Fear Factor’de (Show TV) insan sınırlarını zorlayan yarışmalar ekrana geliyor.
Son olarak yarışmacıların kafasını bir fanusun içine soktular. Fanusun içini de beş lağım faresi, dört avuç içi büyüklüğünde örümcek ve sürüsüne bereket böcekle doldurdular.
Yarışmacılardan iki genç kız tiksinerek bıraktı. İlk yarışmacı uzun müddet kendine gelemedi, diğer yarışmacı da fanusun dışına kendini zor attı ve “Benim burada ne işim var” diyerek kendine sitem etti.
İnsan onuru parayla satın alınmaz.
Üç kuruş için milyonlarca kişinin önünde rezil olmaya değer mi?
İkincisi:
Avrupa’nın işkence metotlarını hatırlatan “sadist” görüntüler, sunucu Acun Ilıcalı’yı oldukça memnun etmişe benziyor.
Acaba ekran karşısındaki insanları?
Korkarım, yeni yarışma programları rekabet için daha “sadist” programlar üretecek...
MAGAZİN HABERCİLİĞİ
İbrahim Tatlıses, kızının evliliği ile ilgili sorulanlara:
“Beni yerden yere vurun, ama kızımı magazine konu etmeyin” diyordu (TGRT Ana Haber)
Dikkat:
Bunu “magazin”den beslenen ünlü biri söylüyor.
Türkiye’deki anlamı itibariyle “magazin” iyi bir şey olsa, kimse şikâyet etmezdi.
Kaldı ki, her ünlü kendinden söz edilmesini ister. Ettirir de.
Ama ne var ki, yeni yetme “magazinci”ler bunu artık “magazin”den saymıyor.
Magazin onlara göre, yakınları her kimse onları afişe etmek.
Peki, taze anne, Gülben Ergen’in yeni doğmuş oğluyla çektirdiği fotoğrafa ne demeli? Magazincilere rota çiziyor adeta. Yarın çocuk büyüdüğünde onunla ilgili sorulara itiraz yok ama.
GAZETECİ VİDİNLİ
Suna Vidinli ilginç bir karakter. Malûm, canlı yayında CNN Türk’ten (Referans Noktası) istifa etti.
Daha sonra Nazlı Ilıcak’ın “Sözün Özü” programında DYP Lideri Mehmet Ağar’a tiz sesiyle soru sorarken gördüm (Kanal 7).
Merak ettim acaba etiketi ne?
“Merkez Medya Grubu İcra Kurulu’nun dış ilişkiler danışmanı” olarak yazıyordu.
Yetenekli bir sunucu... Onu ilk keşfeden Fatih Altaylı oldu. Yanlış hatırlamıyorsan, bir müddet Kanal D gece haberlerini sundu. Ama her zaman yetenek öne çıkmıyor. “Fizik” diyenler kazandı ve gece haberlerini bıraktı.
Georgetown Üniversitesi Siyasal Bilgiler Bölümü’nden mezun olmak, televizyoncular için önemli değil...
Harvard Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Ortadoğu üzerine yüksek lisans eğitimini tamamlamak o kadar mühim değil...
Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği ve CNN International’da Diplomatic License programında çalışmış olmak... Hele hele... Dünya Ekonomik Forumu, Avrupa Birliği, Clinton Global İnisiyatifi, Amerikan Kongresi ve düşünce kuruluşlarıyla olan projeleri hazırlayıp lobi faaliyelerini yönetmiş olmak hiç ama hiç önemli değil bizim yapımcılar için...
E, burası Türkiye!
20.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|