Erdoğan dört yıl önce 3 Kasım gecesi partisinin seçim zaferi belli olduğunda basına seçim sistemi ve partiler kanunuyla ilgili olarak, “Önümüzdeki yerel seçimlere kadar bunları değiştireceğiz” mesajı vermişti.
Yerel seçimler 2004 Mart’ında yapıldı. Ama ne öncesinde, ne sonrasında Başbakanın söz verdiği değişiklikler gündeme geldi...
Erken seçim tartışmalarını her defasında giderek artan bir tehevvürle reddeden Erdoğan ve kurmayları, seçimin normal zamanında yapılacağı tarihe bir yıldan az bir süre kala konuyu tamamen unutmuş görünüyorlar.
Sadece Arınç’ın bu hususta zaman zaman “Yapılmalı, edilmeli” şeklinde çıkışları oldu.
Ve Meclis Başkanının son olarak birkaç ay önce yine konuyu gündeme getirdiğini hatırlıyoruz. Ancak yine sonuç çıkmadı. Ve Arınç neticede “Artık bu saatten sonra olmaz” diyerek, “ısrarlı” takibine son noktayı koydu.
İktidar partisinde ve hükümette onun dışında konuyu gündeme getiren başka bir isim de olmadı.
Aynı durum, anamuhalefet için de geçerli. CHP’nin de seçim sistemini ve partiler kanununu düzeltme gibi bir derdi ve tasası yok.
Oysa bu mesele, demokrasinin sağlıklı bir işleyişe kavuşturulması için çok önemli. Hiçbir şey olmasa, “Partiler evvelâ kendi içlerinde demokrasiyi tesis ederek lider sultasını bertaraf etmeli ki, asker-sivil ilişkilerinin demokratik kriterlere uydurulmasını talep edebilsinler” argümanını geçersiz kılmak için şart.
Gerçek şu ki, parti içi demokrasinin düzgün işlemeyişi, tabandan yukarıya giden kanalların tıkalı olması, seçimlerden de sağlıklı sonuçlar çıkmasına ciddî şekilde engel oluyor.
Aday listelerine girip Meclise seçilebilenler bunu liderin ve ekibinin tercihine borçlu oldukları için, davranışları da ona göre oluyor.
Bu da demokrasimizi zaafa uğratıyor.
Onun için, tabanın tercihlerini etkin ve belirleyici kılacak sistem değişikliklerinin bir an önce gerçekleştirilmesi hayatî öneme sahip.
Meclise ilk girdiğinde Ankara siyasetinin gereklerine uyum sağlamakta sıkıntı çeken ve bocalayan, ama taban siyasetinde, yani seçmenine hizmette başarılı bir isim olan 19. dönem İzmir Milletvekili Mehmet Özkan’ın bu noktada hayli dikkate değer önerileri var.
Özkan milletvekillerinin lider tercihiyle, holding, TV kanalı ve gazete patronu, üniversite sahibi, zengin vakıf, sendika ağası veya başkaca nüfuz sahiplerinin referansıyla değil, doğrudan halk tarafından seçilmesini sağlamada tercih sisteminin önemini vurguluyor.
Halkın, seçeceği vekilini tanıyabilmesi için, büyükşehirlerde dar bölge sisteminin getirilmesi; partilere mükerrer kayıtları önlemek için il ve ilçe seçim kurullarına bilgisayar ağı kurulması; partilerden ayrılanları, ölenleri ve yeni kayıtları içeren üye kayıt defterlerinin seçim kurulunca denetlenmesi; kayıtların her yıl güncellenmesi; adayların gerçek kayıtlı üyelerle hakim denetiminde önseçimle belirlenmesi gibi tekliflerde de bulunuyor Özkan.
Sanıyoruz, bunlar hizmete endeksli taban siyaseti yapan herkesin paylaşacağı teklifler.
Bakalım, uygulandıklarını görecek miyiz?
21.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|