Az kaldı, sen de artık “geçen yıl” oluyorsun. Seneye bu zamanlar da “evvelki yıl” olmaya gün sayacaksın. Oysa daha geçen yıl “gelecek yıl”dın, hatta “yeni yıl”dın; ne çabuk eskidin.
Şimdi seni didik didik ediyorlar: Yılın “en”lerini sıralıyorlar. Yurtta ve dünyada 2006. Sporda 2006. Magazin dünyasında 2006. San’atta 2006. Politikada, diplomaside, parlamentoda 2006… Eski defterler açılacak. Kimisi yeni, kimisi unutulmuş, kimisinin altından nice sular geçmiş olaylar yeniden gündeme gelecek. Kimisi hüzünlü olacak, kimisi komik. Kimisi kızdıracak yeniden, kimisi tebessüm ettirecek. Kimisi “Burası Türkiye” dedirtecek, kimisi “Artık bazı şeyler değişmeli”… Gazeteler birkaç sayfasını böyle dolduracak, televizyonlar birkaç saatlerini böyle geçirecekler… Hayat akıp giderken, medyatik hafızamızı yoklayıp, yeni yıla dair, eski şeyler söyleyecekler…
Sadece gazeteciler mi? Her sigortalı da seni didik didik edecek. Ocaktan başlayıp Aralığa kadar her ne alındı, her ne harcandı ise bir bir karşılarına alacaklar. Gıdaları bir tarafa, sağlık harcamalarını bir tarafa koyacaklar. Arada deterjan almışlarsa, temizlik ürünleri için para harcamışlarsa onları buruşturup atacaklar. Unuttukları, akıllarından tamamen çıkan, o para nereye gittiydi diye düşünüp durdukları paranın aslında nereye gittiğini de bu vesileyle öğrenecekler. Her ne kadar geçmese de, araya mutlaka bir otobüs bileti karışacak. Bakıp bakıp, o yolculuğu düşünecek, belki gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçirecekler.
Eminim ki bunlar senin için yeni bilgi değildir. Nöbet değişimi sırasında, hani o Aralık sonu, Ocak başı gibi, ayak üstü konuşmuşsunuzdur bunları. “Böyle böyle oldu” demiştir, 2005. “Şunlara şunlara dikkat et” diye uyarmıştır. Belki öyle ayak üstü değil, bir kenara çekip, kulağını çekmiştir: “Sakın ha” demiştir, “O iyi dileklere kanma. Bol bol umut dolu sözler söyleyecekler. Ama inandıkları için değil, sırf söylemiş olmak için. Sırf mikrofon uzatıldı diye. İçten gelmeyen neyden hayır gelir ki… Eğer umut etmek istiyorsan, onlara bakma. Hayatta tesadüflere yer yok. Her şeyde bir hayır var, buna inan yeter.” Sen de saygıyla başını sallamış ve “Eyvallah” demişsindir muhtemelen.
Ve aynı şeyleri şimdi 2007 ile de konuşacaksındır. “Biz bunları çok duyduk” diyeceksindir. Tecrübe sinmiş gülümsemeni de eksik etmeyeceksindir.
Ama belki de o kadar büyütmemişsinizdir. Dünya bunu hep yapıyor, güneşin etrafında sürekli dönüyor. “Bir tur daha bitti, alt tarafı” diyorsunuz belki. “Sanki hiç biten bir tur görmedik” diye de ekliyorsunuzdur. “Şu insanlara bak hele, ne garip” diye de gülüşüyorsunuzdur, “Nedir bu curcuna, bu telâş.”
Ne diyeyim, haklısınız…
26.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|