Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Kurban Bayramına doğru



İzmir’den okuyucumuz: “Kurban kesmenin faziletleri nelerdir? Kurbanlık alımlarında nelere dikkat etmeliyiz?”

Kurban, sözlükte yaklaşmak demektir. Dinî bir terim olarak ise kurban, belirli şartları taşıyan bir hayvanı Allah’a yakınlık sağlamak ve ibadet niyetiyle usûlüne uygun olarak boğazlamak demektir. Maksat “et yemek”, “konuya komşuya et ikram etmek”, “fakire fukaraya et yedirmek” değildir. Bunlar ancak birer hikmet olabilir. Maksat bu olsaydı kasaplar varken bizim de kesim yapmamıza gerek kalmazdı.

Kurban kesmek bir ibadettir. Kurbanı ibadet niyetiyle kesmeliyiz. Çünkü emir var. Dinî hükümlerin bir illeti, bir de hikmeti vardır; bunlar ayrı ayrıdır. Dinî hükümlerin illeti, yani özdeki sebebi emirdir. Üstad Bedîüzzaman’ın da işaretiyle, ibadetlerin “taabbüdîlik” ciheti, yani emr olunduğu için yapılması ciheti her zaman, hikmetinden daha öndedir.1

Kurban kesmenin illeti, yani özdeki sebebi emirdir. Hikmetlerinden bir kısmı ise, et yemek, et ikram etmek, konu komşu arasında kaynaşmayı temin etmek, fakiri fukarayı sevindirmek, kardeşlik bağlarını güçlendirmek... vs. olabilir. Bilemediğimiz başka hikmetler de olabilir. Aklımız var diye her ibadetin her hikmetini bulup çıkarmaya kendimizi zorlamamıza çoğu zaman gerek de yoktur. Aslında hikmet arayışlarını abartırsak, bundan, emre karşı bir güvensizlik de çıkar. Hikmetini anlayamadığımız ibadetler için aklımızla hareket edip, o ibadeti yapmamaya kendimizi yönlendirmemiz doğru olmaz, çünkü Allah’a bağlılığımıza zarar verir bu.

“İbadet” olarak kurban kesmek konusunda Kur’ân’ın açık emri vardır, Peygamber Efendimiz’in (asm) açık uygulamaları vardır. “Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes”2 âyetinin namazı da, kurbanı da “Rabb’in için” yapmayı emredişi apaçık bir ibadet çağrısıdır. Bu âyet vücub, yani gereklilik ifâde ediyor. Bunun mezhepler lisanında adı, Hanefî mezhebinde vacip, diğer mezheplerde sünnet-i müekkededir. Demek kurban kesmek farz değil; ama en azından sünnet-i müekkede hükmünde bir ibadettir.

Hazret-i Âişe validemiz (ra) bildirmiştir ki: Peygamber Efendimiz (asm), “İnsanoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha makbul bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve çatal tırnakları ile aynen gelecektir. Çünkü kan yere düşmeden Allah’ın kabul mahalline düşmektedir. Artık kurbanlarla gönlünüz hoşnut olsun” buyurdu. Bir diğer rivayette Peygamber Efendimiz (asm): “Kurban kesen için her kıl karşılığında bir sevap vardır” buyurmuştur.3

Beş cins hayvan kurban edilir: Koyun, keçi, sığır, manda ve deve. Bu hayvanlardan başka hiçbir hayvan kurban niyetiyle kesilmez. Et niyetiyle yapılan kesimler konumuzun dışındadır. Koyun veya keçi sadece bir kişi için kesilir. Sığır, manda ve deve ise yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Bu yedi kişi eşit paylaşmalı ve yedisi de kurban niyetiyle kesmiş olmalıdır. Birisi et almak niyetiyle ortaklığa girmiş olsa, diğerlerinin amelini de iptal eder. Koyun ve keçi bir yaşını; sığır ve manda iki yaşını; deve de beş yaşını doldurmuş olmalıdır. Bunlardan koyun, bir yaşındakiler kadar semiz ve gösterişli olmak kaydıyla altı aylıktan sonra kurban edilebilir.

Kurban edilecek hayvan kusursuz ve besili olmalıdır. Kötürüm derecesinde hasta, yürüyemeyecek kadar zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, kulakları, boynuzları, kuyruğu, dili veya memesi kökünden kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökülmüş hayvanlar kurban olmaz.

Ancak hayvanın doğuştan boynuzsuz, şaşı, topal, deli, zararsız olmak şartıyla biraz hasta, bir kulağı delinmiş veya biraz yırtılmış olmasında bir sakınca yoktur.

***

İsimsiz okuyucumuz: “Dinî nikâhımı geçen Kurban Bayramının ikinci günü akşamı kıydım. Mehir 114 gram altın kararlaştırıldı. Geçen bayram kurban kesmem gerekir miydi? Gerekir idiyse, kesmediğim için şimdi yapmam gereken bir şey var mı?”

Seksen beş gramdan fazla altına veya değerine Kurban Bayramının üçüncü gününe kadar sahip olanlara kurban düşüyor. Kesilmediğinde, vacip terk edilmiş olur. Sonradan kazası yapılmaz. Yeni gelen kurban bayramında gerekli maddî imkâna sahip olunursa yeni kurban kesimi yapılır.

Dipnotlar: 1- Mektûbât, s. 385 2- Kevser Sûresi, 108/2 3- Tirmizî, Kurban, 1

26.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.12.2006) - İnsanın diyeti hakkında

  (24.12.2006) - Muhtelif sorular

  (23.12.2006) - Dinî musîbetler

  (22.12.2006) - Allah'ı bilmenin kalpteki aydınlığı

  (21.12.2006) - Peygamber Efendimiz (asm) adına kurban kesmek

  (19.12.2006) - Namaz için uyandırmak

  (18.12.2006) - Şerlerden Allah'a sığınma

  (17.12.2006) - Mevlânâ Celâleddin-i Rumî (ra)

  (16.12.2006) - Sevinci şükre çevirmeli

  (15.12.2006) - Kabirde hayat

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004