Din farklılığı AB’ye engel değil
Türkiye’deki Avrupa Birliği karşıtları ile Avrupa’daki Türkiye karşıtlarının öne sürdüğü en büyük argüman Türkiye’nin dinî ve kültürel bakımdan Avrupa’dan farklılığıdır. Avrupa’nın kahir ekseriyetinin Hıristiyan olması, Türkiye’nin ise bir İslâm beldesi olması bu birlikteliğin en büyük engeli olarak gösterilmeye çalışılmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde İngiliz Financial Times gazetesinde bu konuda yapılan bir araştırmanın sonuçları yayınlandı. Bu araştırma gösterdi ki sanıldığı gibi Avrupa ülkelerinde çoğunluğun görüşleri İslâm aleyhtarlığı yönünde değil.
Gazetede yayınlanan sözkonusu araştırmaya göre, beş büyük Avrupa ülkesinin (İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya) vatandaşlarının çoğunluğu, Avrupa Birliğine katılmak için dinin bir engel oluşturmaması gerektiğini düşünüyor.
Harris Interactive adlı araştırma kuruluşu tarafından 30 Kasım ve 15 Aralık tarihlerinde 5 Avrupa ülkesi ile ABD’de yapılan kamuoyu araştırmasında elde edilen sonuçlara göre, bu ülkelerin halkının çoğunluğu, dinin AB üyeliği için engel oluşturmaması gerektiğini düşünüyor.
Bundan daha önemlisi Avrupalıların başka dinlere olan bakış açısını en güzel ortaya çıkaran sonuç ise şu şekilde: İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Almanya’da araştırmaya katılanların yüzde 69’u, çocuklarının bir başka dinin mensubu ile evlenmelerine “hayır” demeyeceklerini kaydetti.
Kendi öz çocuklarının bile başka dinden bir insanla evlenmesini tabiî karşılayan bir topluluğun farklı dinden olan bir ülkenin birliğe katılımına sırf dinî sebeplerden ötürü soğuk baktığını iddia etmek pek mantıklı olmasa gerektir.
Son zamanlarda Türkiye’nin birliğe üyeliği konusunda lobicilik çalışmalarında öncülüğü kimseye kaptırmayan Merkel’in Almanya’sı ile Sarkozy’nin Fransa’sında ortaya çıkan sonuçlar ise aşırı milliyetçi bu liderlere rağmen bu ülkelerde sanıldığı gibi anti-İslâmcılığın yahut radikal Hıristiyan taraftarlığının pek de bir etkisi olmadığının göstergesi. Zira yapılan araştırmada bu iki ülkenin vatandaşlarının sadece yüzde 35’inin Avrupa Birliğini bir “Hıristiyan Birlik” olarak niteledikleri gözlendi. Bu ise azınlığı teşkil ediyor. Bunun yanında halkın çoğunluğu ise dinî farklılıklara çok radikal yaklaşmıyorlar.
Avrupa’da son zamanlarda, toplum içinde dinî sembollere alerjisi olan bir kesim tarafından alevlendirilen girişimlerle bir çeşit yasaklar zinciri boy göstermişti. Tıpkı Türkiye’deki laikçiler gibi Avrupa ve hatta Amerika’daki laikçiler de bir takım dinî değerlerin toplum içinde yaşanmasına adeta savaş açmışlardı. Bu durum da özgürlüğün yeşerdiği bu topraklarda utanç tohumlarının ekilmesine sebebiyet vermekteydi. İngiliz Financial Times gazetesinin yayınladığı sözkonusu araştırmanın bu konudaki sonuçları da tablonun sanıldığının gibi kara olmadığını ortaya çıkarması açısından son derece önemli.
Sözkonusu gazetede yer alan araştırmanın sonuçlarına göre, Amerikalıların yüzde 53’ü kadınların kamusal alanda başörtüsü takma hakkı bulunduğunu düşünürken, bu oran İngilizlerde yüzde 23 iken, Fransızlarda ise yüzde 13 seviyesinde kaldı
Gazetede 30 Kasım ile 15 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen bu araştırmaya tam 12 bin 500 insanın katıldığı belirtiliyor. Yani tam anlamıyla ciddiye alınması gereken geniş çaplı bir araştırmadan bahsediyoruz.
Tabiî ki Avrupa’da en azından halkın Birliğe giriş için dinin engel olmadığını düşünmesi önemli bir gelişmedir. Biz sürekli Türkiye’nin önüne çıkarılan engellerin bir takım siyasî çıkar ve hesaplardan kaynaklandığını söylüyoruz. Liderler ne düşünürlerse düşünsünler, demokrasilerde önemli olan halkların ne düşündüğüdür. Zira halk iradesi bugün yansımıyorsa bile elbet ilerideki seçimlerde yansıyacaktır.
Bunun yanında Türkiye’nin Müslüman kimliğinden rahatsızlık duyanların da kulaklarına küpe olsun, Avrupa vatandaşları bizim dinimizden rahatsızlık duymuyorlar ve kabulleniyorlar, o halde size ne oluyor?
Hasılı kelâm neticede akl-ı selimin galip geleceğine dair umutlarımız daimidir.
|