Yanlışta ısrar edildikçe insanlık kaybetti ve tükenme noktasına gelindi. Günümüzde ‘çevreci olmak’ artık itibarlı bir durum.
İngiltere’de yapılan bir şirket içi ankette, çalışanların yüzde 78’i, bir yıl önceye göre daha çevreci olduğunu söylemiş. Fujitsu Siemens, bu politikalara uygun olarak binasında üç ayrı ‘dönüşüm merkezi’ kurmuş. Ofislerin dışında, isteyen çalışanlar evlerindeki kâğıt, pil gibi atıkları şirkete getiriyor ve burada uygun bir şekilde değerlendiriyormuş. (Bu arada, gazetemizin servis şoförü Ali Kölemen’in, yıllardan beri ‘atık pil’lerimizi toplayıp hepimize çevrecilik dersi verdiğini hatırlatalım...)
Bu sayede Avrupa’daki çevre dostu şirketlerin sayısı hızla artmış. Çünkü çevreci olmamak utanılacak bir şey olarak görülüyor ve tüketiciler nezdinde şirketlerin imajlarına ciddi zarar veriyormuş. (Hürriyet, İK eki, 10 Aralık 2006)
İnşallah Türkiye’de de çevre dostu şirket sayısında artış olur. Çünkü, gerçek anlamda ‘çevre dostu’ olabilmek için en önce ‘insan dostu’ olmak ve ‘hak, hukuk’a dikkat etmek gerekir. “İnsan hakkı”na saygısı olmayanın “çevre”ye saygısı olabilir mi?
*
23 yıllık ‘yanlış’
Danıştay İdare Daireleri Kurulu, Adalet Bakanlığının hakim-savcı alımlarındaki yetkisini, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle beş ay boyunca durdurmuş. (Nokta, 14-20 Aralık 2006)
Dergiye göre hakim ve savcılar 23 yıldır aynı metodla işe alınıyormuş, ama bu ‘yanlış’lık yıllar sonra farkedilmiş. Yeni hakim alım metoduna “5 ay sonra” karar verilecek olması da tesadüf değilmiş: Nisan 2007’de cumhurbaşkanı seçimi var. Bu işlere, yeni cumhurbaşkanı döneminde karar verilecek.
Ne diyelim, hayırlısı olsun...
*
Kaynak’ın merakı
Eski istihbaratçı Prof. Dr. Mahir Kaynak, 28 Şubat süreciyle ilgili bir ‘merak’ını şöyle dile getirmiş: “28 Şubat sürecinin, benim için karanlık tek noktası kaldı: Erbakan’ın gelişmeleri fark etmesi gerekirdi, ama adeta hız kazanmasını sağlayacak davranışlar sergiledi. O da bu büyük oyunun içinde miydi? Bilemiyorum...” (Nokta, 14-20 Aralık 2006)
Bilen varsa söylesin...
*
Tesadüf yok
“Dr. Kuantum” olarak anılan ve bu konuda 11 kitap yazan Prof. Fred Alan Wolf, “Neden dünya denen bu gezegendeyiz ve ne yapmamız gerekiyor?” sorusuna şu cevabı vermiş: “Dünyadaki yerinizi merak ediyorsanız, kuantum fiziği size şunu anlatabilir: Dünyadaki hiçbir olay diğerinden bağımsız değil. Dünyadaki varlığınızın da bir sebebi var. Tesadüfen dünyaya gelmediniz.” (Hürriyet, Pazar eki, 10 Aralık 2006)
Dr. Wolf, ‘kader’le ilgi bir soru üzerine de şöyle konuşmuş: “Kendimizle ilgili bir şey yaparken aslında dünyanın bütününü etkilediğimizi unutmamalıyız. Dolayısıyla bizim için iyi olan, bütün için iyi değildir ve o zaman (bu istek) gerçekleşmez.”
*
Bir resim altı yazısı
Bir dergide yer alan ‘resim altı yazı,’ Türkiye’de yaşayan gençler için bir mânâ ifade etmese de ‘ihtiyar’lara bir şeyler hatırlatabilir: “Madagaskar, dünyanın en yoksul ülkelerinden biri. Buna karşılık Devlet Başkanı Ravalomanana’nın milyonlarca dolarlık bir servete sahip olduğu söyleniyor. Yoksullara ise birbirlerinin bitlerini ayıklamak düşüyor.”
Dedelerimizden, babalarımızdan dinlediğimiz kadarıyla; bir dönem Türkiye de ‘bit’ ayıklayan çok olmuş...
26.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|