|
|
Zalimler, Cehennemî azabı daha dünyada yaşarlar
Cennetin tarif edilmez lezzetlerinden ve Cehennemin kahredici azaplarından bir kısmı dünyada numuneler ve gölgeler şeklinde yaşanıyor. Bu türden acılar ve lezzetler ise genel olarak maddî âlemin kurallarının dışında işliyor. Dünyada Cennet lezzeti yaşatan haller daha çok fedakârlık, feragat, işte öne atılıp mükâfatta geri çekilmek, çıkar beklemeden vermek gibi hallerle yaşanır. Tüm bu haller maddî açıdan kayıplar üzerine kuruludur. Oysa maddî âlemin mutluluk felsefesi daha fazlasına sahip olmak üstüne kurulmuştur. Daha fazlası, çok daha fazlası şeklinde kazandıkça artan bir hırsla maddeye ve sahiplenmeye yönelen benlik ve madde ile bağlantılı hazlarında hedonizm bataklığına uzanan bir nefis, aslında bir zan üzerinde hareket etmekte, gerçek mutluluğu yalancı ve geçici lezzetlerde aramaktadır.
|
|
Ukayl bin Ebu Tâlib (?-680)
Hazret-i Ali, henüz çocuk yaşta olmasına rağmen hemen iman etmiş ve Peygamber Efendimize (asm) tabi olan ilk Müslüman çocuk sıfatını almıştı. Buna karşılık Ukayl hemen Müslüman olmadı. Hazret-i Ali’den de 15-20 yaş daha büyüktü. İman etmemekle birlikte, Peygamber Efendimize karşı samîmî duygular beslemekte ve İslâma sıcak bakmakta idi. Müslüman olanlara tahammül sınırlarını aşan işkencelerin yapılıyor olmasının, hemen Müslüman olmasını geciktirmesine ve daha sonra iman etmesine sebep olduğu nakledilmektedir. Dolayısıyla İslâma sıcak bakmasına rağmen, hemen duygularını açığa vuramadı.
|
|
Bediüzzaman'a göre Avrupa Birliği-2
4- AVRUPANIN MEVCUT DURUMU
Bediüzzaman, her konuda olduğu gibi, Avrupa konusunda da toptancı bir sınıflandırmayı reddeder. Avrupa’yı müsbet ve menfî olarak ikiye ayırır. Birisi, İsevîlik hakikî dininden aldığı feyiz ile insanlığa faydalı san’atları, adalet ve hakkaniyete hizmet eden bilimleri takip eden Avrupa; diğeri ise, medeniyetin kötülüklerini güzellik zannederek, insanları sefahete ve dalâlete sevk eden karanlık felsefenin etkisi altındaki bozulmuş Avrupa’dır.1
|
|
|
|
|