Hrant Dink cinayetinden sonra içeride ve dışarıda dikkatlerin 301’de yoğunlaşması ve maddenin hiç değilse bu noktadan sonra düzeltilmesi yönündeki kamuoyu baskısının giderek güçlenmesi, nihayet hükümeti de harekete geçmeye zorlayacak gibi görünüyor.
301’le ilgili tavrı sebebiyle eleştirilerin bir numaralı hedefi olan Adalet Bakanı, “Eğer problem bensem aradan çekiliyorum, buyursunlar, kim istiyorsa yapsın” deme noktasına geldi (Şamil Tayyar, Star, 28.1.07)
Ama “Hassas bir konu. Uzlaşma olmadan bir karar çıkarırsanız yarın başka tartışmalar doğar. Uzlaşma şart. Zaten toplumun gündeminde böyle bir konu yok” demekten geri durmadı.
Elbette ki, herşey gibi 301 de uzlaşarak çözüme bağlanmalı.
Ama “Türklüğü ve devleti korumak” için kanundan, o olmuyorsa silâhtan medet uman bir kafayla uzlaşmak mümkün mü?
(Bu arada soralım: 301’e ilişkin tavrı sebebiyle Çiçek’i eleştiren bir manşetin ardından, Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeninin apar topar görevden alınmasının açıklaması ne olabilir?)
Peki, Çiçek “Ben artık 301 işinde yokum” sinyali verirken, Dışişleri Bakanı Gül’ün “Sivil toplumla yürütülen çalışmalar tekrar canlanacak. 301 değişikliği her an gündeme gelebilir” demesi neye işaret ediyor?
Hükümetin konuyu havale ettiği sivil kuruluşlar, 301 için ne yapmak gerektiği hususunda ihtilâfa düşmüş ve üçe bölünmüşlerdi. Bir grup maddenin tamamen kaldırılmasını isterken, değişmesini isteyenler “Özgürlükleri kısıtlayan bir düzenleme olmaktan çıkarılsın” ve “Daha da ağırlaştırılsın” diyenler olarak ikiye ayrılmışlardı. Hükümet ise bu tabloyu gerekçe göstererek, “Sivil toplum da anlaşamadı, biz ne yapabiliriz ki?” diyordu.
İşin garip bir tarafı da, bu çalışmada işçi ve patron kuruluşları bile yer alırken, insan hakları örgütlerinin dışlanmış olmasıydı.
Gül, Erdoğan’ın da konuyu hassasiyetle takip ettiğini söylüyor. Ama Başbakan son beyanlarında “301 tabu değil, şimdiye kadar sekiz defa değişmiş, yine değişir, ama kalkmaz. Tekliflere açığız. Asıl önemli olansa, uygulayıcıların yorumu” diyerek, yeni birşey söylememiş bulunuyor.
Bakalım, Gül’ün “Bu maddeden hapse giren yok, ancak reform sürecini gölgelediği için değişmesini istiyorum” dediği 301 problemini çözmek için yeni ve sonuç alıcı bir adım atılabilecek mi? Yoksa iş yine uygulayıcıların yorumuna mı terk edilecek?
***
Yeni tazminat kararları...
* Doğu Aktulga için yazdığımız yazıdan dolayı hakkımızda hükmedilen tazminat kararını onayan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Prof. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Baskın Oran’a Meclis kürsüsünde “Babalarının kim olduğunu analarına sorsunlar” diyen ANAP’lı Süleyman Sarıbaş hakkındaki tazminat kararını bozmuş (Milliyet-Vatan, 28.1.07).
* Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, Erdoğan’ın, kendisine “omurgasız, değer ekseninden yoksun” diyen MHP’li Şandır’a açtığı tazminat dâvâsını “Başbakan eleştiriye açık olmalı” diye reddetmiş (Akşam, 28.1.07).
30.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|