Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

İslâm sosyalizmi çarpıklığı



İslâmiyeti anlama konusunda bir arızalı kesim var. Zaman zaman bu hastalıkları depreşir.

İslâmın arkasına bir şeyler ilâve etme gereği duyuyorlar. Samimiyetlerinin ölçüsü nedir bilemeyiz. Çünkü bunu ölçebilecek ne bir âlet var, ne de bu konuda kimsenin yetkisi.

Bir dönemler, Türk-İslâm sentezcileri pek bir modaydı.

“Türk gibi Müslüman.” Ya da İslâmiyetin Türk versiyonu.

Neredeyse Peygamberimizin Arap olmasını içlerine sindirmekte zorlanır bir tarafları vardı.

“Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman” bir zamanların moda sloganıydı.

İslâmiyete büyük hizmetler etmiş ve gelecekte de edecek İslâmın kahraman bir evlâdı; Türk milleti. Zaten Müslüman olmayan Türk de kalmıyor. Türk kelimesi aynı zamanda Müslümanı temsil ediyor. Ama onun ötesinde İslâmiyetin kendi eksiğini Türklükle kapatacak bir durumu yok. Türklük ne kadar Müslümansa, o kadar şerefli olur. Onun ötesinde İslâmiyeti bir yerlere çekmenin anlamı yoktur. Olmadı da zaten.

Bir başka kesim ise, ikide bir İslâmiyeti götürüp, Marks’ın, Lenin’in, Engels’in sosyalizmine yamama derdine düştü. Bunlar huzursuz Müslümanlar. Kendilerince, İslâmı temsil gibi bir ehliyete sahipler. Sanki İslâmı temsil etmenin tapusunu almışlar. Ama sadece İslâmiyetle yetinmek onları tatmin etmiyor.

Cenâb-ı Hakkın gönderdiği Kur’ân, 1400 yıldır hükmünü icra eden İslâmiyet ve şu kâinat yüzü suyu hürmetine yaratılan Hazret-i Peygamberin hükümleri sanki eksik kalıyor, peşine Marks’ın tefessüh etmiş ilkelerini ekliyorlar.

Geçmişleri Milli Görüşe dayanıyor.

Yıllarca, İslâm adına siyaset olmaz diye bağıranları, türlü çeşitli sıfatlarla tesmiye ettiler. Bir ara kafalarını duvara vurunca kalktılar, bu işin yanlış olduğunu anlar gibi oldular, ama bu durum geçici bir şuurlanma gibi gözüktü, sonra tekrar huzursuz hallerine döndüler.

Bunların çok etkilendiği Nasır’ın Arap sosyalizmi ya da Ali Şeriati’nin öğretilerinin ülkelerini ve İslâm toplumlarını getirdikleri nokta ortada.

Şimdi yıllar sonra demode olmuş bu kavramlardan medet ummak kime ne yarar sağlar?

İslâmiyeti bir kulluk şekli olarak değil, sadece siyasî mücadele aracı olarak gören bir kültürden gelenler, 40’lı 50’li yaşlarında insan hakları ve özgürlükler gibi kavramlarla tanışınca, bunları solun malı olarak görüyorlar.

Belki onları yanıltan nokta şu olabilir. Türkiye’de dindarlık ile sağcılık çok iç içe girmiş durumda. Sağ siyasetin devlet yanlısı tutumu ve başörtüsü konusu hariç, insan hakları ve özgürlüklerini savunmayı devlet düşmanlığı olarak gören geleneksel yüzü nedeniyle bu değerler sol siyasetin malzemesi gibi gözüküyor.

