Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 19 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Orhan Pamuk’la yolculuk



Bir kitap okuyunca hayatı değişenlerin romanıydı “Yeni Hayat.”

Hayata okuduğu “Kırmızı” kitaplardan sonra değişenlerden olduğumuz için, Orhan Pamuk’un hayata bu şekilde yaklaşması çarpıcı gelmişti.

Ama asıl “Sessiz Ev”den etkilenmiştim. Hatta Nobel’e uzandığı, “Kar” romanı dahi o zamanların mütevazi eseri “Sessiz Ev” kadar etkilemedi beni.

Cevdet Bey ve Oğulları ile birlikte düşünüldüğünde, bir devrin hesaplaşmasıydı adeta bu eserler. Ve geldiği kültüre baktığımda Pamuk’un bu sorgulamada çoğu kez doğru yerlerde durması şaşırtmıştı beni.

Nobel takdiminde Orhan Pamuk’un İstanbul’un melankolik anlatımındaki başarısı vurgulandı hep.

Önemli bir ayrıntı mıdır bilmem, ama Mısır’ın Nobelli yazarı Necip Mahfuz’da da Kahire’nin melankolik anlatımı ve oradaki kuşaklar, ideolojiler ve gelir seviyeleri sebebiyle yaşanan çatışmalar kurgulanıyor usta bir şekilde. Necip Mahfuz konusunda bir şey demek istemem, ama sanki Orhan Pamuk bu çatışmada gerçeğe çok daha yakın duruyor.

Bir kitap okuyup hayatı değişenleri değil, sadece ölümle birlikte geçilen yeni hayatı da çok ustaca işliyor Orhan Pamuk. Öyle bir çabası yok, ama isteyen, ölümün bir yokluk ve hiçlik olmadığı penceresinden de bakabilir Pamuk’un yaklaşımına.

Sadece melankolik bir anlatıma hapsetmek kanaatimce haksızlık olur Orhan Pamuk’a. İmgeleri çok başarılı bir şekilde kullanır romanlarında Orhan Pamuk.

Sessiz Ev’e tekrar döndüğümüzde Selahattin Darvinoğlu bu konuda başlı başına çarpıcı bir örnektir.

Öyle bir ansiklopedi yazacak ki Selahattin Darvinoğlu, Doğu ile Batı arasındaki uçurumu kapatacak ve kendince “Allahsızlığı” ispat edecektir. Adı Selahattin’dir. Hem gelenek, hem de İslâm bu adı üzerinde toplanmaktadır. Selâhattin Eyyubî’nin adını taşıyan Müslüman, Selâhattin’in Osmanlı’nın son dönemlerindeki Batı hayranlığı ile “Darvinoğlu”na dönüşmesidir.

Selâhattin Darvinoğlu daha çok Abdullah Cevdet çağrışımı yapmaktadır. Doktor Duzi’nin kitaplarını tercüme edip İstanbul’a sokan “Allahsızlığı ispat etmeye yeminli” bir zihniyeti temsil eder.

Ancak babaannenin anıları ile geçmişe yolculuk eden ve biri tarihçi, biri devrimci, diğeri ise zengin olmaya yeminli üç torunun tartışmaları kuşak çatışması ile birlikte, “Allahsızlığın da mümkün olmadığını” usta bir şekilde okurların önüne koyar.

İmgeleri iyi seçer ve ustaca kurgular, dememe rağmen göklere çıkarılsa da, şöhretin kalemin ustalığını kırması gibi gelir bana. Biraz popülist bulurum “Kar”ı... Çünkü Lacivert ve Fazıl tiplemesi ile ortaya konulan,”Necip Fazıl” çağrışımı yapan Müslüman gençlik orada hiç yerli yerine oturmamıştır.

Kars’ta yaşanan bir askerî darbe ve şehrin tüm dünya ile bağlantısının kesilmesinde şüphesiz ki, güzel ve gerçekçi bir Türkiye tasviri vardır. Kar romanı için övgü dolu yazıların yazıldığı bir sırada, “İşte Orhan Pamuk’un ölümü”demiştim kendi kendime. Popülizmin bu tür yazanlar için, hafifletici bir şey olduğunu düşünürüm. Bu yüzden belki fazla ileri gitmişim.

Tarihî tahlillerde Ahmet Altan’ı daha başarıl bulmama rağmen, Bediüzzaman Said Nursi’nin romanda kullanımında Orhan Pamuk daha gerçeğe yakın. Belirttiği olay gerçek olmasa da kullanılış şekli doğru. Resmî tarihe karşı olmasına rağmen Ahmet Altan, “İsyan Günlerinde aşk”da Bediüzzaman Said Nursi’yi 31 Mart vakasında Kör Ali’nin yanında isyana kalkışan “cahil” ve “softa” grubunda bir “yobaz” olarak tarif ederek, büyük bir haksızlık etmiştir.

Orhan Pamuk ise “Bu kuzu millet dinine bağlıdır, ama en sonunda dinin değil, devletin buyurduğunu yapar. Bütün o isyancı şeyhlerin, ‘Din elden gidiyor’ diye ayağa kalkanların, İran’da yetişmiş militanların, eğer Said-i Nursi gibi biraz namları yürümüşse geriye mezarları bile kalmaz. Bu ülkede adı bir gün bayrak olabilecek dinî önderlerin cesetleri bir uçağa konur ve belirsiz bir yerden denize atılıverir” der, Ka olarak Lacivert’i ikna etmeye çalışırken.

Orhan Pamuk’ta okumanın güçlüğü, insanı yoran bir ölçüde kalemin dinamizmi vardır, ama her şeyden öte kuşaklar arası çatışmalar, sorgulamalar ve baştan sonra bir melankoli alır götür insanı.

Bir milyon kitabı bir milyon liraya basıldığı gün kaybettik Ahmet Altan’ı, ama yine de onda tarihin gergef gibi işleyen üslubunu, Amin Maruf’ta Doğu’nun gizemini, Yavuz Bahadıroğlu’nda tarihin su gibi berrak anlatımını ve Ayşe Kulin’deki Balkanların yürek sızısı öykülerini özlerim çoğu zamanlar...

Okuduğum her kitap hatırlatır bana, okumam gereken daha ne kadar çok kitap olduğunu....

19.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.12.2006) - Demokrasi adına CHP'ye dikkat!

  (15.12.2006) - Siyaset dersi

  (14.12.2006) - Asker ezberi bozdu

  (13.12.2006) - AB sonrası Ankara

  (12.12.2006) - AB’de kritik gece Çarşamba

  (11.12.2006) - Yine başardık

  (08.12.2006) - Türkiye'nin sürpriz teklifi

  (07.12.2006) - Çan da çalalım mı?

  (06.12.2006) - Karaman’ın kıble ayıbı

  (05.12.2006) - Liderlerin mikrofon sınavı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004