Vefat etmiş emekli bir general için, sağlığında iken de yazdıklarımızı tekrar özetleyerek yayınladığımız bir yazı sebebiyle hakkımızda hükmedilen tazminat kararını onayan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin, başka basın dâvâlarında verdiği kararlardan örnekler:
* Eski Tarım Bakanı Sami Güçlü’ye “Sen alınır satılır bir zavallısın, üstelik ederin de 310 bin lira” diyen Atılım gazetesi hakkında hükmedilen tazminatı, “Dâvâcı siyasî bir kişidir. Davranış ve icraatları konusunda basının sert şekilde de olsa eleştiri hakkı bulunmaktadır. Bu söz sert eleştiri niteliğinde, tazminata gerek yok” diyerek bozdu. (Vatan, 1.6.05)
* Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e “Takiye yapıyor, milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyor” diyen Eğitim-Sen eski Başkanı Alâaddin Dinçer hakkındaki tazminat kararını, “Sözleri eleştiri sınırları içinde” gerekçesiyle bozdu. (Radikal, 11.5.06)
* Başbakan Erdoğan’ı “çiğ, ham, vahşileşebilme hızına sahip, karşısındakilere yönelik gözü dönmüş bir nefreti fütursuzca dışa vurabilme eğiliminde” ifadeleriyle eleştirdiği için Radikal yazarı Yıldırım Türker’in mahkûm edildiği tazminatı, “Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir” gibi son derece ilginç bir gerekçeyle iptal etti. (Vatan, 7.5.06)
* Keza Başbakanı “kedi” şeklinde çizen Cumhuriyet gazetesi karikatüristi Musa Kart hakkındaki tazminatı, “Görüş ve düşünceler abartılı, incitici, aykırı, rahatsız edici, belli ölçüde alaycı olabilir... Kediler sevimli varlıklardır... Toplumu yönetme, etkileme ve yönlendirme gücü bulunan siyasetçilerin, sahip oldukları bu güç oranında eleştiriye açık olma ve katlanma zorunlulukları vardır” gibi gerekçelerle bozdu. (aa bülteni, 24.5.06)
* “Din bezirgânı, sahte laik, kalıptan kalıba giren kişi” sıfatlarını yakıştırdığı Başbakana “Kimlerin maşasısın sen, seni ipinde oynatanlar kimler?” diye soran CHP’li Haluk Koç hakkında hükmedilen tazminat kararını, “Kişinin üstlendiği görev ne kadar önemliyse, hakkında yapılan eleştirilerin de o kadar yoğun ve gerektiğinde sert olabileceğinin kabulü gerekir” diyerek bozdu. (Radikal, 20.1.06)
* Yine Başbakanı “İBDA-C’nin başlangıçtaki yöneticisi” olmakla, Müslüman Kardeşler Örgütünü finanse etmekle ve bir El Kaide liderinin dizinin dibinde nasihat almakla suçlayan CHP’li Ali Topuz hakkında verilen 15 milyar TL’lik tazminatı ise çok bularak miktar yönünden bozdu. (aa bülteni, 16.6.05)
Son günlerde Başbakanı “pervasız kabadayılık”la suçlayan Yeniçağ gazetesiyle Maliye Bakanını eleştiren Milliyet yazarı Hasan Pulur da 4. Hukuk Dairesinin “basın özgürlüğünden yana” yorumları sayesinde tazminat ödemekten kurtulanlar listesinde yer aldılar.
Ama sıra Yeni Asya’ya gelince iş değişti.
Ne de olsa bütün gazeteler özgür, ama bazı gazeteler daha özgür. Bazılarının ise özgür olmak bir yana, hiç var olmamaları lâzım!
Öyle olunca, çıkan neticeye şaşmak niye?
14.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|