Medyada kiminin hoşgörüyle, kimilerinin ise iğneli iğneli tarzda sunduğu görüntülü bir haberin başlığı: "Iraklı pilot, İstanbul'da apronda namaz kıldı."
AA'nın haber özeti şöyle: "Irak'ın Süleymaniye kentinden İstanbul'a sefer yapan Azmar Air'e ait uçağın Iraklı uçuş ekibi, yolcuları indirdikten sonra Atatürk Havalimanı apronunda namaz kıldı."
Görüntüde ise, uçağın hemen yanı başında seccadesini yere sererek namaz kılan pilot ile biraz ilerisinde diğer uçuş ekibi görülüyor.
Bu din kardeşlerimiz, farz ibadetlerini eda ediyorlar.
Bazıları yadırgasa da, bizce doğru olanı yaptılar.
Zira, farzda riyâ olmaz.
Onun için, namazını kazaya bırakmadan eda eden pilot ve uçuş ekibine helâl olsun ve Allah o halis ibadetlerini kabul etsin diyerek, bir başka misâle geçiyoruz.
* * *
Son şahitlerden marangoz Hüseyin Kileci Ağabey anlattı bize:
"1952'de, şimdiki Büyük İstanbul Postanesinin olduğu binada Gençlik Rehberi mahkemesi vardı.
"Büyük izdihamın yaşandığı bu mahkemede, salona giren şanslılar arasında biz de vardık.
"Vakit uzayınca, Üstad Bediüzzaman Hazretleri farz namazı kılmak için mahkemeye kısa bir müddet ara verilmesi isteğini hakime söyledi.
"Hakim, 'Hayır, ara vermiyoruz. Siz daha sonra kaza edersiniz' diye karşılık verdi.
"Üstad Hazretleri ise, mahkeme heyetinin şaşkın bakışları arasında, yanında taşıdığı seccadeyi açıp kıbleye doğru serdiği gibi, celâlli bir duruş ile 'Allahu ekber' diyerek namaza durdu.
"Bu durumda kimsenin yapabileceği birşey yoktu. Üstad namazın farzını kıldıktan sonra, mahkemedeki duruşmaya kaldığı yerden devam edildi."
* * *
Demek ki, elde imkân/fırsat varsa, hiçbir namazı kazaya bırakmamalı.
İster apronda, ister mahkemede ve isterse zindanda olsun.
Ya da, pek çoğumuzun başına gelen seyahatlerde olsun.
Vakti geçirmeden, farz ibadeti muhakkak eda etmeli.
Bunda, herhangi bir riyâ, gösteriş söz konusu değil.
Ne mutlu, farzı kazaya bırakmayan takvâ sahiplerine.
İHTAR
İki yanlıştan bir doğru çıkmaz
Kimi gardiyanlar, eskiden işkence çektirdikleri tutuklulara "Allah!" diye bağırdıkları için bozulurlardı; onlara (hâşâ) "Bağırmayın, burda Allah yok" diye çıkışırlardı.
Son günlerde ise, bazı gardiyanların hapishanedeki zanlılara "Allah'a inanıp inanmadıklarını" sordukları ve aldıkları cevaba göre muamele yaptıkları belirtiliyor.
Oysa, bu her iki tutum da yanlış. Biri ifrat, diğeri ise tefrittir.
İki yanlıştan bir doğrunun çıkması imkânsız.
Ayrıca, hiç kimsenin kendi hatasını dine mal etme hakkına sahip değil.
Dahası, Allah adına başkasına zulmetmenin katmerli bir zulüm ve haksızlık olduğu hatırdan hiç çıkarılmamalı.
GÜNÜN TARİHİ (17 Ocak 1875)
132 yıllık metro: Galata Tüneli
İ stanbul'un ilk "metro"su hizmete girdi. Karaköy–Beyoğlu arasındaki 573 metrelik demiryolu tüneli, bundan tam 132 sene önce bugün hizmete açılarak İstanbul'un ilk metrosu ünvanını aldı.
* * *
İstanbul'un bu dik yokuşlu bölgesinde yer altında bir raylı sistemin ilk yapılması teklifi, Gavan isimli bir Fransız mühendisinden gelir.
1860'lı yılların sonlarında İstanbul'a turist olarak gelen Gavan, bu teklifini detaylı bir şekilde götürüp hükümet yetkililerine takdim eder.
Uzu müzakereler sonucu devlet kademesinde kabul gören bu teklif, nihayet Sultan Abdülaziz'e sunulur ve ondan da tasdik alınır. (6 Kasım 1869)
Gerekli dış malî destek sağlandıktan sonra, 30 Temmuz 1871'de tünel kazı çalışmalarına başlanır.
1874 yılı Aralık ayında inşaatı tamamlanan tünelin hizmete açılması ise, 17 Ocak 1875 günü gerçekleşir.
* * *
İnsanlar, ilk günlerde yer altında raylar üzerinde yürüyen ve asansör sistemiyle çalışan vagonlara binmekten çekinirler. Bu engeli aşmak için, ek bir vagon konularak önce bazı küçük ve büyükbaş hayvanlar taşınır. Güven sağlandıktan sonra da insanlar binmeye başlar. Aydınlatma işi, uzun yıllar kandillerle yapılır.
İngiliz ve Fransız ortak yapımı olan ve yabancı konsorsiyum tarafından işletilen Tünel Tesisleri, 1939'da devletçe satın alındı ve aynı sene içinde belediyeye ait olan İETT'ye devredildi.
* * *
Tünel'de 6 Temmuz 1943 tarihinde, kablo kopması sebebiyle elim bir kaza yaşandı. Kazada 1 kişi öldü, 6 kişi de yaralandı.
3 Kasım 1971'de elektrifikasyon donanımı tamamlanarak bugünkü durumuna getirildi. Yılda 64.800 sefer yapan iki vagonlu sistem, günde on binden fazla yolcu taşıma kapasitesine sahip bulunuyor.
17.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|