Bediüzzaman’ın Konya ve Mevlânâ ziyareti
Bediüzzaman Said Nursî, Aralık ayında Konya’ya tam üç kez geldi. İkincisinde 19 Aralık’ta gelmiş, üçüncüsünde ise, 24 saat sonra, tekrar Konya’da olmuştu.
Bu geziler için Cumhuriyet gazetesi “Said Nursî’nin Konya Ziyaretleri” başlığını kullanmıştı.
“(Konya-Telefonla)-20 yıldan beri Konya’ya uğramamış bulunan, Bediüzzaman ismi ile tanınan Said Nursî, son 20 gün içinde şehrimize üç defa gelmiştir.” (Cumhuriyet, 20 Aralık 1959)
Cumhuriyet gazetesine göre, bu ziyaretlerin amacı Said Nursî’nin faaliyetlerini Konya’da yoğunlaştırmasıydı. Ama gerçekte ise o, vedaya gelmişti. Yirmi yıldır uğramadığı şehirde iki kişiye veda ediyordu:
Kardeşi Abdülmecid Nursî’ye, gönül bağı olan Hazret-i Mevlânâ’ya.1
O zamanki bazı gazetelerin, habbeyi kubbe yapan evhamlı yayınlarından, Bediüzzaman bir mektubunda şöyle söz eder:
“..orada (Konya’da) bana birden bire öyle bir vaziyet verildi ki, bütün gazetelerde neşrettiler. Kırk senedir bir defadan başka görüşmediğim kardeşimin evine dahi gidip görüşemediğim ve konuşamadığım halde, sanki binler adamlarla görüşmüşüm gibi muamele gördüm.”2
Konya ziyaretinin sebepleri
Bediüzzaman Hazretleri, ‘Anadolunun eskiden beri parlak ve faal bir medresesi’3 dediği Konya ili ziyaretlerinin üç sebebini, bir mektubunda şöyle açıklar:
“İki gün evvel, çok müştak olduğum ve eski zamanda Anadolu medrese-i ilmiyesi hükmünde olan Konya’ya üç sebep bahanesiyle,
“Biri: İki hakikatli Nur kardeşim fakir halleriyle beraber büyük bir masrafa girip İzmir mahkemesine gitmişler. Dönüşlerinde yanıma uğradılar. Ben de onları kısmen masraftan kurtarmak için, hususî otomobilimle Konya’ya kadar beraber almak;
“İkincisi: On beş sene benim yanımda okumuş ve yirmi seneye yakın müftülük etmiş ve kırk seneden beri birtek defadan başka görmediğim ve bütün kardeşlerim, akrabalarım içinde hayatta bir o kalmış olan kardeşimi (Abdülmecid) ve çocuklarını ziyaret etmek ve onlarla görüşmek.
“Üçüncüsü: Eski Said’in ve Yeni Said’in mühim üstadlarından olan ve onun müridleri olan Mevlevîlerin her yerde Risâle-i Nur’la alâkadarlıkları cihetiyle çok alâkadar olduğum ve İmam-ı Rabbanî, İmam-ı Gazalî gibi mühim bir üstadım olan Mevlânâ Celâleddin’i ziyaret için gitmiştim.”4
Mevlânâ’nın kabrini ziyaret
Bediüzzaman Hazretleri, mektubunda ifade ettiği gibi Mevlânâ Hazretlerinin kabrini de ziyaret etmiştir. Bu hadiseyi Rıfat Filizer, hatıralarında şöyle anlatır:
“l959 yılı sonlarında, Üstad Konya’ya teşrif etti ve Mevlânâ Meydanına indi. Öğle namazını Selimiye Camiinde eda ettiler. O gün Konya tarihî bir gün yaşıyordu. Öğle namazından sonra Üstad Mevlânâ’yı ziyaret etmek istedi. İç kapıdan girip, bir iki adım attıktan sonra durdu ve ellerini açarak duâ etti. Daha sonra kardeşi Abdülmecid Efendiyi ziyaret etmek istedi. Ancak polislerin mâni olması üzerine, kardeşi ile ancak kapıda ayak üstü görüşebildiler. Daha sonra Konya’dan ayrıldı.”5
Dipnotlar:
1- Ankara Siyaseti ve Said Nursî, Serdar Murat, s. 13, Y.A.N.
2- Emirdağ Lâhikası, s. 436
3- Emirdağ Lahikası, s.112
4- A.g.e., s. 436
5- Son Şahitler, 2. Cild, s. 316
|