Kur’ân’da, “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır… Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve ‘Rabb’imiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen bütün kusurlardan münezzeh olan Sübhan’sın”1 buyurulur. Kâinattaki âyetleri, fen ilimlerinin penceresinden inceleyen ilim adamları, Kur’ân’ın bu hükmünü adeta hayatları ve sözleriyle tefsir edip ortaya koydular. Bunlardan birkaçının sözlerine kulak verelim:
Frasız ilim adamı Louis Pasteur, mikrobiyolojinin babası sayılır. Abiyogenezi çürüttü. (Abiyogenez geçmişte canlıların cansız maddelerden kendiliğinden oluştuğunu iddia eden bir safsata.) Pastörizasyonu ilk defa uygulayan Pasteur, ‘İlimsizlik insanı Allah’tan uzaklaştırır; ilim, insanı O’na yaklaştırır. Tabiî ilimlere ne kadar fazla çalışırsam, Yaratıcı’nın sanatlarına olan hayranlığım o derece artıyor” demiştir.
Fizik dalında 1921’de Nobel Ödülü kazanan ve İzafiyet Teorisi’ni geliştiren Albert Einstein’in “Kâinatla ilgili en anlaşılması zor olan şey, her şeyin anlaşılabilir olmasıdır. Dinsiz ilim topal; ilimsiz din kördür” demiş, Allah'ın varlığına inandığını vurgulamıştır.
Kimya dalında iki defa Nobel Ödülü alan Ilya Prigogine “Organik yapıların ve âhenkli çalışan sistemlerin kaza eseri oluşmasının istatistikî ihtimali sıfırdır” demiş ve her şeyi tesadüflere veren pozitivistlerin aslında ne kadar akıldan uzak iddialarda bulunduklarını belirtmiştir.2
Isaac Newton, “Güneş, gezegenler ve kuyrukluyıldızlardan meydana gelmiş bu hârikulâde sistem, ancak mâhir ve kadîr bir Zât’ın hâkimiyetinden kaynaklanabilir”3 tesbitinde bulunur.
Kimyacı kâşif Fred Hoyle, “Kimyanın ve biyolojinin kanunlarını vaz' eden Zât, aynı zamanda fiziğin kanunlarını da vaz' etmiştir” diyerek Allah’a imanını dile getirmiştir.
Fizik sahasında Nobel alan Arno Penzias, “Astronomi bize şunu göstermiştir: Kâinat, hiçbir şey olmadan yaratılan, hayatın devamı için gerekli şartların sağlanması adına çok hassas bir dengeye sahip, her hâdisenin Allah tarafından, plânlı şekilde cereyan ettirildiği bir yerdir” demiştir.
Londra’daki İngiliz Tabiat Tarihi Müzesi’nden fosilbilimci (paleontolog) ve eski bir evrimci olan Dr. Collin Patterson evrim safsatasını şöyle çürütür:
“Bir sabah kalktığımda şunu düşündüm: 20 senedir evrim üzerinde çalışıyorum; fakat bu teoriyle ilgili bir hakikat ifade eden hiçbir şey bilmiyorum. Ya bende bir problem var veya bu teoride. Benim hiçbir problemim yok... Bir gün evrimciler arasında saygın bir yeri olan Chicago Üniversitesi’nde düzenlenen Evrim Morfolojisi Semineri’nde; ‘Evrim hakkında herhangi bir şey bileniniz var mı? Herhangi bir şey? Gerçekten doğru olduğunu düşündüğünüz herhangi bir şey?’ diye sorduğumda uzunca bir müddet cevap alamadım. Nihayet biri kalkıp ‘Ben bir şey biliyorum: Bu teori okullarda okutulmalı’ dedi.”
20. asrın teorik fizik alanında deha isimlerinden olan James Jeans’ın kâinatın yaratılması ile ilgili düşüncesi şu şekildedir: “Sadece dünyanın, (tesadüflerle) şu andaki şeklini alması için, yeryüzündeki kumların tamamını elinize alın ve bunları saçın. Bunların birinin Güneş, diğerinin yeryüzü, bunun gibi, her birinin yeryüzünü teşkil eden nesnelerden biri olarak yerli yerine gidip oturması hangi nispette mümkünse, yeryüzünün şu andaki şeklini alması da, ihtimal hesapları dahilinde o nispette mümkündür.”
Dipnotlar: 1. Kur’an, Âl-i İmran, 190-191.; 2. I. Prigogine, N. Gregair, A. Babbyabtz, Physics Today 25, sayfa. 23-28.; 3. “General Scholium,” Mathematical Principles of Natural Philosophy, Isaac Newton. 1687.
TAZİYE:
Muhterem Sadettin Çelik’in ağabeyi Hüseyin Çelik, Harun Aydın’ın dedesi Mahir Balta ve Abdullah Tüfekçi’ye Cenâb-ı Hak’tan rahmet ve mağfiret, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim.
03.02.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|