İzmir’den okuyucumuz: “Kurban kesmenin faziletleri nelerdir? Kurbanlık alımlarında nelere dikkat etmeliyiz?”
Kurban, sözlükte yaklaşmak demektir. Dinî bir terim olarak ise kurban, belirli şartları taşıyan bir hayvanı Allah’a yakınlık sağlamak ve ibadet niyetiyle usûlüne uygun olarak boğazlamak demektir. Maksat “et yemek”, “konuya komşuya et ikram etmek”, “fakire fukaraya et yedirmek” değildir. Bunlar ancak birer hikmet olabilir. Maksat bu olsaydı kasaplar varken bizim de kesim yapmamıza gerek kalmazdı.
Kurban kesmek bir ibadettir. Kurbanı ibadet niyetiyle kesmeliyiz. Çünkü emir var. Dinî hükümlerin bir illeti, bir de hikmeti vardır; bunlar ayrı ayrıdır. Dinî hükümlerin illeti, yani özdeki sebebi emirdir. Üstad Bedîüzzaman’ın da işaretiyle, ibadetlerin “taabbüdîlik” ciheti, yani emr olunduğu için yapılması ciheti her zaman, hikmetinden daha öndedir.1
Kurban kesmenin illeti, yani özdeki sebebi emirdir. Hikmetlerinden bir kısmı ise, et yemek, et ikram etmek, konu komşu arasında kaynaşmayı temin etmek, fakiri fukarayı sevindirmek, kardeşlik bağlarını güçlendirmek... vs. olabilir. Bilemediğimiz başka hikmetler de olabilir. Aklımız var diye her ibadetin her hikmetini bulup çıkarmaya kendimizi zorlamamıza çoğu zaman gerek de yoktur. Aslında hikmet arayışlarını abartırsak, bundan, emre karşı bir güvensizlik de çıkar. Hikmetini anlayamadığımız ibadetler için aklımızla hareket edip, o ibadeti yapmamaya kendimizi yönlendirmemiz doğru olmaz, çünkü Allah’a bağlılığımıza zarar verir bu.
“İbadet” olarak kurban kesmek konusunda Kur’ân’ın açık emri vardır, Peygamber Efendimiz’in (asm) açık uygulamaları vardır. “Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes”2 âyetinin namazı da, kurbanı da “Rabb’in için” yapmayı emredişi apaçık bir ibadet çağrısıdır. Bu âyet vücub, yani gereklilik ifâde ediyor. Bunun mezhepler lisanında adı, Hanefî mezhebinde vacip, diğer mezheplerde sünnet-i müekkededir. Demek kurban kesmek farz değil; ama en azından sünnet-i müekkede hükmünde bir ibadettir.
Hazret-i Âişe validemiz (ra) bildirmiştir ki: Peygamber Efendimiz (asm), “İnsanoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha makbul bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve çatal tırnakları ile aynen gelecektir. Çünkü kan yere düşmeden Allah’ın kabul mahalline düşmektedir. Artık kurbanlarla gönlünüz hoşnut olsun” buyurdu. Bir diğer rivayette Peygamber Efendimiz (asm): “Kurban kesen için her kıl karşılığında bir sevap vardır” buyurmuştur.3
Beş cins hayvan kurban edilir: Koyun, keçi, sığır, manda ve deve. Bu hayvanlardan başka hiçbir hayvan kurban niyetiyle kesilmez. Et niyetiyle yapılan kesimler konumuzun dışındadır. Koyun veya keçi sadece bir kişi için kesilir. Sığır, manda ve deve ise yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Bu yedi kişi eşit paylaşmalı ve yedisi de kurban niyetiyle kesmiş olmalıdır. Birisi et almak niyetiyle ortaklığa girmiş olsa, diğerlerinin amelini de iptal eder. Koyun ve keçi bir yaşını; sığır ve manda iki yaşını; deve de beş yaşını doldurmuş olmalıdır. Bunlardan koyun, bir yaşındakiler kadar semiz ve gösterişli olmak kaydıyla altı aylıktan sonra kurban edilebilir.
Kurban edilecek hayvan kusursuz ve besili olmalıdır. Kötürüm derecesinde hasta, yürüyemeyecek kadar zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, kulakları, boynuzları, kuyruğu, dili veya memesi kökünden kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökülmüş hayvanlar kurban olmaz.
Ancak hayvanın doğuştan boynuzsuz, şaşı, topal, deli, zararsız olmak şartıyla biraz hasta, bir kulağı delinmiş veya biraz yırtılmış olmasında bir sakınca yoktur.
***
İsimsiz okuyucumuz: “Dinî nikâhımı geçen Kurban Bayramının ikinci günü akşamı kıydım. Mehir 114 gram altın kararlaştırıldı. Geçen bayram kurban kesmem gerekir miydi? Gerekir idiyse, kesmediğim için şimdi yapmam gereken bir şey var mı?”
Seksen beş gramdan fazla altına veya değerine Kurban Bayramının üçüncü gününe kadar sahip olanlara kurban düşüyor. Kesilmediğinde, vacip terk edilmiş olur. Sonradan kazası yapılmaz. Yeni gelen kurban bayramında gerekli maddî imkâna sahip olunursa yeni kurban kesimi yapılır.
Dipnotlar: 1- Mektûbât, s. 385 2- Kevser Sûresi, 108/2 3- Tirmizî, Kurban, 1
26.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|