Bu konularda duyarlı olmak için mutlaka sol referansa ihtiyaç yok. İslâmiyet, insanlığa bakan binlerce vechesi olan bir din. Bu konuda daha duyarlı olan kesimler, İslâmiyetin bu yönlerini ön plana çıkarırlar. Fıtratı icabı bu tür değerlere hassasiyeti olanlar da gayretlerini bu yapılanmanın etrafında ve Kur’an, Sünnet, İcma-i Ümmet referansları ile birlikte yürütür ve geliştirir. Bu hakikatlerin Müslümanların hayatında,devlet yönetiminde ne tür kurumlar ve düzenlemeler aracılığıyla yer alabileceği konusunda akademik ve idari yönden çalışmalar yapılır.

Kur’ân, Sünnet ve İcma-i Ümmet yerine Marks ya da Lenin referansını koyacak halimiz yoktur.

Hem pratikte de sosyalizmin Stalin tarzının mı, Troçkist yanının mı, yoksa Avrupa sosyal demokratlarının mı, üçüncü yolcuların mı referans alınacağı belli değil.

Ertuğrul Günay insan hak ve özgürlükleri konusunda parlak bir geçmişe sahip bir siyasetçi olmanın ötesinde saygın bir isim. Geçmişi ya da dünya görüşü İslâma saygılı bir sosyalist olmasını gerektirebilir. Ya da Mehmet Bekâroğlu üniversitede maruz kaldığı haksızlığa karşı insan hakları mücadelesini verip gelmiş bir eski milletvekili.

Kişisel dünyalarını şekillendiren değerlere hiçbir şey diyemem. Haddime de düşmez. Ancak onlardan tek bir ricam var. Lütfen siyasî ikbaliniz uğruna İslâmı sosyalizme kurban vermeyin.

İslâm gibi; siyasî görüşleri ne olursa olsun, etnik kökenlerinde ne yazarsa yazsın, bu milleti bir arada tutan elmas kıymetindeki bir değeri, bir dönem daha milletvekili olmak gibi süflî bir sandık hesabına âlet etmeyin.

Hareketinize ne derseniz deyin, ama Millî Nizam’dan başlayarak Milli Görüş zihniyetinin İslâm dininin siyasî emellerine âlet etmesinin dinimize verdiği zararlar ortadayken bir de sizler kalkıp, Hazret-i Muhammed’in getirdiği mukaddes dini, Marks ve Lenin’in kokuşmuş sosyalizmine bulaştırmayın.

Samimiyetinize inanarak, Arafat’ta “Lebbeyk Alla Hümme Lebbeyk” diye tekbir getiren milyonlarca hacı adına sizden istirham ediyorum.

Nişantaşı kafelerinde Haşmet’i bekleyenlere değil, elbette ki, tutarlı bir çizgileri olduğu için Ertuğrul Günay ile Mehmet Bekâroğlu’na yapıyorum bu çağrıyı.

Ayrıca Bekâroğlu’nun Milliyet gazetesinde Derya Sazak’la yaptığı söyleşide, Müslüman sol bir partinin kendi söylemleri olmadığını, bunun medyanın bir fantezisi olduğunu belirtmesi bu açıdan ümit verici bir gelişme.

Bekâroğlu ayrıca Müslüman-sol kavramını da doğru bulmadığını belirtiyor. Ancak bunun daha gür bir sesle dillendirilmesi gerekiyor. Kendilerinin doğrulamadıkları bir tezle anılmak onların da hoşuna gitmez elbette ki. Madem rahatsızlar, yanlış da olsa bu imajı silmek için daha çok çaba sarf etmeleri gerekecek.

26.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.12.2006) - Cambazhanenin yeni cazgırı

  (22.12.2006) - Cumhurbaşkanlığı senfonisi

  (21.12.2006) - İlhan Abi çaptan düştü

  (20.12.2006) - Makul muhalefet mi, azgın diaspora mı?

  (19.12.2006) - Orhan Pamuk’la yolculuk

  (18.12.2006) - Demokrasi adına CHP'ye dikkat!

  (15.12.2006) - Siyaset dersi

  (14.12.2006) - Asker ezberi bozdu

  (13.12.2006) - AB sonrası Ankara

  (12.12.2006) - AB’de kritik gece Çarşamba

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004