Ne gariptir bu insanlar, lastik reklamı yapar, çıplak kadını reklam aracı olarak kullanır. Ayakkabı reklamı yapar, defilesinde çıplak kadınları teşhir eder.
Kadın hakları savunucuları kadının reklam aracı olarak kullanılmasına, çıkarlara âlet edilmesine, aşağılanmasına niçin göz yumarlar şaşarım. Oysa zaman zaman Batıda kadınların bu tür faaliyetlere isyan ettiklerini biliyoruz.
Peki, ya İTÜ’de sunulan ayakkabı defilesinde çıplak kadınların kullanılmasına ne demeli? İlim-irfan yuvasında gençlerin iştahlarını kabartmanın, meraklarını tahrik etmenin ilimle, irfanla ne ilgisi var?
Başörtüsü avcılığı yapan üniversitelerimiz bakın görün ki, bilmem neyin tanıtımı adına kadının resmen reklam aracı olarak kullanılmasına göz yumuyor.
Siz bu ülkenin insanları değil misiniz? Bu ülkenin inanç, örf ve âdetlerinden haberiniz yok mu?
Gençleri eğitime, öğretime, başarıya sevk ve teşvik etmenin yolu nefsânî arzularını tahrik etmekten mi geçiyor?
Tahrik olan bir gencin gözü okumakta mı, yoksa dışarılarda mı olur?
Gözü dışarlarda olan öğrencinin derslerine çalışması, başarılı olması ne derece mümkündür?
Dışarda gözü olanın sadece kadın-kız merakları olmaz. İçki, kumar, v.s. de o yolun vazgeçilmez parçasıdır. Böyle olunca bir öğrenciye ne babasının gönderdiği harçlık yeter, ne de aldığı burslar.
Parası yetmeyen gençleri hırsızlık, v.s. gibi kötü alışkanlıklardan neyle sakındıracaksınız?
Bunlar önemli değil bazı kimseler için. “Vur patlasın, çal oynasın; ye, iç, eğlen” anlayışı hâkim onlarda. Başörtüsü tehlike onlar için, ama reklamlarda çıplak kadının kullanılması ilme teşvik eder!
Oysa hayatın hiç göz yumulamayacak gerçekleri var. Güneşe karşı göz yumularak “Ortalık gece” demekle insan kendini nereye kadar avutabilir?
Elbette gençlerin ölçülü, dengeli ve meşrû tarzda eğlenmeye hakları var. Okumaya, öğrenmeye bunlar çeşnilik katar. Ancak kantarın topuzu bir tarafa kaydırıldığında denge yitirilir, eğitim ve öğretimle istenen hedefe de ulaşılamaz.
Ülkenin geleceği emanet edilecek gençlere yön ve istikamet, çalışma şevki ve başarıya ulaşma gayreti verilecekken onların yeteneklerini dumura uğratacak yönlendirmeler sadece onlar açısından değil, aileleri, toplum ve ülke açısından da bir kayıptır.
Akıldan çok hissiyâtla hareket eden gençlerin akılları yerine hislerini, hem de zararlı yönlere kamçılamak iyilik ve hizmet değildir. Onları dengesi bozuk bir terazi gibi ortada bırakmak bu ülkeyi sevmek de değildir.
21.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|