DEPREM, ÇOCUKLARA İSİM OLDU
Geminin hemen yanındaki evde yaşayan 25 yaşındaki Fatma Zehra, felâket sırasında hayatta kalabilen Açelilerden biri. Dev dalgalardan, ağaçlara tırmanarak kurtulabilen Zehra, felâket sonrası evini bulmakta zorlanmış. Zehra, “Evimin hemen yanındaki gemiyi görünce şok oldum. Hâlâ bu şok ile yaşıyorum. Böyle büyük bir gemiyi buraya kadar sürükleyen dalgalardan kurtulduğumuza şükrediyorum” diyor.
Eşinin hamallık yaparak geçimlerini sağladıklarını anlatan Fatma Zehra, ailesinden 7 kişinin can verdiği o günü asla unutmadığını, bu sebeple tsunamiden sonra doğan 10 aylık kızına “deprem çocuğu” anlamına gelen ‘Gempana’ adını verdiğini söylüyor.
BU EVDE KİMSE ÖLMEDİ
Tsunaminin vurduğu Açe’nin Uleli bölgesinde enkaz halindeki bir evin duvarlarındaki yazılar da felâketi herkese tekrar tekrar hatırlatıyor. Duvarında, “Bu evin sahibi halen yaşıyor. Hatırla, bir gün hepimiz öleceğiz” anlamına gelen yazı olan ev, bölgeyi gezenlerin ilgisini çekiyor. Tsunamiden sonra kendisini toparlamaya çalışan Açe’de hummalı bir inşaat çalışması sürüyor. Pek çok inşaatın, yıkılan evlerin üzerinde yükselmesi ve gerekli tedbirlerin alınmadığının görülmesi ise, düşündürücü. Mihmandarlarımız, inşaat için ‘belediye’den izin gerekmediği, bu sebeple halkın ‘tehlikeli’ yerlerde bile ev yaptığını söyledi.
ŞAH/ŞEYH KUALA
Açe’nin ‘manevî mimarları’ndan olduğu ifade edilen Şeyh/Şah Kuala’nın kabri, Açelilerin en çok ziyaret ettikleri makamlardan biri. Sahile çok yakın olan Şeyh Kuala’nın kabri, tsunami dalgalarına rağmen tahrip olmakla birlikte, tamamen kaybolmamış. İnşa çalışmalarının yürütüldüğü kabristan, Açeliler nezdinde bizdeki Hz. Eba Eyyup el Ensarî’nin türbesi gibi değer verilen bir yer.
Şeyh Kuala’nın eğitimini Hicaz’da aldığı ve dönüşte de İstanbul’a uğrayıp devrin âlimleriyle görüştüğü rivayet ediliyor. Şeyh Kuala, hanımların da yönetici olabileceği yönünde fetva vermesiyle de tanınıyor. 1641-1699 yılları arasında ülkeyi yöneten dört kadın sultan ve ülke tarihinin önemli kadın kahramanlarından Amiral (Laksamana) Keumalahayati ve Cut Nyak Dhien gibi komutanlar, sömürgecilere karşı mücadele etmişlerdir. Açe tarihinde kadın idareciler ve komutanların olması dikkat çekicidir.
AÇE İSLÂM SULTANLIĞI
Açe’de İslâmın temelleri eskilere dayanıyor. 16. yüzyılda kurulan Açe İslâm Sultanlığı, o dönemde mevcut olan beş İslâm devletinden biri olmuştur. (Diğerleri: Osmanlı, Fas, Safevî ve Agra.)
Açe sultanlarından Sultan Mansur Şah, (1577-1585) İslâm devletleriyle ilişkilerin geliştirilmesine gayret etmiştir. Mısır’dan, İran’dan ve Mekke’den âlimler Açe’ye gelmiş, Açe son derece önemli bir ilim merkezi olmuş ve Güneydoğu Asya ülkelerinden pek çok kişi de eğitim almak amacıyla Açe’yi tercih etmiştir. Bir sonraki Açe Sultanı Alaiddin Riayat Şah (1588-1604) zamanında da Açe’nin Osmanlı Devleti ile ilişkileri devam etmiş ve Açe gemilerinde Türk bayrağının kullanılmasına Halife tarafından izin verilmiştir.
Açe İslâm Sultanlığı, özellikle 17. yüzyılın ilk yarısında Sultan İskender Muda zamanında en görkemli dönemini yaşamış. Açe halkının sembol kahramanlarının başında gelen Muda, Endonezya Hükümeti tarafından 14 Eylül 1993 tarihinde ‘millî kahraman’ ilân edilmiştir. Açe’deki havaalanı da İskender Muda adını taşıyor.
26 Mart 1873 yılında Açe’ye savaş ilân eden işgalci Hollandalılar, 1880 yılında Açe’nin millî kahramanı kabul edilen Muda’nın mezarının da bulunduğu bölgeyi yerle bir etmiş ve buraya valilik konutu inşa etmişlerdir.
1621 yılında bölgeyi ziyaret eden Augustin de Beaulieu isminde bir Fransız tüccar, Sumatra Adasının batı kıyıları ile adanın orta kesimlerindeki pek çok yerin, Açe Sultanlığı egemenliğinde olduğunu yazmıştır.
