Bayrama ve yeni yılın ilk günlerine damgasını vuran olay, Saddam’ın idamıydı. İdamın dünya genelinde bu derece ilgi uyandırıp konuşulmasında ise infaz görüntülerinin neşrinin etkisi büyüktü.
İdam için yapılan yorumlarda “Su testisi su yolunda kırıldı; zalimler için yaşasın cehennem” şeklinde özetlenebilecek değerlendirmelerin öne çıkarıldığı söylenebilir.
Ve bunlar elbette ki olayın önemli boyutlarını oluşturuyor. Şüphesiz, Saddam iktidardayken işlediği zulümlerle tarihe mal olmuş bir diktatördü ve belki de fazlasıyla müstehak olduğu cezasını bu şekilde buldu.
Ancak hadisenin başka boyutları da var.
Bunların başında, idamın Irak’ı dört senedir tam bir cehenneme çeviren işgalcilerle onların kuklaları tarafından gerçekleştirilmiş olduğu vâkıası geliyor.
Ve bu ülkede gelinen son nokta Irak halkı açısından kaos ve felâket, işgalciler ve işbirlikçileri için de kelimenin tam anlamıyla bir bataklık tablosunu ortaya koyuyor.
Bu durum Amerikalıları da ciddî biçimde endişeye sevk etti ki, iki ay önce yapılan ara seçimlerde Bush ve partisi seçmenden ağır bir sille yedi.
Irak’ta işlerin yolunda gitmemesi üzerine kurulan çalışma raporunda da Bush politikalarının iflâsı tescil edilerek, bir çıkış yolu bulabilmek için değişik formüller önerildi.
Böyle bir ortamda Bush’un, ikazlara kulak veren daha sağduyulu politikalara yönelmesi beklenirken, Saddam’ın âni ve sürpriz idamı geldi. Bunun anlamı gayet açıktı:
Bush’un yangına körükle gitme inadından vazgeçmeye kesinlikle hiç niyeti yoktu.
Ve bu kör inadın, Irak’taki yangının alevlerini daha da azdıracağı muhakkaktı. Mahkemedeki meydan okuyan tavrını infaz öncesinde de sürdüren devrik liderin, kelimei şehadeti tamamlamasına dahi izin verilmeden ipe çekilmesi ise, en katı Saddam muhaliflerini bile isyan ettirecek bir vahşetti.
Şimdi, bu vahşetin tetiklediği tepkilerden telâşa kapılan işgalciler ve kuklaları, infaz görüntülerini sızdıranların peşine düşmüşler.
Onları bulmak ne işlerine yarayacaksa!
Şu anda, Irak’ta olup bitenleri başından beri dikkatle takip edenler, Saddam’ın idamı için sergilenen aceleciliğin asıl sebebini, “Şayet diğer dâvâların başlamasına müsaade edilseydi, Saddam Halepçe’de kullandığı kimyasal silâhları hangi kaynaktan aldığını veya İran’la yürüttüğü savaşta ya da Kuveyt’e girerken kimlerden destek gördüğünü açıklayacak ve bu da en başta işgalcileri zora sokacaktı” şeklinde izah ediyorlar.
İdamla bu dosyalar şimdilik kapanmış ve rafa kalkmış oldu. Ama ne zamana kadar?
Âlemde hangi hakikat ilânihaye gizli kalmış ki, Saddam’ı senelerce iktidarda tutup katliamlarına doğrudan veya dolaylı destek verenlerin suç ortaklıkları açığa çıkmasın!
Evet, kader cihetinden bakıldığında bir zalim, başka zalimler eliyle cezalandırıldı.
Ama o zalimlerin de lâyık oldukları cezayı er ya da geç göreceklerinde hiç şüphe yok.
Zira Âdil-i Mutlak ve Kahhar-ı Zülcelâl imhal eder, mühlet verir, ama ihmal etmez.
06.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|