Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Davut ŞAHİN

RTÜK'e tepkiler



Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nu (RTÜK) Sayıştay denetimine alan; radyo ve televizyon programının yapımcısı ile sunucusunun, ceza alınan süre içinde hiçbir ad altında başka bir program yapamamasını öngören yasa tasarısı, TBMM Anayasa Komisyonunda benimsendi.

Tabi insanın aklına ister istemez M. Ali Erbil’in pantolon indirme sahnesi geldi. Çünkü benzeri konularda birçok sabıkası bulunan sunucunun normalde “iş”siz kalması gerekiyorken, “burası Türkiye” dedirten işler oluyor... Açgözlü yapımcılar veya rakip kanallar rating makinası Erbil’i el üstünde tutmaya devam ediyor...

AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, tasarı üzerinde görüşlerini dile getirirken televizyon yayınlarını eleştirmeden geçemedi.

Diyor ki, “2-3 ay önce bir programcı, programına katılan bir kişinin pantolonunu indirerek müstehcen görüntü oluşturmasına rağmen, başka bir programda çıkmaya başladı. Bu durum, yasanın ilgili maddesiyle engellenebilirdi” dedi.

RTÜK’ün, eleştirdiği başka yönleri bulunduğunu vurgulayan Üstün, sabah programlarının seviyesiz olduğunu, şiddet içeren programların yayınlarının sürdüğünü, eğlence programlarında sunucuların “Türkçeyi katlettiğini”, ancak bunlara duyarsız kalındığını söylüyor...

En önemli eleştirisi de Müzik kanalları üzerine... Kliplerin denetimsiz bir alan olduğunu vurguluyor Üstün... Diyor ki, “Tüm cinsel fanteziler ve olmayacak yatak sahneleri insanlara seyrettiriliyor. Kimse buna dur diyemiyor.”

Ya RTÜK?

Üstün devam ediyor:

“RTÜK görevini yapmıyor. Bu alanı otokontrolle, medya şirketlerinin patronlarına bıraktı. Ama onlar sonuçta ticari kuruluş. Onların kendi kendilerini denetlemesini bekleyip kanun hükümlerini uygulamayacaksak sıkıntıya düşeriz” diyor.

Ya şiddet dizileri?

AKP Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün ise, televizyonlarda “Biri bizi gözetliyor, gelin-kaynana, seviyesi düşük sabah programları, pantolon indirilen şov programları, çete-mafya dizileri gibi Türk kültürünü yansıtmayan programlar” yayınlandığını ifade ederek tepkisini ifade ediyor.

Akgün, “Şiddet içeren diziler insanları etkiliyor. İnsanlar, devlet adına cinayet işliyor. RTÜK, tedbirler konusunda daha ciddî çalışmalı” diyor.

RTÜK Başkanı Zahid Akman, milletvekillerinin sorusu üzerine, programlarla ilgili ceza süresi ve kimin sorumlu olduğunun RTÜK tarafından belirlendiğini belirterek, ihlâllerde etkin rol oynadığı belirlenen kişilerin ceza süresi içinde o programda veya başka bir programda görev alamayacağını söylemiş.

Konuşmaların ardından tasarı kabul edildi. Tasarıyla, daha önce Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun denetiminde olan RTÜK, Sayıştay denetimine tabi tutuluyor. Ayrıca, cezaya yol açan fiilde sorumlulukları belirlendiği takdirde programın yapımcısı ve varsa sunucusu da ceza süresi içinde hiçbir ad altında başka bir program yapamayacak ve sunamayacak.

Bitti. İlgililere duyurulur!

GİTTİ GİDİYOR

Suikastçi Ogün Samast’ın görüntüleri her gün TV ekranlarında. Ana haber bültenlerinde. Donuk bir yüz ifadesi. Anlamsız ve soğuk.

Ekranlarda bangır bangır teorisyenlerin yorumları...

Bu haberleri her gün izleyen Nobel ödüllü Orhan Pamuk ne düşünür?

Sıranın kendisine geldiğini mi?

Nitekim gidişinin ardından “uzun süre geri gelmemek üzere” Türkiye’ye gelmeyeceği haberleri dolaşıyor şimdilerde.

Bu iddiayı ortaya atan, bir gazetenin genel yayın müdürü:

“Pamuk’un 11.20 uçağında yer ayırttığı ve Türkiye’yi terk edeceği kesindi. Tamamı teyitli bu bilgileri haber yapıp yapmamayı yardımcım Doğan Satmış’la tartıştık. Ve haber yapmama kararı aldık. Habercilik reflekslerimizle, insani duruşumuz arasında gidip geldik.

“Böyle bir haber Pamuk’un havalimanında protesto edilmesine, engellenmesine ve daha tatsız bazı olaylara neden olabilirdi.

“Pamuk’un kişilik haklarına saygı göstermenin daha öncelikli olduğuna karar verdik.

