Yazılı ve görsel yayınların hepsine birden medya demekteyiz. Basılı yayın dediğimiz gazete, dergi ve kitaplar, görsel ve işitsel yayın olan radyo ve televizyon medyanın kapsam alanına girer. Bunlara ayrıca kitle iletişim araçları da denmektedir.
1860-1930 yılları arasında gelişmeye başlayan hareketli fotoğraf ve kablolu telefonlar, radyo ve televizyonun temellerini teşkil etmektedir. Elektronik ve kimyasal endüstrinin gelişimi ile de günümüzün kitle iletişim vasıtaları ortaya çıkmıştır. Popüler kültürün gelişimi ve eğlence sektörünün yaygın hale gelmesinde en büyük pay medyaya aittir.
Medyanın en önemli özelliği geniş kitlelere en kısa zamanda ulaşma ve onları en iyi şekilde etkileme vasıtası olmasıdır. Medya iyi kullanıldığı zaman insanları iyiye ve doğruya yönlendirdiği gibi, yanlışa ve kötüye de yönlendirebilir. Kötü maksatlı insanların elinde halk kötü emellerine âlet edilebilmektedir.
TV bilhassa çocuklar üzerinde kolay öğrenme ve okumaya etkisi olmakla beraber, saldırganlık duygusunun gelişimine de katkıda bulunmaktadır. Şiddet ve müstehcenlik içeren yayınların, çocuklarda “ahlâk ve değer kaybına” yol açması ise en korkunç menfî etkilerin başında gelmektedir. Günümüzde internet de aynı şekilde çocuklarımızı ve gençlerimizi menfî yönde etkilemektedir.
Bilhassa çocuklar zihinsel yönden tam gelişmedikleri için algılamaları ve anlamlandırmaları da yetişkinler gibi değildir. Onlar kurmaca ile gerçekleri birbirinden ayıramamaktadırlar. Ayrıca yetişkinler, televizyonu eğlence vasıtası olarak izlerlerken çocuklar eğlenceli buldukları TV aracılığı ile dünyayı tanımaya çalışıyorlar ve gerçekçi olarak görme eğilimindedirler. Bu da onlarda daha fazla etki yapmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Maalesef çocuklarımız televizyon karşısında korumasız kalmaktadırlar.
Psikologlar ve araştırmacılar, şiddet içerikli TV programlarının toplumun şiddete karşı duyarlılığının azalmasına, suç oranının artmasına ve çocukların saldırgan davranışlar sergilemesine yol açtığı gerçeğini ortaya koymaktadırlar.
Sosyal Öğrenme Teorisine göre bir çocuğun herhangi bir şeyi öğrenmesi için onu görmesi ve model alması yeterli olmaktadır. Çocuklar televizyonda gördükleri ve model aldıkları karakterin davranışını gözlemleyerek benzer bir durumda benzer bir davranış ortaya koymaktadır. Bunun için çocuklarımızın güzel modellere ve örnek davranışlara ihtiyacı vardır.
Aile içinde anne-baba ve kardeşler çocuklarımıza güzel örnek olmalıdırlar. Dede ve nenenin, amca, dayı ve halanın çocuk eğitiminde ve örnek model olmalarında rolü inkâr edilemez. Çocuk aile, akraba ve öğretmenlerinde güzel modeller bulamadığı zaman elbette TV modellerine yönelecektir.
Anne-baba olarak çocuğumuzla ilgili yapmamız gereken şeyler de vardır. Bunları da sıralayarak konumuzu noktalayalım.
Çocuğun televizyon izlemesini yaş, ders ve uykuya göre ayarlayabiliriz.
Televizyonda program seçmeyi öğretebiliriz. Tabiî ki öncelikli olarak anne-baba televizyon programlarını seçerek izlemelidirler. Bilinçli bir TV izleyicisi olmalıdırlar.
TV ve şiddet ile ilgili çocuklarla konuşarak gerçekleri anlatın.
Şiddetin ne derece zararlı olduğunu onlarla konuşarak ortak kararlar alın ve bir problemin şiddet kullanmadan nasıl çözülebileceği konusunda yol gösterin.
Şiddete karşı davranış sergiledikleri zaman onları ödüllendirin.
31.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|