdanla yapıyor, ne yapıyorsa. Rahat bir uyku çekiyor geceleri. Rahat bir hayat sürüyor belki. Ama bir gün damdan düştüğünde, bir damdan düşen aramaya yüz bulamıyor. Acılarını halka açtığında, hisse senetleri elinde kalıyor. Hüznü, “Nerede, nasıl” formüllerinin dışındayken, hiçbir ilgi çekmiyor.
Hayatı sempatik olmaya adadığında, belki gerçekten ilgi çekiyor; topluluk içinde fark ediliyor; ama buna rağmen “yalnız” oluyor.
İlgisini çektiği herkes onu bir gün yapayalnız bırakıyor. Yalnız kalmamak için sürekli ilgi çekmek, ilgi çekecek şeyler yapmak zorunda kalıyor. Kimi zaman olmadığı biri oluyor, kimi zaman görünmeye çalıştığı o problemli kişiliğe dönüşüveriyor: göründüğü gibi oluveriyor.
Hayatının merkezinde kendisi ve kendisine duyulan teveccüh bulunduğu için, başkalarının acılarına onların gözüyle, onların sinir sistemleriyle bakmayı da başaramıyor. Törensiz yardım edemiyor kimseye, sağ elinin verdiğini sol eli de görüyor, cümle alemle birlikte.
Oysa empati kurunca, insan bir tek ben olmuyor, kendini yerinde hissettiği insan kadar ben oluyor, çoğalıyor. Çektiği acılar artsa da, sevinçlerinin üstüne de sevinç katıyor. Aynı anda onlarca yerde, onlarca kalpte yaşıyor.
Ve gariptir, sempatik de oluyor, hiç uğraşmadan.
21.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|