“Ve Orhan Pamuk dün gitti. Bu gidişin Türkiye imajına vereceği zararı varın siz hesaplayın.” (Fatih Altaylı, Sabah)

İmaj veya her neyse. Ama ana haber bültenlerini izleyen her insanın aklına bu kuşku ister istemez düşer.

İŞTE SOSYAL DEVLET!

Türkiye'nin nüfusu 73 milyon.

Ancak 73 milyonluk Türkiye'de tam 83 milyon kişi sosyal güvenlikten yararlanıyor.

Bu bir mucize mi, keramet mi? Nedir?

Bir de feryat ederiz:

"Nerde bu devlet!" diye.

Alın size sosyal devlet!

*

Peki bu nasıl oluyor?

Türkiye’de 45 milyon 732 kişi SSK’lı çalışan.

Aktif çalışan ise: Toplam 8 milyon 598 bin...

SSK’dan 4 milyon 493 bin kişi emekli maaşı alıyor.

Bağımlı kişi sayısı da 32 milyon 639 bin, sosyal güvenlik kurumlarına kayıtlı olanların yüzde 63.7’si SSK’lı.

Bağımlı kişilerle birlikte BağKur’un kapsadığı nüfus 16 milyon 365 bin kişi ve bu kapsamdakilerin oranı yüzde 22.7.

Ya Emekli Sandığı?

Emekli sandığına; 2 milyon 413 bin memur kayıtlı. 1 milyon 600 bin emekli. 5 milyon 363 bin de bağımlı kişi bulunuyor. Bu kuruluşun kapsamındaki nüfus da 9 milyon 382 bin kişi. Emekli Sandığı sosyal güvenlik kurumlarına kayıtlı olanların yüzde 13.07’sini barındırıyor.

Yeşil kartlı sayısı: 11.5 milyon.

Düşünebiliyor musunuz:

Kim iktidara gelirse gelsin, Sosyal güvenlik açıklarını finanse edebilmek için bütçeden 80 milyar dolarlık kaynak aktarmak zorunda...

Yani yönetim, kocaman bir "kara delik" yüzünden yatırımlardan vazgeçmek zorunda...

Neticede sosyal bir devlet, uyanık vatandaşlar yüzünden kendini toplayamıyor.

Sosyal güvenlik şemsiyesi altına girmek için “şeytanın aklına gelmez” denen türden cinlikler üreten vatandaşların başvurduğu yöntemlere şöyle bir bakalım mı?

*Baba ya da annesinin emekli maaşını alabilmek için eşinden anlaşmalı boşananlar.

*Kayınpederinin emekli maaşını alabilmek için, fiilen oğluyla ancak resmi olarak kayınpederiyle evli olan gelinler.

*Bakıma muhtaç derecede hasta, dul ve emekliye, yaşadığı sürece bakmak şartıyla anlaşmalı evlenip, karşılığında emekli maaşı alanlar.

*Emekli maaşını alabilmek için cinsiyet değiştirip pembe renkli nüfus kağıdı alanlar.

*Ölen annesinin öldüğünü haber vermeyip, elbiselerini giyip bankadan maaşını almayı sürdürenler.

*Emekli sandığından emekli birinci kocasının dul maaşını aldıktan sonra, Bağ-Kur ya da SSK’dan emekli ikinci kocasından dul maaşı bağlatarak iki kez maaş alanlar.

*Çeyiz parası alabilmek için anlaşmalı evlenip, parayı aldıktan sonra boşananlar.

*İmam nikahıyla evlenerek annesinden ve babasından maaş almayı sürdüren kadınlar

*Babası veya annesi öldüğü halde, daha önce düzenlenen vekâletname ile maaş almaya devam edenler..

*Çocuğunu dedesinin üzerine vererek, emekli maaşının çocuğuna kalmasını sağlayanlar. (ATO'nun raporu)

Beyler!

İktidar yolsuzluk yapınca, siyasî ayıp. Peki canım ülkemin vatandaşı böyle yaparsa, bu soygun değil de nedir?

KIŞLIK ZARAR

Kışlık kıyafetleri satamayan esnaf, yazlık kıyafet alımı yapamıyor.

E, kar yağmayınca "Kâr" etmiyor.

KARAGÜMRÜK

Karagümrük Yanıyor dizisi 15. bölümle apar topar bitirilmiş.

Baktılar;

Karagümrük'ün yanacağı yok.

TEMBELLİK

Ödev siteleri tembelliğe itiyormuş.

Olabilir.

Çünkü, herkesin evinde bilgisayar yok.

04.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.02.2007) - Özüre gölge düşmesin

  (01.02.2007) - Sağır Oda’nın sağırlığı

  (31.01.2007) - Pejo reklâmı

  (30.01.2007) - Mektuplar

  (28.01.2007) - "Begegeçer" ve "Dölek"lik üzerine..

  (27.01.2007) - Cem’in ardından

  (26.01.2007) - Gerilime dikkat

  (24.01.2007) - Menteş ve alkol

  (23.01.2007) - Tahrik tsunamisi

  (20.01.2007) - Sadizm görüntüleri

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004