Sizin bir fabrikanız olsa mümkünse yüzde yetmiş, seksen, yüzlerde çalıştırmak istemez misiniz? Yüzde üçlerde, beşlerde çalıştığında da kapatmayı düşünmez misiniz?
İnsan denen canlı makinenin tam kapasite ile çalışması ise yeteneklerini inkişaf ettirmesi ve tam faal olmasıyla mümkündür.
İşte Sahabe bunu yapıyordu. Bütün yetenek ve duygularını tam kapasiteyle müsbete yönlendirmiş, insanlıktan beklenen verimliliği hakkıyla göstermişti.
Çağımıza Asr-ı Saadeti getiren büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Hazretleri de insanın atıl kalan yeteneklerini ateşlemiş, çekirdek halindeki duygularını inkişaf ettirmişti. Talebelerinin iman ve Kur’ân’a hizmet heyecanıyla köşe bucak koşmalarında bu sır vardır.
Kırklarelili hizmet eri Hasan kardeşimizi de bu heyecan dalgası sarmış, “Benim memleketim nasıl güzel faaliyetlere imza atmaz?” diye harekete geçmiş. Attığı kıvımcımla Kırklarelililer güzel bir hizmete daha ön ayak oldular.
“Mü’mini yapabileceği şeyde gayretli, yapamadığı hususlarda da, ‘Niçin yapamadım?’ diye hayıflanır görürsün” hadis-i şerifi gereğince hizmet adına neler yapılmaz ki? Madem ki Kur’ân hakikatleri insanlık için manevî bir reçetedir ve madem Kur’ân bütün çağlara bakmaktadır. Öyleyse fertler de, aileler de, toplum ve milletler de hastalıklarına, hatta en müzmin dertlerine Kur’ân eczahanesinden ilâçlarını bulabilirler.
Geçen Cumartesi günü yoğun bir aktivite içerisine giren Kırklarelili dostlarla beraberdik. Bir otelin 400-500 kişi alan konferans salonunu hınca hınç doldurmuşlardı. Çevre il ve ilçelerden bile gelenler vardı. Arkadaşımız İslâm Yaşar’la konuşmacı olarak katıldığımız konferansta, o, mutlu bir ailenin çatısının kurulmasında ailede eğitimi, anne-babanın rolünün önemini, Üstadın “İlk hakikat dersini annemden aldım” dediğini, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Bediüzzaman gibi ünlülerin o hâle gelişlerinde annelerinin teşvikkâr tutumlarını anlattı. Ben de Toplumsal Huzurun Şifresi İman ve Kur’ân hakikatlerinin Asr-ı Saadeti nasıl bir Cennete çevirdiğini örneklerle açıkladım.
Bütün mesele İslâma, Kur’ân’a yönelmek. İslâmın ter ü taze hakikatleri yaşandığında açlık, terör ve stres namına ne kadar dert ve problem varsa hepsi bitecek, en büyük bir sığınak ve en sağlam bir kale olan aile de, sağlam ailelerden meydana gelen toplum da barış ve huzur içinde yaşayacak, dünya küçük bir Cennete dönecektir.
Böyle güzel bir netice ve hizmet için hiç kollar sıvanmaz mı?
19.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|