Son günlerin tartışma konularının başında “derin devlet” geliyor. Derin devlet var mı, yok mu, kimlerden oluşur, ne iş yapar yıllardır hep tartışılagelen konular… Çözülemeyecek bir konu olduğunda hep karşımıza çıkan bir tanımlama… “Onu derin devlet yapmıştır” denilerek arkasına sığınılan bir kavram… Son yıllarda Ortalıkta “ben derin devletim” diye böbürlenerek gezenler bile var. Ya “öcü” gibi gösteriliyor, ya da gizemli bir hava meydana getirmek için bunlar ortaya atılıyor. Milleti korkutmanın aracı olarak kullanılıyor.
Gerçekten Türkiye’de bir derin devlet var mı?
Başta şunu söylemekte fayda var. Böyle bir güç varsa-var olduğunu başbakan bile söylüyor-demokratik olmadığı kesin… Demokrasi ile idare edilen bir ülkede de bu tür yapılanmalar olmaz.
İnternette bu konuda birçok siteyi taradım. Bu konuda yazılmış makale, yorum ve habere rastlanıyor. Kelime anlamı olarak baktığımızda ise, şöyle deniliyor “derin devlet” için: “Devletin çıkarlarını gözetip kolladığı öne sürülen, göz önünde olmayan örtülü güç…” (Türk Dil Kurumu) Peki şimdi, devletin çıkarlarını gözeten(!) “örtülü güç” niye önümüze her zaman kötü durumlarda çıkarılıyor. Devletin bekâsını, cumhurbaşkanı, başbakan, Meclis, genelkurmay koruyamıyor mu da, bu “örtülü güçler” koruyor. Bu tanıma göre bu sonuç çıkıyor.
* * *
Zaman zaman bu tartışmalar alevleniyor. Peki şimdi nereden çıktı bu tartışma?
Erdoğan, derin devletin varlığını kabul ederken, bir televizyon programında, “Ama bunu minimize etmek, mümkünse yok etmek, bunu başarmak gerek” derken, Etiyopya yolunda bu açıklamasına açıklık getirerek, “derin devlet” kavramını da tanımladı: “Kurumların içindeki çeteleşme diyebiliriz. Bu tür bir yapı var. Bugüne kadar bu tür bağlantıların üzerine gidilemediği için bedelini hem millet, hem devlet olarak ödedik. Yürütme olarak belirli bir yere kadar gidebiliyoruz. Bu olayların üzerine yürütme, yasama yargı birlikte çalışarak gitmeli…” İşte tartışma bu noktada başladı.
Bunun arkasından bu konuda değişik yorumlar yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Tartışanlardan kimisi “derin devlet var” dedi, bir diğeri “Derin devlet diye bir şey yok, yönetim zafiyeti var” diyerek farklı bir boyut getirdi.
Bu konuda yıllardır eleştirilen DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar bakın ne diyor: “Derin filan olmaz. Daha özgür daha demokrat, daha sivil olacaktır Türkiye. Bunu başaracak siyasî heyetleri de millet getirip koyacaktır. Başbakan merak etmesin, biz hükümet olduğumuzda onun şikâyetlerini ortadan kaldıracağız. Rahat olsun…”
Uzun yıllar süren milletvekilliğinin yanı sıra devlet bakanlığı da yapan ANAP’lı Mehmet Keçeçiler ise şöyle bir yorum yapıyor: “Onca yıl bakanlık yaptım, hukuk tanımayan organla karşılaşmadım… Gazetelerde yazıldığı, çizildiği gibi bir derin devlet yoktur. Sadece ‘biz derin devletiz’ diye kendisine güç vehmeden lüzumsuz insanlar vardır…”
* * *
Yıllarca başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış, devleti çok iyi tanıyan Süleyman Demirel, Yavuz Donat’a şöyle demiş. “Devlet içinde devlet yetkisi kullanan bir derin veya sığ devlet var deniyorsa; kim olduğunu söyleyeceksiniz. Bulup çıkaracaksınız. Tasfiye edeceksiniz. Eğer bunu yapmıyorsanız, görevinizi yerine getirmiyorsunuz demektir” demiş.
İşin bu noktasında “derin devlet var” diyen Erdoğan’a bu yapılanmayı bulup çıkarmak, sonra tasfiye etmek düşüyor.
Bu arada, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Başbakan Erdoğan’a, “Varlığını kabul ettiğiniz derin devlet, kimlerden ve hangi kurumlardan oluşuyor, bugüne kadar hangi olayları gerçekleştirmiştir?” diyerek TBMM’ye bir soru önergesi verdi. Başbakan bu soruyu cevaplandığında birçok şey gün yüzüne çıkar ümit ediyoruz.
* * *
Demokratik olmayan, işini açık ve şeffaf yapmayan, halka rağmen halk adına karar veren sistemler olmamalı.
Çok sevimsiz bir konu… Hem de çok derin mevzuu. Zaten fazla da bilgimiz yok, sadece yazılanlar ve çizilenler kadar bilgi sahibi oluyoruz. Başbakan öğrenip bunu vatandaşla paylaşsa da herkes gibi biz de bilgi sahibi olsak fena olmayacak.
İnsanın aklına şu soruda geliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, gündem değiştirmek için mi bu “derin mevzu” ortaya atıldı?
Bu arada şunu da karar vermek gerekir. Derin devlet mi, derin millet mi? Bu soruya cevap bulunabildiğimiz zaman mesele hallolur. O zaman kimse “devletin bekâsı” için yanlış işler yapmaz.
Devlet mi millet için vardır, millet mi devlet için vardır? “Derinciler”, “millet devlet için var” diyor. Peki millet olmadan devlet olur mu? O yüzden devlet, millet için vardır. Doğru olan da budur…
03.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|