Bu sorunun iki cevabı var. Bunlardan birisi Nejad ve Larijani gibi düşünenlerin cevabı. ABD’nin Irak’ta yeteri kadar bataklığa saplandığını ve İran gibi daha büyük bir lokma olan ülkeye karşı bir maceraya girişemeyeceği yönünde. Aslında Irak bağlamında geçmişte Saddam ve dünyanın akıllıları da böyle temenni ediyorlardı. Amr Musa ve Mübarek’in İran’la ilgili uyarılarını çokları Irak konusunda da yapmışlardı ama bu uyarılar işgali ve ABD’nin bataklığa saplanmasını engelleyemedi. Larijani şöyle diyor: “Onlar İran’ı işgal ve nükleer tesislerini vurmak için hiçbir güce ve plana sahip değiller...”
Buna lmukabil İran’ın eski Kültür Bakanı Ataullah Muhacirani de aynen bizim gibi şöyle diyor: “ABD’nin herşeyi imha edebilecek güce sahip olduğu gözden ırak tutulmamalı. İlla da onların İran’ı işgal etmeleri gerekmez. Çözümü için krizi tırmandırmaya başladılar bile...” Nejad ve ekibini bunu görmek bile istemiyorlar. Onlara göre, Bush ve ekibinin İran karşısında tırmandırma politikaları sadece psikolojik bir harpten ibaret. Sadece kelime oyunu ve savaşı. Söz savaşının fiili bir savaşa dönüşme ihtimali yok. Bundan dolayı Nejad hergün ABD ve İsrail’e gürlüyor ve kurusıkı mermiler gönderiyor. Fehmi Koru da dahil biz gazeteciler 1991 yılında Saddam ile baba Bush arasındaki gerilimi de aynı bu şekilde blöfleşme ve sözler savaşı olarak okumuştuk. Gözlerimizi açtığımızda savaş oluyordu. Saddam yerine hâlâ dublörünün idam edildiğini düşünenler ise hâlâ 1991 yılında savaş olmadığına inanıyorlar. Onlara diyecek bir sözümüz elbetteki yok. Muhacirani’ye göre Nejad tam da 20 yıl öncesinin kafasıyla düşünüyor ve yaşıyor.
Halbuki Bolton’dan Cheney’e neoconlar veya şahinler hergün savaş tamtamları çalıyor. Hillary, Bush’a ‘Irak’taki ağır mirasını geleceğe ve gelecek başkana devretme’ diye yalvarsa da muhtemelen Bush sadece Irak’taki ağır mirası değil İran’la kavgayı da halefine devredecek. Bu bağlamda, Karanlıklar Prensi Richard Perle de sıfatına layık kehanetlerde bulunuyor ve Bush, dönemini bitirmeden İran’a büyük bir darbe vuracağını öngörüyor. Nejad ve Larijani 1991’de bizler gibi savaş olmayacak kehanetinde bulunurken Perle gibiler aksini savunuyorlar. Burada doğruya yakın tahmin karar mercilerine yakın olanlarinkidir.
***
İşte tam bu noktada ABD-İran savaşının başladığını düşünenler var. Hem de içerden, Bu isimler İran rejiminin en tepesindeki isimler. Hem de güvenlik konusuna hakim isimler. İran Devrim Muhafızları eski Başkanı ve şimdiki Rejimin Çıkarını Teşhis kurumu Genel Sekreteri Muhsin Rızai 18 Ocak tarihinde bu hususta söylenmeyenleri söylemiş: “ABD ile İran arasındaki karşılaşma 6 ay önceden başladı. Bu cepheleşmenin işaretleri ve emareleri iki ay zarfında yüzeye çıkacaktır...” Ve gerçekten de Irak bataklığına saplanan Bush ve ekibi şimdi İran üzerine kilitlendiler bile. Nejad da bunu görüyor ve Irak’taki yenilgilerinden dolayı dikkatleri başka yöne çekmek için İran’la uğraştıklarını söylüyordu. Tam da yerinde bir teşhis.
ABD ile İran arasında böyle bir savaş çıkarsa bu savaş tarihe ‘moronlor’ savaşı olarak geçecektir. Çünkü Bush ideolojik olarak nasil basit, kuru ve katı ise Nejad da o derecede basittir. Hatemi’nin eski bakanı Ataullah Muhacerani’nin tespiti budur: “Nejad basit bir devrimci olarak davranıyor. Sanki sırtında yumurta küfeleri yok. Hedefine ulaşıp ulaşmama kaygısı gütmeden görevini yapması gerektiğini düşünüyor. Ona göre hedefe ulaşıp ulaşmamak ikincil bir husus. Önemli olan görevin icrası... (Şarku’l Avsat, 30 Ocak 2007)”
Bush da onun gibi akibet düşünmeyenlerden. Düşünseydi Irak’ı işgal etmezdi. Akibeti düşünmediği için de İran’ı vurabilir. Kim zıddını iddia ederse vakıayı okumuyor demektir. Dolayısıyla bu düşünce sahipleri Bush’un çılgınlığına çılgınlık katmış oluyorlar. Moronist zemin böylece çift taraflı olarak güçlenmiş oluyor. The Guardian gazetesinde yazan İran uzmanı Ali Ensari: ‘Nejad ve Neoconlar birbirine çalışıyor ve birbirini besliyor ve tetikliyorlar’ diyor. Gerçekten de öyle. Hatemi son ABD ziyareti sırasında Bush ve Nejad arasında kıyaslama yaparken şunları söylemişti: “İkisi de aynı kumaştan...” Yani istikametleri zıt yöntemleri aynı olan insanlar. Sanki zıt ikizler. Benzetmek gibi olmasın ama Hitler ile Stalin gibi. Onların Polonya’ları da Irak olabilir. Bush iktidarının altıncı yılı konuşmasında El Kaide ile İran’a eşitledi.
***
Savaş çıkar mı çıkmaz mının ötesindeki gerçek şu ki, Nejad seçilmeseydi İran Bush’un ikinci devresini nisbeten asude bir şekilde tamamlayacaktı. Rafsancani cumhurbaşkanı olsaydı Irak ve bölge üzerine büyük pazarlık kotarılacaktı. Bu İran’ın lehine olurdu ama bölgenin lehine olur muydu, bilmem! Nejad ise Bush gibi davranarak pazarlık marjını yoketti. Bundan dolayı son sıralarda Hatemi, Rafsancani ve Muntazari gibiler İran’ın geleceği ve selameti adına Nejad’ı haşlamaya başladılar. Nejad söylemiyle sürüye kurt dadandırıyor. Bu kurt da kendi cinsinden olan Bush’dan başkası değil. Bu çılgınlığın önüne çifte azil geçebilir.
Newsweek dergisine göre, Amerikan halkı Bush’un azlini istiyor. Mormonlor savaşının çaresi en azından Bush veya Nejad’dan birinin azlidir. İran giderek dünyada ve bölgesinde yalnızlaşıyor. Bu yalnızlaşmayı kırmak için İran’da Nejad’ın Irak’ta Hekim ve Lübnan’da Nasralllah’ın bir şekilde geri çekilmesi gerekiyor. İran ve bölge ancak böyle onrmalleşebilir.
31.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|