Sovmen Mehmet Ali Erbil anlaşılan rating listelerinde yer bulamayınca, yine “uygunsuz” görüntülerle yeni bir “tartışma ortamı” açmak için çabalıyor olmalı (Show TV).
Olmuyor. Belki ona yakışır. Ama izleyiciye karşı saygılı olmayı bunca yıldır öğrenemedi mi?
Dahası, o bir baba. Kızını yakında evlendirecek belki. Bir kız babası olarak kendini hâlâ bir “ebeveyn” olarak görmüyor mu?
Kendisine buradan “aşk olsun” diyoruz.
ETKİ/TEPKİ
Saddam’ın idam görüntülerini ana haber bültenleri vermiyor artık. Yabancı basını birebir takip etme imkânı da yok. Yahut sınırlı...
Malum bu görüntüler yayınlandıktan sonra ABD’den, Yemen, Suudi Arabistan, Pakistan, Cezayir ve Hindistan’a kadar infaz görüntülerinden çocukların etkilenerek kendini astığı haberleri geldi. Hatta Türkiye’de de Muş’ta 12 yaşındaki bir çocuğun, idam görüntülerinin tesiriyle intihar ettiği ileri sürüldü.
Son olarak da Azerbaycan’da yaşayan 8 yaşındaki bir çocuk, Saddam taklidi yaparak kendini asmış.
Bakalım daha ne zamana kadar bu vukuat devam edecek?
Şu var ki... Haber bültenlerinde yer almasa bile kontrolsüz “internet yayınları,” çok kişinin canını yakacağa benzer.
TÜRK FİLMLERİ
Türk filmleri gişede baharı yaşıyor.
Bu yıl, son derece kaliteli ve pahalı prodüksiyonlarla piyasada tutunmaya çalışan Amerikan Hollywood film piyasası beklenenin çok altında bir rakama ulaştı.
Kuşkusuz birçok sebepleri var. Ama en bilineni galiba şu, son yıllarda Amerikalıların izledikleri dış politika atraksiyonları. Sadece bizim insanımızda değil, dünyanın birçok bölgesinde Hollywood film piyasasına güven azaldı.
Belki bu yüzden “Kurtlar Vadisi-Irak” 4,3 milyon seviyesine ulaşan izleyici rakamıyla tüm zamanların en çok izlenen Türk filmi oldu. Tepki yerini buldu.
Vizyona giren 237 filmden 33’ünü yerli film oluşturmuş. 2006’da izlenen yerli filmlerin toplamı 18.058.346 kişilik izleyici sayısına ulaşmış. Böylece 2006 yılında toplam izleyici sayısının % 52’lik kısmını yerli film izleyicisi oluşturmuş (Antrakt Sinema Gazetesi).
JOLİE’NİN DÜNYASI
Aktris Angelina Jolie yaptığı yardım ve gittiği mülteci kamplarındaki açıklamalarıyla dikkat çekiyor.
Kâh aktör kocası Bradd Pitt’le mülteci kampında kucağında çocuklarla yılbaşını geçiriyor, kâh bu kamplardaki çocukları evlatlık alarak onların bakımını üstleniyor...
Şöhretten sıkılmış.
Diyor ki:
“İnsanların bana ilgi göstermesinden her zaman rahatsız oldum, kendimi hep kötü hissetim. Bir insanın sadece filmlerde oynadığı için bu derece büyük ilgi görmesi bence doğru değil.” (Elle Dergisi)
Çocuklar için:
“Maddox ve Zahara’ya daha fazla düşkünüm. Çünkü onlar çok zor şartlarda dünyaya gelip, hayatta kalmayı başardılar. Shiloh ise şanslı bir bebek olarak dünyaya geldi. Doğduğu andan itibaren ayrıcalıklıydı. Kendi çocuğum olduğu için Shiloh’ya diğerlerinden daha fazla ilgi göstermiyorum. Hepsi benim çocuklarım.”
Eşi Brad Pitt için:
“İkimiz de aynı kafada olduğumuz için bir araya geldik. Yani sonradan aynı düşünceleri paylaşmaya başlamak gibi bir durum söz konusu değil. Aslında, Brad’in beni değiştirdiği söylenebilir. Brad, gerçekten harika bir baba. Aynı zamanda anlayışlı ve akıllı bir adam” diyor.
Nerede yaşamak istediğine dair bir soruya:
“Yaşayacağım ülkenin neresi olacağı o kadar da önemli değil. Afrika’da ya da Asya’da hiç bilinmeyen bir yere de yerleşebilirim. Yeter ki orada çocuklarıma uluslararası eğitim verecek bir okul olsun. Tabiî Amerika’da her zaman yaşayabileceğim bir evim olmalı. Sonuçta bu ülkede çalışıyorum” diyor.
Son olarak ailesi için şunları söylüyor:
“Biz kesinlikle çok, ama çok kalabalık bir aileye sahip olmak istiyoruz. Bu isteğimizi hemen gerçekleştirmeye kalkışmak çılgınca bir fikir gibi görünebilir.”
Bunu şunun için nazara veriyoruz.
Günümüzde şöhret olmuş insanlar, gece kulüplerine peşine kamera ordusunu takarak, gündem oluşturma çabalarına giriyor. Şöhret için yalnız kalmak, başkasının kuyusunu kazmak ve ahlâkî değerleri hiçe saymak bunlar için “ölçü”(!) sayılıyor... Farkı görün.
17.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|