Ali Mughayat Şah’ın (1514-28) kurduğu Açe İslâm Sultanlığı, son sultan Muhammed Davut Şah’ın (1874-1903) 1903’de Hollandalılarla yapılan savaşta esir düşmesi ve 6 Şubat 1939’da vefat etmesiyle tarihteki yerine almıştır.
AÇE, ESİR OLMADI
Dünyanın sahip olduğu en büyük Müslüman nüfusla dikkat çeken Endonezya’ya bağlı Açe halkı 20. yüzyıl boyunca bağımsızlık mücadelesi vermesi de dikkat çekici. Endonezya genelinde ve Açe’deki halk, ağırlıklı olarak Müslümandır. Endonezya, kuruluşundan itibaren kendisini ‘seküler ülke’ olarak tanımladığı için, Açe halkı ile uyumsuzluk yaşanmıştır. 1990’lı yıllarda Açe halkı, baskılar ve işkenceler sonucu, merkezi yönetime karşı çıkmıştır.
Açe Özgürlük Hareketi (GAM) 2005 Ağustos ayına kadar merkezi hükümetle çatışmış. Açe halkının on yıllarca maruz kaldığı şiddet, 26 Aralık 2004’te yaşanan asrın felâketi sonrası yeni bir şekil almış ve verilen yeni haklarla Açe ile Endonezya arasında ‘barış’ imzalanmıştır.
Endonezya’nın kuruluşunda önemli bir rol alan ve ilk devlet başkanı olan Sukarno, Cava kökenli bir askerdir. Hollanda, Endonezya yönetimini ülkenin toplam nüfusu içerisinde sadece yüzde 7’lik bir paya sahip olan Cava kökenlilere barıkmıştır. Açe halkı ve yöneticiler, bölgenin kaynaklarının Cakarta’daki merkezî hükümet ve yabancı iştirakçiler (örnek: Exxon-Mobil) tarafından kullanıldığı ve bölgeye aktarılmadı kanaatindedir. Tartımanın merkezinde de bu gerçek yatıyor. Nihayetinde, 26 Aralık 2004 felâketinden sonra GAM ile merkezi hükümet arasında 15 Ağustos 2005 tarihinde Finlandiya’nın başşehri Helsinki’de varılan üçlü anlaşma ile barış anlaşması imzalanmış bulunuyor.
AÇE’NİN EN BÜYÜK CAMİİ: BEYT’ÜL RAHMAN
Açe, aynı zamanda camiler şehri diye de anılabilir. Çok sayıda cami var. En büyük cami ise, şehir merkezinde bulunan Beyt’ül Rahman camii. Taç Mahal’ı andıran yapısıyla Türkiye’deki camilerden ayrılıyor. İçi, çok direkli, temiz ve düzenli bir cami.
Açe’deki camiler aynı zamanda hayatın merkezinde. Caminin altında kütüphane var ve her yaştan kişiler buradan istifade ediyor. Dikkatimizi çeken başka bir nokta da, caminin neredeyse avlusunda ‘seçim deklarasyonu’nun açıklanmış olması. Aralık ayı içinde Açe’de seçimler yapılacak ve bu seçimlere katılan adaylar bir araya gelerek “seçim deklarasyonu’nu bu caminin avlusunda açıklamışlar. Deklarasyonda özetle, seçimlerde hile yapılmayacağı vurgulanıyor. Verilen sözlerin ‘su’ üstene değil de, ‘mermer’lere kazınması da Açe’de bir alışkanlık. Seçim deklarasyonu imzaları da aynı şekilde mermer üzerine kazınmış durumda. Açe’liler seçimlerde vali ve belediye başkanlarını seçmiş olacaklar...
YENİDEN YAPILANMA
Tsunaminin ardından 29 Nisan 2005’ tarihinde Endonezya Devlet Başkanı Susilo’nun imzasıyla Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılanma Kuru (BRR) Açe ve Nias Adalarının yeniden yayınma sürecinden sorumlu olarak faaliyete başlamış. Dört yıl boyunca faaliyet gösterecek olan BRR’nin başındaki isim, Enerji Tabiî Kaynaklar eski Bakanı Prof. Kuntoro Mangkusubroto, bakanlık düzeyinde hizmet vermekte ve bu anlamda Açe valisinden daha yetkili bir konumda bulunuyor. Kurumun merkezi Bahde Açe’de. BRR, 2005 Kasım ayının sonunda yaptığı basın açıklamasında tsunami ile ilgili tabloyu şöyle özetlemiş: 130 bin kişi hayatını kaybetti. 116 bin ev yıkıldı ya da oturulamaz hale geldi, 436.820 kişi kişi evsiz kaldı.
DÖNÜŞ YOLU
24 Kasım 2006 Cuma günü Açe’den ayrılarak önce Cakarta, oradan da Singapur ve Sri Lanka’nın başşehri Colombo’da ikmal yapmak suretiyle 25 Kasım Cumartesi sabaha karşı Dubai’ye ulaştık. Dubai havaalanından da öğleden sonra hareketle İstanbul’a geldik. Dubai’de fazla bekleyeceğimiz için, vize alarak şehri dolaşmak istedik. Ancak, kişi başına 100 doları aşan vize ücreti talebi üzerine bu karardan vazgeçtik ve havaalanındaki mağazaları dolaşarak hareket saatini bekledik.
—SON—
|