Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Ali KAYA

Melekler



Yüce Allah yaratıcıdır ve yarattığı varlıklar sadece gözümüzün gördüğü varlıklardan ibaret değildir. Allah topraktan yüz binlerce farklı türde bitkileri yaratmıştır. Aynı şekilde yüz binlerce hayvanı da sudan yaratmaktadır. Aynı şekilde Allah ateşten cinleri ve nurdan da melekleri yaratmıştır. Melekler nurdan yaratıldıkları ve bizim gibi bedenleri olmadığı için bizim gibi yemezler ve içmezler. Allah’ın emirlerine asla aykırı davranmadıkları için günah da işlemezler. Onların gıdaları Allah’ı anmak, zikir ve tesbih ile Allah’a ibadet etmektir.

Nasıl ki bir insan aynalar vasıtası ile görüntülerini çoğaltabilir. Hatta televizyon vasıtası ile binlerce eve misafir olarak girebilir ve onlara kendisini anlatabilir. İşte melekler nurdan varlıklar oldukları için bir anda pek çok yerlerde görünebilir ve insanların görüntülerinden farklı olarak, görüntüleri ile her göründükleri yerde farklı işler yapabilirler. Azrail (as) bir anda binlerce insanın yanında görünür ve onların ruhlarını bir anda alabilir ve bir iş diğer işine mani olmaz. Onlar nurdan yaratılan varlıklar oldukları için istedikleri şekillere girebilirler,1 uzun mesafeleri bir anda alabilirler.2

Nasıl ki bitkilerin ve hayvanların binlerce türleri vardır. Allah’ın nurdan yarattığı meleklerin de çok çeşitleri ve türleri vardır. İnsanlarla ilgilenen melekler olduğu gibi, bitkilerle, hayvanlarla ilgilenen melekler de vardır. İnsanların iyi ve kötü amellerini, sevaplarını ve günahlarını yazan “Kirâmen Kâtibîn” melekleri olduğu gibi, insanları her türlü kaza ve belâlardan Allah’ın izniyle koruyan “Hafaza Melekleri” vardır. Ayrıca insanı kabirde yalnız bırakmayan ve ona arkadaş olan melekler de vardır. Bunlara da “Münker ve Nekir Melekleri” denir.

Kirâmen Kâtibin meleklerinin insanların amellerini yazmasını şöyle anlayabiliriz: Melekler yazdıklarının bir nüshasını kendilerine alırlar, bir nüshasını Allah’a arz ederler. Bir nüshasını da insana verirler. İnsana verdikleri amel defteri insanın hafızasına yazılanlardır. Her insanın hafızasında yaptığı her şey görüntüsüyle, sesi ile ve her şeyi ile yazılır. Bunları biz yazmadığımıza göre kim yazmaktadır? Elbette ki melekler yazmaktadırlar. Bizim hafızamızda yazılmış olması da meleklerin insanların tüm amellerini yazdıklarının delilidir.

İnsanlara rızk konusunda yardımcı olan melekler olduğu gibi, insanın kalbine ilham veren melekler de vardır. Ayrıca insanın en değerli varlığı olan ruhunu ölümünden sonra kaybolmaktan koruyarak bedenlerin tekrar dirilmesine kadar muhafaza eden melekler de vardır. İnsanların ve tüm diğer varlıkların rızklarını bulma konusunda yardımcı olan meleklerin reisi Hz. Mikâil’dir (as). İnsanların ve diğer canlıların kalplerine ilham veren meleklerin nazırı da Hz. Cebrail’dir (as). İnsanların ve diğer ruhlu varlıkların ölümleri anında ruhlarını alarak koruyan meleklerin başı ise Hz. Azrail’dir (as).

Melekler insanlara iyilik ve hayır konusunda yardımcı olurlarken şeytanlar da insanları kötülüğe sevk etmek için uğraşır dururlar. Peygamberimiz (asm) bize bunu şöyle haber vermiştir: “Şeytan da, melek de insana sokularak onun kalbine birtakım şeyler getirirler. Şeytanın işi insanı kötülüklerle korkutarak gerçekleri yalanlamak ve insanlara kötü ve günah olan şeyleri hoş göstermektir. Meleğin işi de iyiyi tavsiye edip, gerçekleri insanlara hatırlatmaktır. Kalbine iyi şeylerin doğduğunu hisseden bilsin ki bu melektendir. Allah’a şükretsin. Kim de içinde kötülüğe çağıran bir ses duyarsa bilsin ki, bu şeytanın işidir. Şeytandan Allah’a sığınsın.”3

Allah’ın yardımını istemenin ve meleklerle beraber olmanın ve yardımını almanın yolu “Bismillahirrahmanirrahîm” demektir. Allah’a sığınmanın, şeytanların şerrinden kurtulmanın yolu ise “Euzübillahimineşşeytanirracîm” demektir. Bunun için her insan, her hayırlı işin başında “Besmele” çekerek Allah’ın yardımını istemeli ve kötülüklerden de “Eûzü” çekerek Allah’a sığınmalıdır.

Dipnotlar:

1- Fatır, 35:1

2- Meâric, 70:4

3- Tirmizi, Tefsir, 3

08.01.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.11.2006) - İktidarın kullanımı

  (30.11.2006) - Küreselleşmenin dinî boyutu

  (01.11.2006) - İktidarın kullanımı

  (31.10.2006) - Siyasetin müstakim yolu

  (04.08.2006) - Din-vahiy dili ve Kur’ân’ın harfleri

  (03.07.2006) - Bid’at nedir, ne değildir? (2)

  (02.07.2006) - Bid’at nedir, ne değildir? (1)

  (27.06.2006) - Ahlâk sünnet ilişkisi

  (22.05.2006) - İnşikak-ı kamer mucizesi üzerine

  (17.05.2006) - Sosyal ahlâk

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004