Önünde dizildiğimiz dizi dizi “diziler” bizi bizden ediyor. İzleyen değil izlenen biziz aslında; zamanlarımız, zihinlerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız, değerlerimiz…
Evlere kurulu kara kutular bizi uzaktan kumanda ediyor... Koltuklara kurulmuş kanal kandırmacısıyla oynatılıyoruz. Oyunbozanlık edenler ayıplanıyor, yargılanıyor…
Uyuşturucu gibi bağımlı kılıyorlar seyredenleri… Ailenin kalbi hedefleri… Dizilerle dolaşıyor damarları… Bir hikmet hücresine bile tahammülleri yok… Hedefleri hakikat olan her şeyi ifsat etmek veya saf dışı bırakmak…
Sefahate sevk, şiddete teşvik, değerleri devirmek, düşünceyi dumura uğratmak, duyguları dağıtmak… Hissiz kalpsiz, ruhsuz bireyler yetiştirmek… Tüketim tutkunluğuyla modernizme köle kılmak… Kara kutunun karanlık ve derin işleri…
Kolaydır içi boşaltılmışları yönetmek ve yönlendirmek… Bir de korkutacak öcü buldun mu işlem tamam. İstediğini terörist yaparsın, istediğini kahraman… Demokrasi, özgürlük, insan hakları, uzayıp giden cilâlı cümleler… Bir de ısıtılıp ısıtılıp konan irtica teraneleri…
Sihirli sözleriyle hayatın her alanına müdahale ediyor, savaş alanına çeviriyor sineleri, aileyi, toplumu, toplumları… Kırıyor, kırdırıyor, olmadı kıvırıyor…
Zamanın firavun bozuntularının borazanlığını yapmıyor mu kara kutu? Kendini kaptırırcasına seyrettirmesi bir nevî tapındırması değil mi? Gözüyle beraber gönlünü kaptırmak, tutsak zamanlarda sürgün yaşamak değil mi kendi evinde?
Kaçmak ve kurtulmak kara kutudan, kalbine dönmek, kâinatla buluşmak… Okumak çiçek kitapları, çevirmek yıldız sayfaları… Hikmet bahçelerde himmet devşirmek… Hadiselerden hayat dersler çıkarmak… Hafife almamak “an”ları, üzülmemek veya sevinmemek kaybettiklerine ve kazandıklarına… Mutluluğu tebessüm eden bir yürekte görmek… Başarıyı arınmışlıkta bulmak… Renklerin musikisinde huzur seyretmek demek…
Anlarımız önümüzden dizi dizi akarken dizilere dalmak değil de hayatı izlemek, hikmeti seyretmek, zamanı, zihni ziyan etmemek demek… Sürgün saatlerden sürurlu saatlere vuslat demek… Esaretten çıkıp hürriyet solumak demek…
Ömrümüzün her ânı çekiliyor, dizini dövmenin fayda vermeyeceği günde seyrettirilecek hayat dizimiz... Herkes kutusuna ne koymuşsa, onu bulacak orada.
Dikkat dizimiz çekiliyor, bize verilen özel rolü güzel yaparsak hakiki mutluluğu sonsuzlukta bulacağız, hem de dünya maceralarını sinema gibi seyredeceğiz.
Kalbi kara kutudan kurtarmak, hayatı izlemek, izlenmeye değer bir yol… Yol, özün izinde olmak, dizilerin peşinden gitmek değil.
30.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|