16-9-2006 yine bir Eylül çaldı kapımızı. Dünya kurulalıdan beri kaç Eylül yaşandı acaba? Hüzün, umut karışımı kaç yaprak düştü toprağa ve toprak kaç Eylül gömdü bağrına? Her şeyi bilen biliyor elbette yaşanmışlıkların tamamını. Dökülenleri, yapılanları, ölüp dirilenleri, düşüp kırılanları ve yeniden inşa olanları biliyor elbette…
Bir Eylül daha gelip kondu işte hayatımıza. Güneş biraz daha sararmış, rüzgâr daha bir hissettiriyor varlığını ve yapraklar bırakıyorlar kendilerini tutundukları o güvenli dalların ellerinden birer birer yere.
Önce yüreğimize uğrar Eylül. Bitirmenin adıdır bir tarafıyla. Her şeyin bittiği, güvenli dallarından teker teker düşüp, bir şeylere karıştığı yerdir. Yeni bir mevsim başlangıcından çok daha ötedir Eylül. Yüreğimizin en hüzünlü sokak ve caddelerinde yürüyüşe çıkarır bizi. O yüzden biraz hasret kokar. Çünkü giden bir çok güzelliğin ayrılığı ince bir sızıyla kalbimizde o gitmelerin yaralarını hatırlatır. Gençliğimiz gibi, sevdiklerimiz gibi ve onların ardından yiten duygularımızın boşluğu illâ durup durup bize ayrılığı hatırlatır. Ve her ayrılığın da gönlümüzde diğer yanı hasrettir.
Bir yanıyla hatırlananlar ayıdır Eylül. Onca faniliğin boşluğunu yüreğimize yüklemesi de bundandır belki de kim bilir? Hatırlatmak içindir, yok olmayı, hiç olmayı, yüreğimizin bu yokluğun ve hiçliğin içindeki sancılarını. Yokluğa katlanamayacaktır yürek çünkü. Bilir bunu Eylül’ü gönderen ve Eylül. O yüzden hatırlatır bize yokluk ve hiçlik bir seçimdir. Ve insan seçtiklerinin eseridir. Her Celâlin içinde Cemaliyle de yansıyan Zat bilir Eylül’ün öbür yüzünü. Göstermek istediği de bu sarı zarfın içinden toprağa düşen tohumlardır zaten.
Bir yanıyla yeniden inşadır Eylül. Sarı zarftan toprağa saçılan tohumların hasretle baharını beklediği yerdir. Kalbimize gömdüğümüz ötelere ait binlerce umut, arzu, hayal, yitirme ve kavuşmanın tohumlarının yüreğimize serpildiği mevsimdir. Gözlerimiz bakışlarıyla hep sonsuz olana çevrilirken, avuçlarımızdan arza ulaşan da hep bu yeniden var olma duâsıdır.
Eylül’ün toplamı, hasret, bekleme ve inşadır…
16.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|