Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

İnsanın diyeti hakkında



Adana’dan Sami Narin: “Trafik kazası ile bir kişinin ölümüne sebep olan birisinin ölenin yakınlarına ödemesi gereken diyet var mıdır? Varsa ne kadardır?”

Diyet, insanın veya insanın her hangi bir uzvunun telef edilmesi karşılığında ölenin sağ ise kendisine, sağ değilse velisine verilmesi gereken tazminat, yani kan bedelidir. Kur’ân-ı Kerim diyeti şu âyetle hükme bağlıyor: “Yanlışlıkla olması dışında bir mü’minin bir mü’mini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mü’mini öldüren kimsenin, mü’min bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mü'min olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mü’min bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mü'min köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay peş peşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Kim bir mü’mini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”1

Âyetlerden anlaşılan hususları şöyle özetlemek mümkündür:

1- Bir mü’mini mü’min olduğu için kasten öldürmek büyük günahlardandır. Cezası ebedî cehennemdir.

2- Bir mü’mini kasıt olmaksızın, hata eseri (yanlışlıkla) öldürmek veya yanlışlıkla ölümüne sebep olmak durumunda, öldüren kişinin, öldürülen mü'minin velisine diyet vermesi ve bir mü'min köle azat etmesi gerekir. Azat edecek köle bulamayan öldüren, affedilmesi için iki ay peş peşe oruç tutar.

3- Eğer öldürülen kimsenin velisi diyetten vazgeçerse, ancak bu durumda katil veya öldürenin diyet verme yükümlülüğü düşer. Sadece tövbesinin makbul olması için iki ay peş peşe oruç tutmakla yetinir.2

Öldürülen mü’minin diyeti sünnete göre bin dinardır.3 İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye göre bin dinar altın, yüz deveye veya on bin dirhem gümüşe denktir.4 İmam-ı Azam’ın iki talebesi olan Ebu Yusuf ve İmam-ı Muhammed bu ölçüleri sığır ve koyun cinsinden de belirlemişler ve bir mü'minin diyetinin iki yüz sığır veya iki bin koyuna denk geldiğini söylemişlerdir.5

Trafik kazaları hiç şüphesiz isteyerek olmaz. Trafik kazalarında insan ölümüne sebep olmak şoförün yanlış davranışı ve hatası sebebiyle olabileceği gibi, ölenin hatası sebebiyle de olabilir. Meselâ şoförün geçiş üstünlüğü olan bir yola bir yayanın aniden ve yanlışlıkla çıkması sonucunda eğer yaya ölürse, burada hatanın şoföre mi, yayaya mı verileceği konusunda, kaza mahallinde polisçe tutulan tutanağa, görgü şahitlerine, ya da mahkeme kararına bakılabilir. Hata oranı yüzde yüz yayanın ise, şoförün diyet ödemesi gerekmez. Eğer yüzde belirli bir oranda şoförün hatası varsa, şoför hatası oranında ölenin velisine diyet öder. Meselâ hata yüzde otuz oranında şoförde ise, şoför diyetin yüzde otuzunu öder.

Fakat ölenin velisi bundan vazgeçerse, ancak bu durumda diyet düşer. Ölenin velisi diyet istemeksizin helâllik verdiğinde, onun bir masrafını karşılayarak, bir derdini paylaşarak gönlünü almalı, onu meseleye barışla ve yapıcı olarak yaklaştığı için tebrik etmeli, ona duâ etmeli.

Her hâl ü kârda ölenin velisi ile en azından ona baş sağlığı dileyerek, acısını paylaşarak, gerekirse bir kısım masrafını üstlenerek helâlleşmek şarttır. Allah, ehl-i İslâma ölüm gelmeden önce birbiriyle helâlleşmeyi ve mahşere birbirinden helâllik alarak girmeyi nasip etsin. Âmin.

Dipnotlar: 1- Nisa Sûresi: 92,93 2- Nisa, 92; İmam Merginânî, a.g.e., IV, 169; İmam Kâsânî, a.g.e., VII, 297; V, 95; İbn Hümam, VIII, 253, 3- İbn Hümam, Fethu’l-Kadir, Beyrut 1318, VIII, 308, 4- Tirmizî, Diyet,1; Ebu Davud, Diyet, 16; Nesâî, Kasâme, 33, 5- Şeyh Nizamüddin ve Heyet, el-Fetevây-ı Hindiyye, Beyrut 1400, VI, 24; İbn Hümam, a.g.e., VIII, 302-303.

25.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.12.2006) - Muhtelif sorular

  (23.12.2006) - Dinî musîbetler

  (22.12.2006) - Allah'ı bilmenin kalpteki aydınlığı

  (21.12.2006) - Peygamber Efendimiz (asm) adına kurban kesmek

  (19.12.2006) - Namaz için uyandırmak

  (18.12.2006) - Şerlerden Allah'a sığınma

  (17.12.2006) - Mevlânâ Celâleddin-i Rumî (ra)

  (16.12.2006) - Sevinci şükre çevirmeli

  (15.12.2006) - Kabirde hayat

  (14.12.2006) - Allah'ın “Biz” zamirini kulanmasının mânâ ve hikmeti

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004